Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu
Pahalılık Cehennemi…
Yayınlanma:
Güncelleme:
Hayat pahalılığı hızlı bir şekilde artıyor. İlimiz Gaziantep son iki yıldır, TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) istatistiklerine göre enflasyonun en çok arttığı iller arasında yer alıyor. Gaziantep’te özellikle Tarım ürünlerinde ve gıda fiyatlarında artış var. Zaten AB-D emperyalistlerinin kışkırtmasıyla dört yıldır Suriye’de süren savaş nedeniyle, özellikle ev kiralarında olan artış, çalışan emekçilerin ve işsizlerin belini büküyordu. Üzerine diğer maddelerdeki artış eklenince tam bir pahalılık cehennemi yaşanmaya başlandı. Temel gıdalarda süt, et, baklagillerde büyük artışlar var. Toplam tarım ürünlerinde Geçen Mart itibarıyla yıllık artış yüzde 15,40 olmuş.
Hükümetin 13 yıllık politikaları sonucunda, Tarım ve Hayvancılıkta zor günler yaşıyoruz. Taban fiyat uygulaması terk edildi. Destekleme alımları yapılmıyor. Tarımda kooperatifçilik 12 Eylül 1980 faşist darbesiyle bitirilmişti. Tarımla uğraşan köylü vatandaşımız kaderine terk edilmiş durumda. Kendisi bile temel besinleri üretmek yerine dışarıdan almaya yönelmiş. Tarım yapılan tarla ve bahçelerin yüzölçümü son yıllarda yüzde 20 azalmış. Üç birim gıda ihracatı yapılıyorsa, iki birim gıda ithalatı yapılıyor.
AKP hükümeti, pahalılığı da kullanıyor. Burada tam bir çelişki yaşanıyor. Kendi yarattığı pahalılık düzeninden güya vatandaşı kurtarmak için, kömür ve gıda yardımları yaparak “bakın biz sizlere yardım ederek, yükünüzü azaltıyoruz” deniyor. Kamunun kesesinden yapılan bu yardımlar, sonuç olarak vatandaşın bir cebinden alıp, diğer cebine koymak oluyor. Fakat yaratılan algı, “Hükümet vatandaşa yardım ediyor” oluyor. Oysa bu yardımların yapılması sırasında bile ihalelerle, pek çok yeni zengin türetiliyor.
Pahalılığın ülkemizdeki temel nedenini Hikmet Kıvılcımlı 1954 yılında kurduğu Vatan Partisi programında şöyle açıklar; “Hayatın pahalanması, fiyat rakamının şu ya da bu olması değil, insanımızın geliri ile alım gücünün düşük, yerli-yabancı Parababalarının sömürü ve vurgunlarıyla iratçılık (rantçılık) ve devlet masraflarının yüksek olmasıdır.” (1). Ülkemizde parababaları son yıllarda üretim yaparak kazanç elde etmek yerine, arazi kapatarak, düşük maliyetlerle kamu arazilerine yaptıkları evleri yüksek fiyatlarla vatandaş’a satarak aşırı karlar elde etmeye yönelmişlerdir. Üretimin düşmesi, tüketimin aşırı özendirilmesi de fiyatların hızla artmasına neden olmaktadır. İşverenlerin fiyatların pahalılığı nedeniyle mal satamamaları karşısında ilk yaptıkları iş; işçi çıkarmaktır. İşçi sınıfımız, işsizlik ve pahalılık cehennemini birlikte yaşamaktadır. Halkımıza “kırk katır mı istersin, kırk satır mı?” diye sorulmaktadır. İkisini de istemiyorsak çok derdin tek ilacı örgütlenmektir. Pahalılığın, İşsizliğin esas nedenlerini öğrenmektir. Bizler bunları yapamazsak, Parababaları iktidarları bizi daha çok , “suya götürüp, susuz getirirler”.
(1) Vatan Partisi Yayınları, 1954
ercankosmanoglu@hotmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.