Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu
Sağlık Alanında Şiddet Sürüyor!
Yayınlanma:
Güncelleme:
Dr.Ersin Arslan arkadaşımızı şiddete kurban vereli üç yıl oldu. Anısı hala belleklerimizdeki tazeliğini koruyor. O gün “Bir dönüm noktası olur, bundan sonra sağlıkta şiddet ile ilgili önlemler hızla alınır” temennisi tüm sağlıkçılarda oluşmuştu. Fakat süreç böyle gelişmedi. Sağlık emekçilerinin emeğinin değersizleştirilmesi, hükümet çevrelerinden yapılan açıklamalarla daha da arttı. Sağlıkta şiddetin yaşanmadığı gün olmaz hale geldi. Sağlıkta şiddet haberleri, gazetelerin iç sayfalarına geçmeye başladı. Hükümetin bir torba yasaya koyduğu Türk Ceza Kanunu’na yeni eklenen maddelerin yaşanan hukuksal pratik anlamında, da bir getirisi olmadı. Zaten esas amaç, yalnız kanunlarla sağlanacak bir önleme değildir.
Nasıl ki hayatın diğer alanlarında yaşanan olaylardan ders alınmıyorsa, sağlıkta şiddet sorununda da ders alınmıyor. İş cinayetlerinde her yıl binlerce işçimiz hayatını kaybediyor. Trafik kazalarında, binlerce insanımızı kaybediyoruz. Kadın cinayetleri her geçen gün artıyor. Sorunlara neden-sonuç ilişkisi içinde bakmayıp, “zamanla her şey unutulur, ya da unuttururuz” egemen görüşüyle bakıldığı için böyle oluyor. Sağlık düzenimize şöyle bir bakalım; son oniki yılda Sağlıkta dönüşüm programıyla, Sağlık piyasaya açıldı. Sağlık, en çok kar getiren sektörlerden biri olarak değerlendirilerek, vatandaşın sağlığını korumak yerine, vatandaşın hastalığından para kazanmak temel ilke haline getirildi. Hastalık nedeniyle doktora başvurular 4 kat arttı. İlaç kullanımı, laboratuar, Radyoloji tetkikleri de aynı oranda arttı. Daha fazla ameliyat yapılmaya başlandı. Büyük ameliyatların çoğu özel hastanelerde yapılmaya başlandı. Özel hastaneler ödenen katkı ve katılım payları hızla artarak %200’e çıkarıldı. Sağlık çalışanları parça başı iş kuralı demek olan “performans” düzeninde çalıştırılmaya başlandı. Doktorlara performansa göre döner sermayeden ödenen ücret, temel maaşı geçti. Bu gün Pek çok doktor arkadaşımız günde 100 hastaya bakmak zorunda bırakılıyor. Bir hemşire arkadaş bir nöbette 50-100 hastaya bakıyor. Gece çalışmayla, gündüz çalışma arasında farklı ücret ödenmediği, nöbet ücretlerinin normal ücretlerden daha az olduğu bir düzen, bir sağlık düzeni olarak sürdürülemez.
“Memlekette her yerde şiddet var, sağlık bunun dışında olamaz” deniyor. Bu söz bir açıdan doğru, fakat sağlıkta şiddet olunca işler iyice farklılaşıyor. Çünkü şiddetin meydana geldiği hastane, aile sağlığı merkezi o gün çalışamaz hale geliyor. Sağlık çalışanları yaşanan bu şiddet olayı nedeniyle günlerce verimsiz, çalışamaz duruma geliyorlar. Bizler Sağlık emekçileri olarak, bulunduğumuz her yerde daha iyi sağlık hizmeti sunmak istiyoruz. Ülkeyi yönetenler vatandaşın sağlığına önem veriyoruz diyorlarsa ilkin, sağlık emekçilerine kötü söz söylemeyi bırakmalıdırlar. Uzun vadede, Sağlıkta vatandaşın sağlığını koruyan, hastalandırmayan bir sağlık düzeni gerekiyor. Onu da bu hükümetten bekleyemeyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.