Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu
Akkent Camii İnşaatında Mühendisin ölümü…
İhmaller ve usulsüzlükler Korkut Küçükcan’ı aramızdan aldı. Gaziantep’in tanınmış simalarından Yüksek Mimar Kemal Küçükcan’ın yine tanınmış bir İnşaat mühendisi oğlu Korkut Küçükcan, 14 Kasım günü Akkent Camii inşaatındaki iskelenin yıkılmasıyla, enkaz altında kaldı. Otuz üç saat süren arama kurtarma çalışmaları sonucunda Korkut Küçükcan’ın canlı olarak çıkarılmadı. Yapılan incelemeler Küçükcan’ın saatler önce hayatını kaybettiğini gösteriyordu. Ülkemizin ikinci büyük camii denilen Akkent camiinin temeli Aralık 2012 Bülent Arınç’ın da katıldığı bir törenle atılmıştı. Yapının yapılabilmesi için hukuken zorunlu olan imar tadilatı temel atıldıktan beş yıl sonra, 2017 yılında yapılmıştı. Parselasyon uygulaması ise kazanın gerçekleştiği 14 Kasım`dan bir gün sonra yapılmış, tevhid işlemleri gerçekleştirilerek parsellerin yeni durumu tapudan tescillenmişti. Yıllar önce tamamlanması gereken bu işlemin arama-kurtarma operasyonunun devam ettiği sırada gerçekleştirilmiştir(1). Gaziantep Valiliği`nin 18 Kasım 2019 tarihinde yaptığı basın açıklamasında yer verilen "Kazanın meydana gelmesinin sebebi camide inşaatın olması değil, fen ve sanat kaidelerine uygun yapılmamasıdır." ifadesi bu hususları açıkça vurgulamaktadır.
Gaziantep Meslek odaları Birliği tarafından yapılan açıklamada, Camiini İnşaat ruhsatı olmadığı, olmayan kaçak bir yapı olduğu, yapı denetimimin olmadığı, ortaya konmuştur. Bina içinde uzun süredir bulunana ahşap iskelenin kolayca çökerek olaya neden olduğu belirtilmiştir. Elli-altmış metre yüksekliğindeki iskeleler ahşap iskele olamaz. Bunun yanında 13.50 metrenin altında kullanılabilecek olan ahşap iskele malzemesinin TS EN 12811-2 standardına uygun olması şarttır(2). Şahinbey Belediyesi Akkent Camii yapımının esas sorumlusudur. Bu olay sonrasında pek çok camii ve sosyal tesisi yapımında da ruhsatlama işleminin yapılmadığı belirtilmektedir. İnşaatının 2012 yılında başlamasına rağmen statik projesi ve ruhsatının bulunmadığı tespit edilmiştir. Olay yerinde yapılan incelemede, inşaata ilişkin levhada ruhsat, proje müellifi gibi Yapı İşlerinde İş Sağlığı Güvenliği Yönetmeliğinde belirtilen bilgilerin olmadığı sadece “Şahinbey Belediyesi Akkent Camii İnşaatı” ibaresinin bulunduğu görülmüştür(2). Bu durum, bu inşaatlarda sosyal güvencesiz, iş güvenliği olmadan çalışmak anlamına gelmektedir. Durum bu kadar açık iken Şahinbey belediyesinden konuyla ilgili bir açıklama yapılmamıştır.
Kaza sonrası çok sayıda vatandaş yardım için Camii inşaatına gitmiştir. Arama kurtarma çalışmalarda kriz ve acil durum yönetmede hazırlıksız olunduğu ortaya çıkmıştır. İş kazaları kader deyip geçiştirilemez. Dünyada en çok ölümlü iş kazası olan ülkelerden biriyiz. Avrupa’da ilk sıradayız. Göz göre, göre yaşanan baştan önlem alınmayan kazaya, kaza demek de çok doğru olmayacaktır. İş kazaları bu durumda iş cinayetlerine dönmektedir. Bu kazaların oluşmasına neden olan durumlar sıklıkla ortaya konmasına rağmen sorumlular hakkında yeterli soruşturma ve kovuşturma yapılan bir ülke değiliz. Örneğin, 301 madencinin öldüğü Soma davası örneğinde olduğu gibi.
Başta ailesinin olmak üzere tüm Gaziantep halkının başı sağ olsun. Bu kazadan çok ders çıkarmamız gerek. Olay mühendis ve mimarların verdiği raporlarla apaçık ortadadır. Bu davanın takipçisi olmalı, vatandaş olarak iş cinayetleri haline gelen iş kazalarına karşı hep birlikte duyarlılık göstermeliyiz.
1) http://gaziantep.imo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=31758&tipi=1&sube=13
2) https://www.tmmob.org.tr/icerik/gaziantep-akkent-cami-insaati-iskele-gocugu-tmmob-heyeti-teknik-raporu
ercankosmanoglu@hotmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.