Avrupa’dan peşpeşe iki tane rapor açıkladılar.
Birincisi ülkelerin basın özgürlüğü raporu.
Diğeri ise dünya insanının ülkelerine göre mutlak endeksi değerlendirmesi,
Her ikisinde de gerilerde çıktık.
Nasıl önlerde yer alabiliriz ki; basının hali ortada, insanımızsa mutsuz çok açık görünüyor.
Bunları bilmemize rağmen moralimiz bozuldu.
Birden " işte bu dedik”. Moralimiz tavan yaptı.
Avrupa’nın en iyi alışveriş merkezi Türkiye’de seçilmiş.
Bunu öğrendik. Göğsümüz kabardı.
Özgürlük ve mutlulukta olmasa da hiç değilse bu kategoride en iyi olduk. Bu da bir şey!
Bununla ilgili daha neler öğrendik.
Avrupa’nın en çok AVM’si İstanbul’daymış.
Dahası ülkemizde dört yüzden fazla AVM’miz varmış, inşaatı sürenlerle sayısı beş yüzü bulacakmış.
Küreselleşmenin, kapitalizmin, zenginliğin, markalaşmanın sembolü alışveriş merkezleri.
Sermayenin bu denli tekelleştiği ve sınır tanımadan aktığı dünyada AVM’ler artık kaçınılmaz bir gerçek.
Her yanımızı kaplamalarda, yerlerini yanlış yapsak ta, yeşili, çevreyi ulaşımı hesaplamasak ta AVM’ler bizim icadımız değil.
O yüzden iyisini yapabiliriz, ödül de alabiliriz.
Ya basın özgürlüğü ve mutlu hissedebilmek! Bunlar çok daha önemli, çağdaşlık kriteri.
Basın özgür ve baskıdan uzak olmalı.
İnsanlar kendini mutlu hissedebilmeli.
Yalnız alış veriş merkezlerinde değil, olacaksak insani ve toplumsal değerlerin hepsinin de en iyisini yakalamaya çalışalım.
Kapitalizmin değerleri önde, demokrasinin değerleri arkada olmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.