Türkiye’nin siyasal gündemi kimi ünlü politikacıların Sayın Cumhurbaşbakan ile görüşmelerinin üzerinden şekilleniyor artık. Bir kişinin haşmetli ile görüşmesi eğer koca bir ülkenin gündemini belirliyor ya da yol haritasını değiştirebiliyor ise buna şaşmak mı gerek yoksa o görüşen ve görüşülen şahıs adına övünmek mi bilemiyorum. Bizde dâhil bütün basın bu görüşmeleri yazıyor, televizyonlar bu görüşmelerin içeriğinin ne olduğu tahminleri ile saatler süren tartışma programları yapıyor. Ama bu buluşmalarda neler konuşuldu, nelerin pazarlığı yapıldı gerçekten bilen kimse yok. Birinci görüşme Meclis başkanlığının AKePe ye hediye edilmesi sonucunu doğurdu. Zaten bu hediye paketini hazırlamakta olan Bahçeli’nin eline bulamayacağı bir fırsat sunmuş oldu. Fakat görüşmenin içeriği SIR. Daha önce Sayın Erdoğan’a Milletvekilliği, ardından Başbakanlık ve Cumhurbaşbakanlık yolunu açan o görüşmede olduğu gibi. Bu görüşmelerin sonuçları itibarı ile çok büyük sonuçlar doğurduğuna bakarak Sayın Baykal için birçok şey söylenebilir. Siz aklınızdakiler ile yetinin. Gelelim ikinci büyük buluşmaya. Daha önce milletvekilliği yapmış, sonra Gaziantep’i 15 yıl yönetmiş ve yeniden Milletvekili seçilmiş Sayın Celal DOĞAN ‘da 1,5 saat görüşmüş büyük usta ile. Sayın DOĞAN’ın görüşmesi ile ilgili kimi başlıklar yansıdı basına. Yerel gazetelerin birçoğunda yer aldığı halde hepside bu açıklamaları “Özel Haber” diye vermişler. Neyse, ben yapılan görüşmede sohbet konusu yaptıkları şeylere bakacağım. Sayın Doğan 7 ana başlıktan söz etmiş. Bu konuların birincisi Suriyeliler, ikincisi sanayinin iyi gitmeyişi, üçüncüsü Gaziantep’in zengin ailelerinin kenti yönetmek istiyor oluşları, dördüncüsü ortak akıl sisteminin iflası, beşincisi şehrin tamamının varoşlardan oluşması, altıncısı büyük boyutlara ulaşmış olan işsizlik ve yedinci olarak ise marka şehir kapsamının bitmiş olması olarak sıralanmış. Tabi, yaşadığımız kentin kangren olmuş sorunlarının bir vekilimiz tarafından Cumhurbaşkanına (Cumhurbaşbakan) iletilmiş olmasından dolayı gerçek anlamda memnun olmamız gerek. Zaten seçip gönderdiğimiz Vekillerimizin asli görevlerinden bir tanesinin temsil ettikleri kentin sorunlarının çözüme kavuşturulması değil mi? Ama ben bu “ sohbet” sırasında dile getirilenlerden bazılarına taktım kafayı. Mesela kenti zengin ailelerin yönetmek istiyor oluşları. Yahu arkadaşlar bu kenti şimdiye kadar kim yönetiyordu diye sormazlar mı adama. İşçiler, memurlar, emekliler, ev kadınları ya da küçük esnaf takımından kim şimdiye kadar yönetimlerde söz sahibi olabildi. İmar planlarındaki değişiklikler, akaryakıt istasyonlarının yer tespitleri ve hatta park yapılacak alanlar bile MÜLK sahiplerinin istekleri doğrultusunda olmuyor mu? Köylünün elinden yok pahasına satın alındıktan sonra toplu konut alanı yapılan yerler hangi yoksul vatandaşın. Kent konseylerinde bile hangi yoksul vatandaşımız yer alıyor? Efendim “ortak akıl sistemi iflas etmiş.” Ee bre canım kardeşim, sivil toplum deyince sadece sermaye kuruluşları ve yandaş derneklerden söz edilen yerde sen hangi ortak akıldan bahsediyorsun? “Şehrin tamamı varoşlardan oluşmuş” Bu kentin on beş yılına damga vuran bizim mahallenin sütçüsü Kasım değildi ki. “Marka şehir kapsamı bitmiş” Vallahi bunu öncelikle basiretsiz ve parti mensubu konumunda görünen yöneticilere sonra da bu kentin kodamanlarına söylemek gerek. El birliği ile batırdıkları sanayinin, sadece kâğıt üzerinde yapılan ihracat ile övünen tüccar kafalıların ve görmezden ve bilmezden gelen ekonomi bürokratlarının, marka deyince sadece kendi firmasını zanneden türedi zenginlerin sorunu bu, bizi ilgilendirmez. “Suriyelilerin oluşturduğu sorun” Tamda bu sorunu yaratan ve başımıza 2 milyondan fazla mülteciyi toplayan Kişiye söylenecek sorun doğrusu. Hele “işsizlik” Yahu kardeşim uygulanan ekonomik programlarının mucidi olan kişiye bu sorunu ne diye söylüyorsun? Bu yılın ilk 6 ayında işsiz bırakılan 65 bin Gaziantepliye iş mi bulacak haşmetli? En çokta mevcut belediye Başkanı için övgü düzmesi hoşuma gitti doğrusu. Evet, Sayın Doğan Cumhurbaşbakan ile yaptığı sohbette kentimizin sorunlarını dile getirmiş. Sevindim, mutlu oldum. Umarım Parlamentoda da takipçisi olur. Bunları kesinlikle ben söylemedim dostlar. Vallahi ben bu görüşmenin içeriği konusunda yazı yazan ve bunu “Özel Haber” diye sunan gazetenin yalancısıyım. Bu mülakatta eksik olan tek şey ise soru sorulmamış olmasıdır. Oda tek bir soru. Kamu oyunun ve seçmenlerinin bilmesi gereken başka bir şey var mıydı?