Bugün 14 Mayıs,
yani eczacılık günü…
1968 yılından bu
yana ülkemizde eczacılar bu bahar gününü kendilerine ayırmışlar ve kutlarlar.
Topluma, hastalara,
kendilerini hatırlatır; biz de bu ülkede sağlık hizmeti içinde varız ve
sunulması için önemli katkılar sağladıklarını ifade ederler.
Bugün dolayısıyla
bir araya gelir kendi aralarındaki iletişimi ve bağı güçlendirirler.
Eczacılar bu ülkede
güven duyulan meslekler sıralamasında her zaman en üstlerde yer alırlar. Halkın
en kolayca girip çıkabildiği sağlık alanlarıdır.
Bunun yanı sıra
eczacılar örgütsel dayanışma ve bağlılıklarıyla da ön planda bilinirler.
37 bin eczacı, 26
bin eczane, 75 bin çalışanlarıyla sağlığa, insanımıza, ekonomiye ülkeye her
zaman durmaksızın katkı koyarlar.
Küçük, küçük
alanların ekonomik gelişmeye kazandırdıkları kendi ölçeklerinin çok üstündedir.
Ateşi yükselen çocuğunuz;
Acilden çıkan
eşiniz;
Tansiyon ilacı
tükenen anneniz;
Maması biten
bebeğiniz için;
Yurdun en ücra
köşesinde bile, gecenin bir vakti ışığı açık sizi bekleyen bir eczane
bulabilirsiniz.
Halkın, hastanın
yanı başındaki bu küçük küçük sağlık kuruluşlarının sorunları yok mudur?
Tabi ki ,hem de ne
kadar çok !
Küresel dünyada
kapitalizmin gelişmesiyle bu tarz küçük sermayeli eczacının sahibi ve mesul
müdürü olduğu işletmeler ayakta durmakta zorlanıyor.
İlaç, sağlık,
sosyal güvenlik politikaları, ekonomideki dalgalanmalar bu yapıların yaşama
şansını azaltıyor.
Eczaneler ayakta
kalmalı…
Çünkü onlar,
yalnızca sağlık hizmetinin sunulmasına katkı sunmuyorlar.
Eczaneler bizim
toplumsal kültürümüzdeki dayanışmayı, güveni, paylaşmayı, yardımlaşmayı ve
birbirini dinlemeyi de temsil ediyorlar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.