Mehmet İletmiş
AH ŞU İNGİLTERE…
Yayınlanma:
Güncelleme:
Şu İngiltere’nin Avrupa Birliğine yaptığı işe bir bakın hele. Siz durup oturduğunuz yerde bu birlikten niye çıkarsınız bire kardeşim.
Gerçi bizim AKePe genel sekreterimiz Sayın Abdulhamit GÜL beyefendiye göre bize ihtiyacı olan böyle birliğin dağılması diğer üye ülkeleri de ciddi sıkıntıya sokacak gibi görünüyor.
Şimdi öncelikle AKePe genel sekreterinin açıklamasına ve diğer AKePe milletvekillerinin açıklamalarına bir göz atalım. Sayın gül; “ kimse kendi meselelerine Türkiye’yi alet etmesin. Kimse Türkiye’nin geleceği ile oynamaya kalkmasın. Bizim Avrupa birliği perspektifimiz devam etmektedir. Bizim değil, Avrupa birliğinin bize ihtiyacı vardır. Son yaşanan gelişmeler de Türkiye’nin doğru yolda olduğunu göstermektedir. Umarız AB liderleri bu gelişmelerden ders alır ve birliği aklıselim yönetir” diyor.
Bire mübarek insan, onların sana ihtiyacı olsa seni 60 senedir kapılarında bekletir, oyalarlar mı? Havuç ve sopa hikâyesinde olduğu gibi seni istediklerini almak üzere oyalar dururlar mı? Sana hangi konuda ihtiyaçları var Allah aşkına? Sahi başka bir soru sorayım. Sayın Gül, hakikaten siz Avrupa birliğine girmeyi isteyen birimisiniz?
Antep milletvekillerimiz de bu gelişmeler karşısında her biri birbirinden farklı açıklamalar yapıp duruyorlar. Yerel basınımızı takip edenleriniz bunları boy boy görebilirler. Ama onların da hiç birisinin Avrupa birliğine girmemizden yana olduklarını sanmıyorum. Eğer bunu istiyor olsalar bir kez olsun bu konuda çalışmalarına rastlardık.
Yani demem o ki, bu birlik öncelikle demokrasi ve insan hakları konusunda net ve olumlu adımlar atılması için sıkıştırır ülkemizi yıllardan beri. Siz kendi ülkenizde demokrasinin çanına ot tıkayacak, insan hakları konusunda dünyanın en geri ülkelerinden bile alt sıralarda yer alacak, hukuku yerle bir edeceksiniz ve emir erinden başka hiçbir görüntü veremeyeceksiniz, onlarda sizin karakaşınız hatırına Avrupa Birliğine alacaklar.
Basını susturulmuş, aydınları sıra ile cezaevlerine tıkılmaya devam edilen, sermaye kesimlerini bile ak ve kara diye ayrıştırıp şirketlerine çöken bir anlayışı ne yapsın AB. Sivil toplum kuruluşu deyince dinci ve gerici vakıfları sayan, geride kalan tüm örgütlenmeleri düşman ilan eden bir siyasal iktidarın yönettiği ülkeye ne gibi bir ihtiyaçları olur AB nin?
Kendi anayasasını bilye hiçe sayan yöneticiler ile AB nin yöneticilerinin bırakın resmi ilişkileri sıradan sohbetlerde bile konuşabileceği bir şeyleri olabilir mi?
Günde ortalama 2 kadının töre diye, 3 işçinin kader diye katledildiği bir ülkenin AB içinde yer alabileceğine yani onların bunu kabul edeceğine inananınız var mı? Her gün yeni bir bölgede işlenen doğa katliamlarının sizlerin isteğiniz doğrultusunda gerçekleştiğini görmüyorlar mı?
7 yaşında kızlar ile evlenilir diye, ana sınıflarındaki kız çocuklarının vücut hatları bizleri tahrik ediyor diye fetvalar veren ahlak düşkünü sözde din adamlarının sizlerin yönettiği ülkenin imkânları ile şehir – kasaba gezileri düzenlediklerini ve zehir kusmaya devam ettiğini bilmiyorlar mı?
Sizin yönettiğiniz bu ülkede kaç gazetecinin, kaç aydının sırf yazdıklarından ve söylediklerinden dolayı ceza evinde olduğunun hesabını yapmıyorlar mı? Kendi şehirlerinizi ve kasabalarınızı terör bahanesi ile yerle bir ettiğinizi görmezler mi sanırsınız?
Yolsuzlukların Devletin üst düzeylerine kadar uzandığı bir ülkenin bürokrasisine nasıl güvenebilirler? İç ve dış borçları döndürülemez hale gelmiş bir ülkenin ekonomisine nasıl güvenip ortaklık yapacaklar acaba?
Onlar kimi kriterlerini insan haklarına ve hukuka uygun isterler Sayın Gül. Sizin ülkeniz ile onların ülkelerinde ki ölçüler birbirinden çok farklı. O açıdan bize şu söylediğiniz sözü bir daha ve açık şekilde anlatabilir misiniz? Yani bize niye ihtiyaç duyuyorlar?
Ucuz iş gücünüzden ve peşkeş çekilecek yer altı ve yer üstü kaynaklarınızdan başka neyinize muhtaçlar acaba.
Yani gözünü sevdiğim, boyuna posuna kurban olduğum lütfen söyleyin ve bizde bilelim. Bilelim ki kompleks yapmayalım. Koca AB nin ihtiyaç duyduğu bir ülkenin vatandaşı olmak ile gururlanalım.
Sözün özeti; şu İngiltere yok mu? İşte tamda AB bize ihtiyaç duyuyor, en kısa zamanda bizi içine alır diye sırf kıskançlığından dolayı kendisi oradan ayrılmaya karar verdi.
Şu İngilizlerin bizi kıskançlığı da hiç bir zaman bitmedi canım. Allah sizin müstahakkınızı versin emi…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.