Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu

Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu

Başpınarda İşçilerin Son Durumu…

Gaziantep’te üretimin kalbi, Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde işçiler kan ağlıyor diyebiliriz. Suriye’ye AB-D emperyalizmin saldırısı, Suriyelilerin Gaziantep’teki nüfuslarının artışı, Suriyeli işçilerin fabrikalarda istihdam edilmesi, en son Rusya ile olan kriz sonrası, Başpınar Organize Sanayideki yüz bini aşkın işçi zor durumda.  Aslında savaş ve kriz yok iken de benzer durumlar oluyordu. İşlerin tıkır, tıkır gittiği anda bile, işverenler işçilere  “işler iyi değil, bu nedenle bu yıl size zam yok” diye kolayca söyleyebiliyorlardı. Ağustos 2012’de Ramazan ayında yirmi bin işçi Başpınarda bu nedenle sokağa çıkmış, sonra az da olsa zam almışlardı. İşverenler bu büyük eylemden sonra işten atma olmayacak demelerine rağmen,  eylemden sonra da pek çok işçi, işten atılmıştı. Şimdi durumlar daha kötü. Ağustos 2012’ye göre gerçek ücretler daha düşmüş durumda. Asgari ücretin üstünde ücret alan işçi yok gibi bir şey. 4857 sayılı iş Kanunu’nun 69.maddesinde çalışma hayatında gece çalışması ve gece süresi  "gece" en geç saat 20.00'de başlayarak en erken saat 06.00'ya kadar geçen ve her halde en fazla on bir saat süren dönem diye belirlenmiş olup kanun hükümlere göre “İşçilerin gece çalışma süresini yedi buçuk saati geçemez”diye ifade edilmiştir. İş Kanunu uyarınca gece çalışmalarında fazla çalışma yapılması mümkün değildir hükmü bulunmaktadır. Bu şekilde kanun ifadesi olmasına rağmen, bu kurallar uygulanmıyor. Üstüne üstlük, aynı kanunda işçinin maaşı yirmi günden fazla geciktirilemez diye açık hüküm olmasına rağmen, bugün Başpınar’da pek çok işçinin iki aylık maaşı içerdedir. Yani bu işverenler işçinin maaşını, altmış gündür ödememektedir. Yine aynı kanunda, işveren işçi maaşını yirmi günden fazla geciktirmiş ise işçi tek yönlü olarak iş akdini feshedebilir denmektedir.  Bu durumda işçinin kıdem tazminatı hakkı kaybolmaz. Yasal durum böyle olmasına rağmen, işçi maaşı ilkönce ödenmesi gereken ödeme iken, “nasıl olsa , işçi elimde esir” anlayışında olan işverenler bu vicdansızlığı yapıyorlar. Bu işçinin evde çocuğu aç, bu işçinin çocuğu okula nasıl gidecek? Böyle bir dert yok işverenin kafasında. Ayrıca işin bir üst aşamasında, sendikaya (DİSK-Tekstil) üye oldu diye işten atılan yüzlerce işçi var Başpınarda. Bu işçilerin büyük bir kısmı işe iade davası açmış durumda. Yine kanunlarımıza göre bu davalar 4 ay içinde sonuçlanması gerekirken, bir yılı geçen davalar var. İşçi sınıfımız bir güç olarak kendini ortaya koymadıktan sonra hak alması çok zor.  AKP hükümetleri son onüç yıldır, yaptığı anayasa değişiklikleri, çıkarttığı kanunlar ile işçi sınıfını örgütsüz, dağınık ses çıkaramaz bir kesim haline getirmek için her şeyi yaptı. Yasalar ile yapamadığını fiili olarak, güvenlik güçlerini kullanarak yaptı. Özelleştirmeler, taşeron vb. uygulamalarla örgütsüzleştirilen işçi sınıfı, hakkını arayamaz hale getirildi. İş cinayetlerinin artma nedenlerinden en önemlisi de zaten budur. Vurun abalıya misalinde olduğu gibi, gelen de giden de İşçi sınıfımıza vurup durmaktadır. İşçi sınıfımız, işsizlik ve pahalılık cehenneminde yaşatılmaktadır. Gerçek anlamda işçi sınıfı örgütü olup, bu mücadeleyi yürüten, hakları verilmediğinde direnen sendika sayısı da iyice azalmaktadır. DİSK Nakliyat-İş Sendikası İşçi sınıfının haklarının alınması için yaptığı, işgal, grev ve direnişlerle adından en çok ettiren örnek sendikadır.  İşçi sınıfının kendi çıkarları doğrultusunda örgütlendiği neler yapabildiğini defalarca göstermiştir. O zaman yapılması İş kanunundaki maddelerin bile uygulanmadığı her işyerinde, işçi sınıfının kendi ekmek davası için örgütlenmesidir. Örgütsüz İşçi Köle İşçidir. Örgütlü İşçi Sınıfı Yenilmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu Arşivi