Mehmet İletmiş

Mehmet İletmiş

    TRAMVAY HANGİ DURAKTA???

  Öncelikli olarak hepimize geçmiş olsun demeliyim. Katledilenlere rahmet, geride kalanlarına başsağlığı diliyorum. Bu badireyi atlatanların tamamının ise 15 TEMMUZ DEMOKRASİ BAYRAMI’ nı kutluyorum!!! Gerçi bu tarih aslında 16’sını kapsamalıydı ama neyse. Atanmış başbakanımız 15 dediyse 15 tir. Sevgili dostlar, 12 Eylül faşizmini bire bir yaşamış, işkencelerden geçmiş, hapis yatmış ve sonrasında da geçmişinden yani güvenlik soruşturmasından dolayı memuriyetten bile atılmış birisi olarak darbelere en çok karşı olması gereken kişilerden biriyim. Öyleyim de. Şimdi ben de sizlerin çok büyük çoğunluğu gibi darbe karşıtı olarak 15 Temmuz darbe girişimine lanetle bakıyorum. Teşebbüs edenleri nefretle kınıyorum. Sokakları terörize edenleri, cana kıyanları lanetliyorum. Aldıkları emir gereği bu işe katılmak zorunda kalan ve aslında bu işin sonunda en çok mağdur olacaklarına inandığım er ve erbaşlarımıza yapılanları da kınamadan geçemiyorum. Kellesi kesilen ve linç edilen o erat değildir bu darbe girişiminin başı olanlar. Hazır ortada demokrasi ve hukuk yokken ve bir baskı rejimi oluşmuşken bu yönetimin başına biz oturalım diye ülkeyi ateş çemberine atan emir vericileri iyi ayıklamak, emre uyarak ve belki de bir tatbikata götürüldüğünü sanan masumları o cani güruhtan ayırmak lazım diye düşünüyorum. 15 Temmuz akşamı saat 20 de başlayan bu kakışmaya karşı koyan darbe karşıtı insanlarımızı düşündükçe bu biraz daha önem kazanıyor. Evet, 20 de başlayan cunta hareketi aşağı yukarı o karanlık gece bitmeden bastırıldı. İşin başında ve içinde olanlar birer birer toplandı, gözaltına alındı. Buraya kadar olan bastırma hareketlerini ve sivil direnişleri ayakta alkışlıyorum. Hala sokaklarda ve meydanlarda “Demokrasi nöbeti” tutan yurttaşlarımızı da kutluyorum. Ama iki şeyi mutlaka göz önüne almamız gerektiğine bütün kalbimle inanıyorum. Bunun birincisi; bu sokak ve meydan nöbetlerini belli bir gurubun inisiyatifi olarak görmemek lazım. Eğer böyle görülünse bu iş kimi yerlerde etnik, kimi yerlerde mezhepsel ve kimi yerlerde de grupsal çatışmalara dönüşebilir. Yani yıllardır kutuplaştırılan yurttaşlarımız bilmeden bir çatışmanın sebebi yapılabilirler. İkincisi ise; darbenin içinden yeni bir darbe çıkartılma tehlikesidir. Yani darbecileri ve destekçilerini temizleyeceğiz diye tüm iktidar karşıtlarının hedefe konulması ve demokrasinin, hukukun ve parlamenter demokrasinin ortadan kaldırılması çabalarının amacına ulaşmasına yol açılmasıdır. Bu gün orduda ve yargıda başlatılan tasfiyenin yarın tüm kamu kurumlarına sıçratılması ile AKePe li olmayan tüm kadroların yok edilmesine fırsat verilmemelidir. Daha 2012 yılına kadar kader birliği ve ortaklık yapmış kesimleri düşman ilan eden anlayışın tüm toplumsal kesimleri hedefe oturtması çok uzak bir tehlike değildir. Zaten 16 Temmuz sabahından itibaren hâkim ve savcıların 3 te birini açığa almakta hiçbir tereddüt yaşanmaması akla bir yığın kuşkuyu getirmiyor değil hani. Dostlar, darbe girişiminin üstünden henüz yarım gün geçmeden bu kadar ismin tespit edilebilmesi hemen bir kuşku oluşturmuyor mu? Ya bu isimler önceden tespit edilmiş ve bertaraf edilmeleri için fırsat kollan ılıyordu, ya da bunların tasfiyesi için bir senaryo yazılmış ve uygulanıyordu. Diyelim ki bu isimler hemen o gün tespit edildi. Bunların tamamı gerçekten FETÖ’ cümüdür. Yine böyle varsayalım. Bütün bunları işe ben mi yerleştirdim?  Bulundukları makamlara ben mi getirdim? Onlara bugüne kadar kol kanat geren ve koruyan ben miydim? Bütün bu kirli ve yasadışı ilişkileri biliniyor idiyse niye bu güne kadar dokunulmadı? Bu yasadışı örgüt sadece yargı ve ordu içinde mi örgütlenmiştir. Sızdıkları başka devlet kurumları yok mu? Örneğin sağlık, sosyal güvenlik, eğitim, maliye ve yerel yönetimlerde de varlar mı? Varlarsa nasıl tespit ve tasfiye edileceklerdir? Soruları ve kuşku duyulan konuları çoğaltmak mümkün.  Ancak, asıl ve en önemli soru bütün bunlar bahane edilerek demokrasi tramvayını son durağa çekmek için bir çabanın içinde olunup olunmadığıdır. Umarım ben bir paranoya yaşıyorum da böyle düşünüyorum. Yoksa sokaklar ve meydanlar hiç boş kalmayacak gibi görünüyor…  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet İletmiş Arşivi