Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu
Üniversite gençliğimiz…
Yayınlanma:
Güncelleme:
Üniversite gençliğimizin sesi son yılda, pek çıkmamaya başladı. Gezi direnişinde büyük bir kitle ile var olan üniversite gençliği, bugün kendini ifade etmekte, sorunlarını dile getirmekte zorluklar yaşıyor. En son, geçen yıl ODTÜ ormanının içinden geçirilen yol için büyük bir mücadele verilmiş, fakat Ankara Belediye BAŞKANI Melih Gökçek ve Hükümetin bu girişimine engel olunamamıştı. Üniversite öğrenci disiplin yönetmeliği 2012’ de değiştirildi. Bu yönetmelik 12 Eylül darbesi sonrası, 1985’te hazırlanan yönetmelikten daha ağrır maddeler içermektedir. Her şey izne bağlanmaktadır. Örneğin Üniversite içinde kapalı ve açık mahallerde yetkililerden izin almadan toplantılar düzenlemek, suç olarak tanımlanmakta ve 1 haftadan bir aya kadar uzaklaştırma ile cezalandırılmaktadır. Şiddet içermedikten sonra, toplantılar yapmak serbest olmalı. Öğrenciler genç iken, düşüncelerin açıklayıp diğer arkadaşlarıyla paylaşamayacak ise, bu gençlerde nasıl bir düşünce gelişimi olacak. Üniversite, adı üstünde evrensel site demek. Bu sitede evreni ilgilendiren her konu rahatlıkla konuşulup, tartışabilmelidir. Gençlik dönemi, insan yaşamının en üretken dönemidir. Bu dönem yönetenlerin baskısı yüzünden, ihtiyarlar gibi geçirilecek ise ne yarar gençlik?
Ülkemizde 12 Mart ve 12 Eylül faşist darbeleri en çok gençliği hedef almıştır. 12 Martta, doğru dürüst bir suçu olmadan binlerce genç, gözaltına alınmış, büyük bir kısmı kaçak durumuna getirilmişti. O yıllarda radyolarda bir gencin babasına “Oğlum teslim ol, annen evde ağlıyor” gibi mizansenler yaptırılıp halk etkilenmeye çalışılıyordu. 12 Eylül darbesinin lideri Kenen Evren de her konuşmasında ,”Huzurumuzu kaçıran olaylar, üniversite öğrencilerinin masum talepleri denilerek başladı” diyordu. Evren,12 Eylül faşist darbesindeki CIA tezgâhları, bu şekilde aklamış oluyordu. Yani öğrenciler masum taleplerini bile bildirmemeliydiler.
Bugün Üniversite gençliği gerçekten de zor durumda. Başta barınma sorunu olmak üzere pek çok sorun çözülmemiş duruyor. Yurt-Kur öğrenciye Yurt yapmıyor. Cemaat ve tarikatların yurtlarında kalmak zorunda bırakılıyorlar. Öğrencilerin yemekhaneleri yetersiz, bir öğle yemeğini bile zor yiyorlar. Otuzbeş yıl önce İzmir’de Üniversite öğrencisiyken üniversitemizde, ikinci öğretim olmamsında rağmen akşam yemekleri de çıkardı. Şimdi böyle bir hak yok.
Ülkemizdeki demokratik devrimler dediğimiz, 1908 meşrutiyet devrimi, Kurtuluş savaşımız Cumhuriyet’in ilanı ve 27 Mayıs politik devriminde gençlik hep vurucu güç olmuş. Bunca toplumsal dönüşümü gerçekleştiren gençliğimiz sus, pus edilemez. Hikmet Kıvılcımlının dediği gibi “Aydın genç Antika çağın ezik, cahil köylüsü değildir. Aydın genç, hiçbir zulmün sindiremeyeceği Modern İşçi Sınıfı gibi bir yenilmez devrimci özgücün müttefikidir. Üstelik gençliğimizin tükenmez “Genç Türkler” devrimci geleneği vardır. Yıldırılamaz gençlik.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.