Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu
Sağlıkta son perde…
Yayınlanma:
Güncelleme:
AKP hükümeti sağlık alanını allak bullak etmeye devam ediyor. Yeni hazırlanan kamuoyunda daha çok “Tam Gün Yasası” olarak bilinen “Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”, kısaca “Sağlık Torba Tasarısı” şimdi Meclis’te. Kanunun ilk 40 maddesi görüşüldü. Bütçe görüşmeleri nedeniyle, bu kanun tasarısının görüşmeleri ertelendi. Bu yasa ile Bakanlar Kurulu’na da eğitim ve araştırma hastanelerindeki akademisyenler ve eğitim görevlilerinin % 50’sini özel hastanelere kiralama, pazarlama hakkı tanınıyor. Profesör ve doçentlere özel hastanelerde de olsa tanıdığı ikinci işte çalışma hakkı, kamuda görevli diğer uzman ve pratisyen hekimlere tanınmıyor. Sülükçüye, hacamatçıya sertifika zorunluluğu getirirken, işçi sağlığı ile ilgili alanda işyeri hekimliğinde sertifika zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Aile hekimlerine, kendilerinin bağlı olmadığı bir kurum olan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nda nöbet zorunluluğu getiriliyor. Doktorluk diplomamızın bize verdiği yetkiyi kullanarak hekimlik mesleğimizi yerine getirmeyi “Ruhsatsız sağlık hizmeti sunma” adı altında bir suça dönüştürüp 3 yıla kadar hapis ve 2 milyon TL ceza öngören Sağlık torba yasası, sağlık çalışanlarını cendereye almak için çıkarılacak. Bu tasarı yasalaşırsa, yolda belde gördüğümüz hastaya, yaralıya müdahale edemeyeceğiz.
AKP hükümeti, kamu-özel ortaklığı ile şehir hastanelerinin ihalelerini yapmaya başladı. Bazı hastanelerin temeli atıldı. Bu durumda devlet kendi arsasında, kendi parasıyla yaptırdığı hastaneleri, konsorsiyumlardan kiralayarak çalıştıracak. Hazinede kalan son kaynaklar kullanılarak, bu girişimler yapılıyor. Vatandaşın vergileriyle oluşan kaynaklar, bu şekilde çarçur ediliyor. Sağlıkta işler iyi gidiyor diye söylenen durumda gerçek şudur; yılda 90 milyon acil başvurusu vardır. Ülkemizde, 10 yıl önce yıllık doktora başvuru kişi başına 1-2 iken, bu oran şimdi kişi başına yıllık sekize çıkmıştır. Vatandaş olarak çok sık hastalanır olmuşuz. Sağlık harcamalarımız hızla artarak 2009 da kişi başına 804 TL iken, 2012 yılında 1024 TL olmuştur. Son on yılda sağlık harcamalarımız 10 kat artmış görünüyor. Bu durum yerli yabancı para babalarının iştahını kabartıyor. AKP hükümeti vatandaşın sağlığını iyileştirmekten çok, sağlık üzerinden nasıl para kazanılır olayını düzenlemeye çalışıyor. Bu şekilde de Sağlık Bakanlığı da, Hastalık İşleri Bakanlığına dönüşmüş oluyor.
Sağlıkta torba yasa tasarısına karşı aile hekimleri ve aile sağlığı merkezi çalışanları, tüm ülkede 4 Aralık 2013 günü iş bıraktılar. Gaziantep’te de bu eyleme yoğun bir katılım oldu. Üniversiteler ve diğer kamu hastanesi çalışanları da bu yasanın çıkmasına karşıdır. AKP hükümetinin “çoğunluk bende, ben yaptım oldu” tarz-ı siyaseti sonunda çıkmaza girecektir. Deniz tükenmektedir...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.