İşlerimiz karıştığında ,ülkemizde istikrarsızlık, kavga –gürültü egemen olup ta kendi kendimize bize ne oluyor, bu işleri kim yapıyor, planlıyor diye sorduğumuzda yanıtımız hep bellidir.
“Bizi bölmek isteyen dış mihraklar yapıyor"
Belki de bu yanıt ya da öngörü çoğu zaman doğru olmuştur. ABD ,Batı , bizi çok yakın takip eder, bizi dizayn etmeyi, ilgilenmeyi hem sever hem de iyi bilir. 12 Eylül darbesiyle ilgili Pentagon’daki Generallerin Başkan Carter'e yapılan ‘bizim çocuklar başardı ‘anlatımı hiçbir zaman unutulmamıştır.
Gezi eylemlerine katılanlara ya da destekleyenlere ; Çapulcular,
Katılmayanlara ; evde zor tutulan yüzde elli.
Kaleminden pislik damlayan gazeteciler,
Bal kaymak sohbeti yapılan gazeteciler.
Vatan hainliği ile suçlanan işadamı dernekleri başkanları,
Sağduyulu iş dünyası temsilcileri,
O mağazalara gitmeyin
Bu gazeteleri okumayın,
O CHP’nin bankası, bu paralelin bankası paralarınızı çekin.
Reyhanlı’da ölenler Sünni vatandaşımız !.
On beş yaşındaki Berkin eylemcilerin çocuğu !,
Burak can bizim çocuğumuz !.
Artık bunları da dış mihraklara yükleyemeyiz .
Bölünmeler, gerilmeler, kamplaşmalar, nefretler, keskinleşmeler. Buradan kendi saflarını, oylarını sıkı tutma hesapları için tüm bu yapılanlar ,söylenenler.
Hepsi bizim çocuğumuz ,gencimiz, canımız, insanımız.
Göz yaşı her anada babada aynı acıyla akıyor, hiç farklı değil.
Cahit Sıtkı’nın ölümsüz şiirinin son üç mısrası ;
“ Memleket isterim, / yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun. / Olursa bir şikayet ölümden olsun.
Ölümlere, acılara birlikte ağlayabilen bir memleket isteyelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.