Dünyayı güzellik kurtaracak. Bilindik bir cümle, bir kitap ismi ve de bir şiirden, şarkı sözünden mısra. Kitap edebiyat devi Dostoyevski’ye ait. Şiir ise bizden birine Zülfü Livaneli’ye ait. Gerçekten etkili ve anlamlı bir söz. Kolayına milyonların okuduğu bir kitap ismi ve dillerden düşmeyen bir şarkı sözü olmamış. Dünyanın daha yaşanabilir bir dünya olması için kurtarıcı görülen güzellik sözcüğünün içine neler sığdırılır neler ! Siyaset ve yönetim açısından bakarsak çok şey sığar. Barış, özgürlük, demokrasi, adalet ... Ekonomik pencereden ise yalnızca bir olgu yeter . Adil gelir dağılımı … İnsan davranışları yönünden çok söylenecek, istenecek şey vardır . Merhamet, hoşgörü, anlayış … Her biri tek başına birer güzellik, hele hepsi birlikte olursa dünyayı kurtarabilirler. Güzel sözcüğüne sığdırılan bu kavramlar dünyayı kurtarabilirler mi ? Tek başına gücü yetmez. Bunların hepsi tek başına güzelliği oluşturur ancak dünyayı bilimle birlikte olurlarsa kurtarabilirler. Bilim bilinmezliği ortaya çıkarırken, insanlığın gelişimine ve refahına katkı koyar. Bugünün dünyasında, geçen yüzyıllar gibi artık salgınlardan, kıtlıklardan milyonlarca insan ölmüyorsa, bu bilimin sayesindedir. Penisilinin bulunması, aşının geliştirilmesi, tarım teknikleri ile üretimin artırılması bilimin insan yaşamına sunduğu çok ciddi katkılardır. Yaşadığınız ülke hem “güzelliğe” hem de bilime etkin bir biçimde sahipse, büyük olasılıkla kurtulmuş yani yaşanabilir bir toplumun üyesisiniz demektir. Sanayiide ya da üretimin çeşitli alanlarında inovasyon kapasitesi konusunda dünyada 47. sıradaymışız. Dünyada en fazla inovasyon yapan 100 üniversite arasında Türkiye’den hiç üniversite yok. Bir milyon kişiye düşen doktora yapmış insan sayımız 57, oysa bu rakam Almanya’da 343, İngiltere’de 386, Güney Kore’de 259. Hepimiz daha iyi bir ülke istiyoruz; o halde içinde demokrasiden hoşgörüye kadar, güzelliğin tüm unsurlarına, akla ve bilime sahip olmanın yolunu bulmak zorundayız .