Filmin konusu ikinci dünya savaşında Almanya’da geçmektedir. Ülkedeki ve bölgedeki tüm Yahudi’leri yok etmeyi amaçlayan Naziler çocuk, kadın, hasta, sakat ve komünist olanlardan başlayarak Yahudileri ve Çingeneleri önce toplama kamplarına, sonra gaz odalarına göndermekte ve günde 5 bin kişiyi öldürme kapasitesiyle tüm Nazi karşıtlarını yok etmeyi hedeflemektedirler. Aynı zamanda fiziksel gücü yerinde olanları da savaş sanayilerinde kullanmakta ve onların posaları çıkana kadar yaşamalarına izin verilmektedir. Saf Alman olan Schindler, kurduğu fabrikaya uygun işçileri toplama kamplarındaki işe yarar Yahudiler arasından seçmektedir. Zamanla bu seçim duygusal bir hal alır ve Schindler Yahudileri ölümden kurtarmak gibi bir görev ile karşı karşıya bulur kendini. Yahudileri seçen sadece Schindler değildir. Diğer iş ve beyin gücü avcıları her savaşta olduğu gibi bu savaşta da canını kurtarıp güvenli bölgelere kaçan insanlara göz dikmişlerdir. Kurtulan önemli Yahudi bilim adamlarının çoğu ABD’ye kabul edilmiştir. ABD’nin uzay programları, nükleer programları, Japonya’ya atılan atom bombası projeleri hep bu Almanya’dan kurtarılan Yahudi bilim adamlarının çalışmaları sonucunda gerçekleştirilmiştir. Bu yağmadan(?) Türkiye’nin de payına ufak tefek bir şeyler düşmüştür. Şimdi benzer yağmayı, Suriye’den kaçmak zorunda kalan insanların beyin ve fizik güçlerine göre tasnif edilip, seçilmelerinde yaşıyoruz. Zengin batı acayip rakamlar açıklıyor. Neredeyse buçuklu kontenjanlarıyla, insan sayılarıyla, sanki kabul edilecek Suriyeli mültecilerin isimleri bile belirlenmiş gibi. Çoluk, çocuk yaya olarak Suriye’den kaçan insanların daha güçlü olanları denizleri ve tel örgüleri aşmayı başararak, sanki evrimde yaşamayı başarabilen canlıların güçlüleri olarak, Avrupa ülkelerinin kapılarına dayandı. Avrupa bu bilinçsiz göçün Türkiye’de durdurulmasını istiyor. Sonra gelip onların içerisinden istediklerini seçmek istiyorlarmış izlenimi veriyorlar. Dişleri sağlam olan mühendis, doktor, fizikçi, matematikçiler öncelikli olmak kaydıyla, hemşireler, hasta bakıcılar, ustalar, zanaatkarlar, araba tamircileri, vasıfsızlardan iri yarı olanları, gözde mülteciler olarak alıcı bekliyor. Bakalım 3 milyar avro karşılığında Schindler kimleri seçecek? Yok öyle olmasaydı, mülteci kabulü insanlık adına yapılsaydı, gelişmiş deniz filolarından 2’şer yolcu gemilerini İskenderun Limanına gönderip, sınırı geçen Suriyelileri rastgele alıp giderlerdi. Böylece binlerce Suriyeli Ege’de, Akdeniz’de yok olup gitmez, Türkiye, seçilmek için bekleyen Suriyelilerin toplama kampı olmazdı.