Dön de bir kendi ülkene bak

b2 Tokat'ta bir grup tarafından parasız ve laik eğitim isteyenler yürümek istedi, polis izin vermedi. Bu sırada polisin bu tavrından güç alan bir başka grup, parasız laik eğitim isteyenlerin üzerine bıçak vs kesici aletler ile yürümek istedi. Siz şu rezalete ve kepazeliğe bir bakın. Biatçı, yoz ve yobaz anlayış nereye kadar tırmanıvermiş... Parasız temel eğitim zaten bu ülkenin anayasasında var, yani var olan hakkın kullanılmasını isteyen guruba karşı koymaya çalışılması aslında bir acizliğin, zalimliğin, biat kültürünün yansıması değil mi. Laik eğitim istemek kadar daha demokratik ne olabilir. Neme lazımcı, biatcı, vurdum duymaz, ye iç yat, sormayan sorgulamayan kültürün kök saldığı bir ülkede, başka bir tepki beklenebilir mi. Tokattaki rezalet aslında bugün Türkiye'nin hemen her yerinde her an yaşanabilir... Örnek ortada... Kendi çıkarları uğruna, saltanatları uğuruna bu anlayışı güçlendirenler utansınlar, demekten başka ne söylenebilir ki... Hatta bu anlayışın güç kazanması için sokağı halka yasaklayan, polis devleti zihniyetini halk üzerinde yasalarla hakim kılmaya çalışan bir iktidardan da demokrasiyi geliştirmek için ne beklenebilir... XXX Paris'te 7 Ocak günü bir mizah dergisinin basılması ve 12 insanın öldürülmesi elbette hiçbir şekilde savunulamayacak, mazur görülemeyecek bir olay. Bu ve benzer olaylar nerde olursa olsun, yapanların kimliği ve inancı ne olursa olsun kınıyoruz. Yaşanana bu üzücü olaya dünyanın dikkatini çekmek ve barış dilini güçlendirmek, teröre karşı birlik mesajı vermek uğuruna Paris'te düzenlenen yürüyüşe milyonlar katıldı. 50'ye yakın ülke hükümet düzeyinde bu yürüyüşte temsil edildi. Türkiye'den de Başbakan Davutoğlu katıldı. Eve,t Paris'te 12 masum insan öldürüldü. İnsana değer verilen Avrupa'da bu vahşice işlenen olaya karşı gösterilen tepkiler hız kesmeden devam ederken,  Paris'te düzenlenen yürüyüş ile Avrupa'nın hatta dünyanın dikkati çekilerek terör bir kez daha lanetlendi. Milyonların katıldığı bu eylemde, polis geniş güvenlik önlemleri alırken milyonlar meydanda olaysız dağıldı. Avrupa kimilerinin deyimi yada iddiası ile belki yıllardır Ortadoğu'da  terörü finanse etti ve milyonların ölümüne sebep oldu. Fakat orası ayrı bir tartışma, ben asıl Avrupa'da insanın değerinin, kıymetinin ne kadar önemli olduğunu, ne kadar üst seviyede tutulduğunu şu yaşanan acı olayda bir kez daha kendini gösterdiğine vurgu yapmak istiyorum. Avrupa insana ve insan haklarına saygılı olup bu anlayışı sahiplenirken, Türkiye'de bu anlayışı çıra ile arıyoruz.. Örneğin değil 12, daha geçen yıl Manisa Soma'da 301 işçi madende yanarak göz göre göre günler süren çırpınışlarının ardından hayatını kaybetti. Halen Soma maden kazasıyla ilgili iddianame 8 aydır hazırlanamadığı için olayla ilgili ceza davası açılamadı. Yine geçen yıl Ermenek'te bir madende 18 işçi maden ocağında yaşamını yitirdi. Ve bu olaylara tepki amaçlı değil milyonlar, yüz binler bile sokaklara inemedi. Niçin.? Polis devleti korkusu, insanların demokratik tepkilerine engel oluyor. Bir çok yerde küçük çapta yapılan protesto eylemlerinde eylemcilerin başına gelmedik kalmadı. Evet 12 kişide bir insandı fakat 301 ve 18 madenci de insandı. Başbakan madem bu kadar duyarlı, demokrasiye inanıyor o zaman burada ki eylemlere karşı polisin sert tutumuna karşı niçin daha samimi olup gereğini yapmadı dersiniz. Tam tersine bu ülkede sokaklar yasaklanıyor... Yine 2011 yılı Aralık ayında bir başka toplu katliam Şırnak'ta, Roboski'de (Uludere) yaşandı. TSK'ya ait savaş uçakları Roboski'de 34 sivili bombalayarak katletti. Ve bu  katliamı bu toprakların tarihine yazıldı. Olayın üzerinde tam 4 yıl geçti halen bu olaydan yargılanan ceza alan bir yetkili yoktur. Unutturulmaya çalışılıyor. Buna benzer toplu katliam ve ölümlerle ilgili örneklerin sayısını bu ülkede artırmak olası. Peki tüm olaylarla ilgili olarak bir tek yetkili istifa etti mi, hükümet düzeyinde bir yetkili bakan vs. istifa etti mi, yada haklarında bir dava açıldı mı? Hayır. Peki vicdanı olan insanların bu olaylara karşı suskunluğu insanlık ile bağdaşır mı. Paris'e kadar sırf boy göstermek için, "desinler"e gidenler, dönüp kendi ülkelerinde ki katliamlara, insan haklarının yok edilişlerine yönelik saldırılara benzer eylemlere yönelik olup bitenlere, insan hak ve özgürlüklerine düşünce özgürlüklerine karşı yapılan saldırılara neden bakmıyor, neden sessiz kalıyorlar acaba... Eğer bu yaptıklarınız takkiye değilse, sevsinler seni ...   .      

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bekir Şahin Arşivi