Arif Nacaroğlu

Arif Nacaroğlu

Yedi Bela Önder

Fıkranın esası Aziz Nesin Usta’nın. Ben Hasan Pulur ustanın bir yazısından mealen aktarıyorum. Adam seyahatten dönmüş, akşam yemekten sonra sormuş: “Eeee ne var, ne yok bakalım!” Kadın boynunu bükmüş: “Ne olsun, otobüste adamın biri gözlerini dikti bakıyor...” Adamın şivesi biraz bozuk: “Dur bakalım ne olacak?” Kadın devam etmiş: “Apartmana girdim adam peşimde! Asansöre bindim, dairenin kapısını açtım adam peşimde...” “Dur bakalım ne olacak?” Kadın olanları anlatmaya devam ediyor: “Yatak odasına girdim, soyundum, makyajımı temizledim, boy aynasında kendime baktım, ışığı söndürdüm, hafif kırmızı loş, yatağa uzandım.” Adam yine, “Dur bakaliii ne olacak?” Kadın pişkin cevaplamış. “Korkma bir şey olmadı. Senin her gece yaptığını yaptı.” Genelkurmay Başkanının yazılı açıklamasını okuyunca geldi fıkra aklıma. Bir binbaşı öğleden sonra gidip “MİT Müsteşarına operasyon düzenlenecek” ihbarında bulunuyor. MİT Müsteşarı Genelkurmay Başkanının yanına gidiyor. 4, beş saat birlikte bekleşip, dertleşiyorlar “Dur bakalii nolucak..”   “İhbar, darbe ile değil MİT Müsteşarını halletme operasyonu ile ilgiliydi.” diyor Hulusi Akar. Sanırsın Kara Havacılıkta 3 general okeye oturmuş. “Dördüncü kim olur” diye düşünürlerken akıllarına Okey ustası MİT Müsteşarı geliyor. Durum acil. OKEY’e dönme uzmanı MİT’li ustayı gidip halikopterle almak için operasyon planlıyorlar. Halikopterleri korumak için de Etimesgut Zırhlı Tugaylardan M serisi tank, Diyarbakır, Malatya hava üslerinden F serisi uçak desteği istiyorlar. Bu arada Okey partisi ile ilgili olarak da Cumhurbaşkanının koruma müdürünü bilgilendirmek gerekiyor. “Hakan iyi okey bilmez diyen” Genelkurmay yetkilileri itiraz edip uçaklara ve tanklara “Durun” emrini veriyorlar.   Başarısız darbe girişimi sonrası durum daha da güzel. Lise yıllarımdaki Yedi Bela Önder ile Yavuz’u hatırlatıyor. Yedi Bela Önder müdür yardımcısı. Sigara düşmanı. Yavuz, 1.90 boy, 16 yaş. Sigara deneyicisi. Okulun kuytu bir köşesinde beyaz filtreli Maltepe sigarası denememiz Önder’in gür sesiyle sarsılıyor. “Kaçmayıııın.” Bu aslında bizim için “Kaçın” komutu olduğundan kendimizi laboratuvara atıyoruz. Peşimizde Önder. Yavuz, pembe gömleğiyle kabak gibi ortada. Can havliyle askıdan bir önlük alıyor. Önlük Sezai’nin. Sezai 1.60. Kollar dirsekte. Laboratuvara giren Önder “Dizilin” diye bağırıyor. Sabah içtimasındaki acemi asker düzeniyle diziliyoruz. Önder, kılık değiştirmiş olmanın verdiği güvenle biraz rahatlamış olan Yavuz’un önünde duruyor. Teşhir amaçlı hafif bir tokat patlıyor Yavuz’un yanağında. Yedi Bela Önder’in, “Bu tokat sigara içtiğin için değil, sahtekarlığın içindi” sözü hâlâ kulaklarımda.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arif Nacaroğlu Arşivi

Haber

18 Haziran 2024 Salı 11:38