Önemli bir futbol karşılaşmasıydı. İzlanda’yı yenmemiz yetmiyordu. Ukrayna’nın, Letonya’nın yenilmesi gerekiyordu. Hollanda’nın yenilmesi de işin tuzu biberi olacaktı. Tüm bunlar gerçekleşti ve takımımız Avrupa kupası finallerine doğrudan katılmayı başardı. Şimdi Fransa’da Avrupa’nın diğer dev takımlarıyla karşılaşacak. Tüm bu sürprizler, başarılar, başarısızlıklar futbolun içinde var. Bu kez her şey istediğimiz gibi oldu. Ancak bu karşılaşmanın öncesinde ve sonrasında gördüklerimiz ülkemizin nasıl ikiye bölündüğünü gösteriyordu. Maç öncesinde her iki takım oyuncularının, İtalyan hakemlerin, teknik kadroların ve kendini insan sınıfında görenlerin tümü Ankara’daki katliamda hayatını kaybeden çocuklar, kızlar, gençler, kadınlar, erkekler için saygı duruşunda bulunup terörü lanetlediler. Hayatını futbola vermiş, başarının baş mimarı ve Türkiye’de seveni kadar sevmeyeni de, buna kıskananı da demek mümkün,  çok olan Fatih hocanın maçtan sonra, “Sevinsen, sevinemiyorsun. Dünyanın en büyük başarılardan birini aldık. Keşke tek bir evladımız ölmeseydi de Avrupa Şampiyonası’na gitmeseydik. Şampiyonluklar, galibiyetler gider gelir. Ama can gelmez.” derken, futbolcuların yüzlerindeki sevincin içine gömülmüş hüznü görürken, maçı izlemeye gelen bazı pisliklerin saygı duruşunu ıslıklamaları, ırkçı sloganlar atmaları, IŞİD kafasının sadece Suriye’de değil, Konya’da, Adıyaman’da, İstanbul’da, ülkenin yoksul mahallelerinin sokak aralarında yaşadığının da göstergesiydi. Türbinlerde ırkçı çığlıklar atan insanların ağabeyleri devletin içine, üstüne çöreklenmişler aynı kafa ile konuşuyorlar. Bir zamanlar Demirel’in “Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz” sözlerine benzer şekilde, Ankara’daki katliamı alnı secdeye değen ve kendilerini en doğru İslam kabul eden tosuncukların işlediğini bir türlü kabul edemiyorlar. Oysa dünya tarihi aynı kutsal kitabı okuduğu halde farklı sonuçlar çıkarıp, diğer farklı sonuç çıkaranları birinci düşman ilan ettiği ve katlettiği savaş ve olaylarla dolu. Devletin en tepedekileri “Bulgular Suriye’yi işaret ediyor” diyerek hedef saptırmaya, kafa karıştırmaya çalıştılar. Ama işte ortaya çıktı ki, Suruç’ta patlayan bombanın içinde parçalanan bombacının ağabeyinin görüntüleri Ankara’da bulundu. Sayın devletliler, gençliklerinde bu rahlelerde eğitim görmüş eski tosuncuklar, sakalını kestirip, kravat takarak kılık değiştiren ama kafa değiştirmeyen beyefendiler, Konya’da saygı duruşunu ıslıklayanlar; katil, insanları kendi yorumlarına göre şekillendirdikleri İslam’a göre yaşamaya zorlamayı yöntem olarak seçmiş ve aslında sadece düşman ilan ettikleri diğer Müslümanlara saldıran ve bu sırada her kes tarafından kullanılmaya açık fanatik İslamcılar. Kabul etmekte zorlansanız da katil onlar ve onların hedefindekilerin içerisinde topraklarını ABD kullanımına açarak tepelerine bomba yağmasına sebep olan ama iş Rusya olunca mızıkçılık yapıyormuş gibi görünen komşu ülkelerin yöneticileri de var.