Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu
Alt Yapı Sorunları…
Yayınlanma:
Güncelleme:
Plansız ve alt yapı yapılmadan şehirleşme, ülkemizin kanayan yarası. Memleketin her yerinde, inşaatlar, hızla yükselirken, halkın sağlıklı konut ihtiyacı sağlanamamaktadır. Niye böyle oluyor? İlkin köyden şehre göçü sorgulamamız lazım. Köyleri boşaltıp insanları şehre göçmeye iten nedenler neler diye baktığımız da; son kırk yılda tarım ve hayvancılık bitirildi. Tarımsal üretimde taban fiyat uygulaması kaldırıldı. Et Balık Kurumu ve Süt Endüstrisi Kurumu (SEK) özelleştirildi, üretim kooperatifleri yok edildi. Böylelikle de hayvancılık bitirilmiş oldu.
Şehirlerin nüfusu arttıkça, şehirler daha yaşanılır daha iyi olur zannediliyor. Ama gerçeklik bunun tam tersi. Örneğin İstanbul, büyüdükçe daha yaşanmaz hale geliyor. Aynı durum Gaziantep içinde geçerlidir. Nüfus büyüdükçe şehirde yaşamak, özellikle emekçiler açsından daha zor hale geliyor. Avusturya’nın başkenti Viyana ile Gaziantep’in nüfusu hemen, hemen aynı. Viyana 1900 yılında; 1 769 000 nüfusa sahipmiş. 2014 yılındaki nüfusu; 1 766 000. Geçen yüzyılın başına göre aynı nüfus yaşıyor. Alt yapı dediğimiz, yol, su kanalizasyon, metro ve diğer ulaşım sorunları başlangıçta çözülmüş. Yeni yatırım yapmaya pek gerek yok. Biz de ise köylerimizin daha yolu yok. Bir taraftan köylere yol yapılırken, bir taraftan köylerde kimse yaşamaz hale geliyor. Köylüler ilkokul olmadığı için de çocuklarını okutabilmek için şehirlere göçmek zorunda kalıyorlar. Sonuçta devlet hem köylere, hem şehirlere yatırım yapmak zorunda kalıyor. Ama bu yatırımlar her zaman, hakkaniyetli bir şekilde yapılmıyor. Bu iktidar döneminde, köylülere söylenen şudur; “Bize oy verin, sizin köye yol yapalım, su getirelim”. Bu söylemlerin ve baskıların sonucu olarak yılların başka partilileri, AKP’ye oy verir hale geliyorlar. Köyler arasında çok ciddi ayrımcılık yapılmış oluyor.
Gaziantep örneğine dönersek, şehrimizin sürekli alt yapı yatırımlarına ihtiyacı var. Çünkü kırsaldan ve çevre yerleşim yerlerinden Gaziantep’e sürekli göç var. Yapılması gereken ilkin şehir içinde yeni yerleşim alanlarını belirleyip alt yapılarını yapmak gerekirken, ilkin üste yapıya evler konduruluyor. Alt yapı sonradan yapılır deniyor. Alt yapı için yollar on-onbeş kazılmak zorunda kalınıyor. Bu şekilde daha önce bir birim olan maliyet, on birime çıkıyor. Arada malı parababaları götürüyor. Baştan belli olması gereken imar yerleri, sürekli değiştirilerek arazi rantı yaratılıyor. Viyana’yı örnek alırsak sanırım, son yüzyıl içinde, Gaziantep’e bu Avrupa kentinin en az beş misli alt yapı yatırımı yapılmıştır. Burada hep, üretim yapmayıp parasını arazi rantına yatıran parababaları kazanmaktadır. Başak bir örnek toplu ulaşım alt yapısı kurulamadığı için, kişiler özel arabaya yönelmekte, bunun sonucunda trafik daha içinden çıkılmaz hal almaktadır. Trafikte araçların yarattığı, hava kirliliği de daha çok insanın hastalanmasına ve ölümüne neden olmaktadır.
Şehirlerimizin pek çoğunda, belediyeler halkın temiz su ihtiyacını karşılayamamaktadır. Pek çok şehirde, içme suyu ile kanalizasyon suyu arasında sızmalar olabilmekte. Bu durumda salgın hastalıklara yol açabilmektedir.
Genel seçimlere giderken son beş yılda, başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerimizde hala alt yapı sorunları çözülmeden, devasa binalar, AVMler yapılmakta, bu işin sonu yok, vurgundan sonuna kadar yararlanalım denmektedir. Uyanık olan vatandaş, bu soygunu gayet iyi görebilmektedir. Uyanamayan halkımızı da, uyandırmamız gerekmektedir.
ercankosmanoglu@hotmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.