Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu
Sağlık istatistikleri…
Yayınlanma:
Güncelleme:
İstatistik konusu her geçen yıl daha çok konuşulmaya başlandı. Tıp alanında da istatistikten çok yararlanıyoruz. Bebek ölüm hızı, ortalama yaşam süresi çok kullanılan kavramlar. Bu iki değer, ülkelerin gelişmişlik düzeyini de gösteriyor. Gelişmiş ve insan sağlığına değer verilen ülkelerde bebek ölüm hızı düşük, ortalama yaşam süresi daha uzun olarak bulunur. Bebek ölüm hızı bir toplumda bir yılda doğan ve bir yaşını tamamlamadan ölen bebek sayısının aynı toplumda aynı sürede canlı doğan bebek sayısına oranının 1000 ile çarpımı sonucu elde edilir. Türkiye ‘de 2016 istatistiklerine bebek ölüm hızı 10,7 olarak bulunmuş. Avrupa’da bebek ölüm hızı en yüksek ülkeyiz. Türkiye’nin arkasından 9,2 ile Romanya geliyor. İllere göre bebek ölüm hızında Kilis 25,3, Şanlıurfa 20,1, Gaziantep 17,2 olarak sıralanıyor. Bu illerin önde olmasının nedeni Suriyeli göçmenlerin yaptıkları doğumlardır.
Ülkemizde ortalama yaşam süresi de uzuyor. 1970’de ortalama yaşam süresi 52,2 yıl iken 2017’de 78 yıl olarak bulunmuş. Tüm dünya ile benzer olarak ortalama yaşam süremiz uzuyor. 50 yıl önce bulaşıcı hastalıklarda ölümler fazla iken şimdi en çok ölüm, tüm ölümlerinin %39,8’ini oluşturan dolaşım sistemi hastalıklarından oluyor. Bunu; %19,7 ile iyi ve kötü huylu tümörler, %11,9 ile solunum sistemi hastalıkları izliyor. Dolaşım sistemi hastalıkları kalp krizi ve beyin kanaması ve inme nedenli hastalıklardır.
Son elli yılda yaşam süresinin uzamasının en önemli nedenleri, temiz içme suyu kullanımı, evin içinde tuvalet olması, hijyen alışkanlıklarının gelişmesi, her ailenin ortalama iki çocuk sahibi olması, bulaşıcı hastalıklara karşı aşılanmanın tüm toplumu kapsaması, yeni aşılar, kalp hastalıklarında stent ve bypass (baypas) operasyonlarının uygulanması olarak değerlendirebiliriz. Kanser hastalarının pek çoğunda tedavi olanaklarının artması da ortalama yaşam süresinin uzamasına az da olsa katkıda bulunmuştur. Yaşlı insanlarımızın sayısının artması nedeniyle, yaşlılara özel bakım yurtları ve huzurevlerinin sayısının artması zorunluluğuna neden olmaktadır.
Türkiye istatistik kurumu verileri son yıllarda daha sık tartışılmaya başlanmıştır. Özellikle büyüme hızı, kişi başına düşen milli gelir hesaplamalarının gerçeği yansıtmadığı konusunda görüşler ileri sürülmektedir. Siyasi iktidardan bağımsız ve özerk olması gereken bu kurum, iktidara bağımlı bir hale getirildiğinden özellikle ekonomik istatistikler tartışma konusu olmaktadır.
TÜİK sağlık alanındaki istatistikleri kabaca yapmaktadır. Sağlık alanındaki istatistikler yapma işi resmi sağlık kurumlarının üzerindedir. Tüm hastaneler ve sağlık kuruluşları bu istatistikleri doğru olarak tutmak, Sağlık bakanlığı da bu işi organize etmek zorundadır. Bu konuda ciddi eksiklikler vardır. İstatistik tutma işi yeterince önemsenmemektedir. Sağlık İstatistiklerinden çıkan sonuçların kamuoyu ile paylaşılması halkın kendi sağlığı konusunda bilinçlenmesini de sağlayacaktır. Sonuç olarak istatistiklerin doğru ve düzenli tutulması hastalıklarının tanısının konmasında ve tedavisinde biz doktorlar için yol gösterici olacaktır.
ercankosmanoglu@hotmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.