Hemen açıklayayım. Nedir bu tembellik. Kendim bir şey üretmeden, yerel basınımızdan kimi haber, yorum ve makalelere bir göz atacağım. Bir gazetenin manşeti; "Sivil Sandık Kuruluyor". Haberi okuyoruz. " Ak parti 'de aday adaylığı sona ererken, bu pazar yapılacak olan temayül seçimlerinden sonra şehirlerde sivil sandıklar kurulacak. Adaylarını 4 aşamalı elemeden geçirecek olan AK parti, milletvekili adaylarını belirlemede şehirlerin STK temsilcileri ve kanaat önderlerinden de görüş alacak." Başta bu sivil sandık tanımını anlayamadım. Başka sandıklar Askeri sandıklar mı acaba? Sonra düşündüm ki Cumhurbaşbakan için "Seçilmiş" ifadesi ile hemen hemen aynı anlama geliyor. Önceki Cumhurbaşkanlarının hepsi seçilmeden o koltuğa oturtulmuşlar!!! Haberin içeriğine baktım, STK temsilcilerinin ve kanaat önderlerinin görüşü alınacakmış!!! Bu STK'ların içinde DİSK gibi, KESK gibi İHD gibi AKePe muhalifi STK'lar ile AKePe yağdanlığı olmamış, özgür, bağımsız, demokrat ve laik herhangi bir kanaat önderi olacak mı? Son soru sırf meraktan sorulmuştur. Yine başka bir haber; Alimeler İcazet aldı. "Alimler ve Medreseler Birliği (İTTİHAD) Gaziantep'te İslami ilimlerde başarı göstererek icazet almayı hak kazanan 18 Alime düzenlediği merasimle icazet verdi" (Cümle kurgusu haberi yapan gazeteye ait) Üstünde Siyah çarşaflar üzerine bembeyaz birer örtü örtmüş bir gurubun fotoğrafı. Bu giysiler içerisindekilerin kadın mı, erkek mi belirsiz. (Burada bir gönderme var) İslam'ın hangi dalında Alime olmuş ve icazeti hak etmişler açıklanmamış. Laik ve bilimsel eğitim sistemimiz nerede. Bulamadım. Bir başka manşet; Uyan artık ey Müslüman. Gaziantep Üniversitesi önünde 15-20 kişilik bir gurubun fotoğrafı ve altında " Anadolu öğrenci Birliği tarafından ABD'de katledilen üç Müslüman genç ve Mersinde katledilen Özgecan Aslan için Gaziantep'te Basın açıklaması yapıldı. Açıklamada "Evine aldığın 120 ekranlık zehir kutusunun evladına, sana, eşine neler ettiğine artık bir bak. Derdimiz var, susmayacağız. Bu gün meydanlardayız, dün olduğu gibi, zulüm var oldukça biz de var olacağız" denildi diye özetlenmiş haber. Sayfanın dörtte biri. Bu manşetlik gurup hangi zulmün, hangi haksızlığın karşısında bu güne kadar nasıl durmuş, düşündüm. Bulamadım. Yanında başka bir haber; İHH Kadın komisyonu başkanı açıklama yapmış. Özgecan Aslan'ın üç erkek tarafından katledilmesinin İslami bir izahı yok. Eee birde böyle bir vahşete İslami bir kılıf bulsaydılar bari. Laf ola beri gele bir haber. Başka bir manşet; İmamlar Hastaneye Hazırlanıyor. İşte tam 21. yüz yıl dünyasında tıbbın ulaştığı son nokta. Gaziantep müftüsü, Gaziantep'in uygulama için pilot iller arasında olabileceğini belirmiş... Ey koca tabip İbn i Sina'yı sürgün eden mantık. Ey bilimsel tıbba kafa tutan kara kafa. Ey ikiyüzlü din tacirleri. Gözünüz aydın... Bir köşe yazısı; Başlık, Solculuk is Over. Girişinde " solcular bu memlekete bir şeyler katmışlardır. Sanatın her türlüsü; sinema, tiyatro, resim, müzik... Evet, külahımızı önümüze koyalım ve solcuların bu konularda çok iyi olduğunu kabul edelim. Sloganlar, söylemler Vs. konularında gerçekten iyiler. Başka. Sonra özetliyor solcuları. İkiyüzlü... Onursuz... Silik... takiyyeci diye. Ey bre aklı evvel, sen insanlık tarihine, bilim tarihine, sanat ve edebiyat tarihine adını yazdırmış üç sağcı isim say önce. Hakaret ederek solu ve solcuları suçlamak kim, sen kimsin.??? Spartaküs' ten günümüze kadar tüm insan hakları savunucularının, Şikago sokaklarında 8 saatlik iş günü için can veren onlarca insanın, ulusal kurtuluş savaşlarında cepheye ilk koşanların, kendi idam sehpasına tekme atarken bile "Yaşasın tam bağımsız Türkiye " diye haykıran DENİZ 'lerin,  Demokrasi mücadeleleri sırasında sokak ortalarında kurşunlanan Turan Emeksiz' lerin, deniz yüzlü BERKİN 'lerin, emek ve insan hakları savunucuları Ali İsmail 'lerin, Ethem'lerin, fikirleri karşısında konuşamayıp bombalarla yok ettiğiniz Uğur Mumcu' ların, Bahriye Üçok ve Turan Dursun gibi bilim deryalarının, bu gün hala zindanlara doldurduğunuz yüzlerce aydının ve devrimcinin SAĞCI olduğunu mu sanıyorsun.   Sen önce felsefenin ne olduğunu, siyasetin bu felsefe biliminin neresinde bulunduğunu ve senin ve ağababalarının niye sol ve solcu düşmanı oldukları konusunda azıcık kafa yor. İkiyüzlülüğün, silikliğin, onursuzluğun ve takiyyeciliğin ne olup ne olmadığını bile bilmeden, bütün bunları şahsında barındırdığının bile ayrımında olmadan kimseye ve hele bir ideolojiye bu kadar saldırabilmen ise tam bir klinik vaka olabilir ancak. Evet, bu gün işin kolayına kaçtım ve yerel basınımızın yağcılık, gericilik ve birazda iftira fışkıran haber ve yorumlarına göz attım. Gaziantep'te kapanan fabrikalardan, işten atılan binlerce emekçiden, yoksulluğun ve çaresizliğin bin türlüsünü yaşayan insanlardan tek satır göremedim ne yazık ki. Eğer sinirlerinizin ve ruh sağlığınızın bozulmasından korkmuyorsanız sizde bu besleme ve yağcılık koşusunun önde gidenlerine göz atabilir, kimi aklı evvellerin "sözde fikir" yazılarını okuyabilir siniz.