Ender İmrek
Newroz, çözüm süreci ve seçimler
Yayınlanma:
Güncelleme:
Bu yıl Newroz kutlamalarının startı, Suruç ile Kobanê’nin sınırları fiilen ortadan kaldırılarak Kobanê’de verildi. Newroz ateşi, Kürtlerin içini ısıtmakla kalmadı, tüm Ortadoğu halklarının, tüm Türkiye halklarının ve aslında tüm insanlığın içini ısıttı.
Çünkü bu defa aynı zamanda Kobanê zaferi kutlandı.
Doğrusu, Newroz için hem kutlama, hem anma diyebiliriz.
Kobanê’nin kurtuluşu için hayatını veren savaşçılar anıldı.
Zira Newrozlar bu gün böyle görkemli, böyle güçlü kutlanabiliyorsa, bu bir halk tarafından, onların evlatları tarafından can bedeli verilen uzun süreli direniş ve onca bedel sayesinde olabilmiştir. Kararlı bir mücadele verilmemiş olsaydı, bu gün ne Newroz kutlanabilirdi, ne de Kürtlerin kazanımlarından söz edilebilirdi. Dolayısıyla her Newroz, tarihi idrak etme, yaşananların, verilen bedelleri, kayıpların, kazanımların ve mücadelenin test edildiği bir süreç oluyor.
Ancak, bu yılki Newroz’u öncekilerden farklı kılan birkaç özgün durum var.
Birincisi, bu Newroz “Barış, Çözüm ve Müzakere” sürecinin üçüncü Newroz’udur.
Bu Newroz’un özgünlüklerine değinmeden önce son üç Newroz’u kısaca da olsa hatırlatmakta yarar var.
Bilindiği gibi, 2013 Newroz’u “Barış, Çözüm ve Müzakere” sürecinin başlangıcı olması bakımından özgündü. Silahların susması, Kürt sorununun eşit haklara dayalı demokratik çözümü için adımların atılmasının startı verilmişti.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın, 15 Şubat 1999 yılından beri tutulduğu İmralı Cezaevinden gönderdiği, ‘Kürt sorunu ve demokratikleşmede Manifesto’ olarak ifade edilen mektupla birlikte ‘yeni’ bir süreç başlatıldı.
Amed Newrozu’ndaki milyonların huzurunda okunan mektup, Türkiye, Kürdistan, Ortadoğu ve dünyanın dört bir yanında yankı uyandırdı. Bu süreç, PKK ile Türkiye Hükümeti arasında başlayan en önemli görüşme süreciydi. Daha önce ‘Oslo süreci’ olarak başlayan ancak, sekteye uğrayan gelişmelerden sonra yeniden başlatılan görüşmeler açıkça kamuoyuna deklare edilmiş oldu. Ancak görüşmelerin aleniyet kazanması, direkt olarak Hükümetle PKK ya da KCK yetkilileri arasında, aleni olarak sürdürülmesi mümkün olmadı.
O günden bu yana AKP İktidarı, sorunun çözümünde adım atmak yerine ipe un sermekte ısrar etti. Oyalama, kandırmaca süregeldi. AKP, seçimlere endeksli bir politika izledi ve çatışmasızlık sürecini kendisi için bir olanağa çevirip, Kürt hareketini zayıflatmayı, bölüp parçalamayı, Türkiye halkları, işçi ve emekçiler üzerindeki sömürü ve baskıyı arttırmayı hedefledi. Yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık aldı başını gitti!
Ve, çözüm süreci ilerlemedi, sekteye uğradı. Bu tutum karşısında, PKK geri çekmesi gereken silahlı güçlerini geri çekmekten vazgeçti. Yeniden bir savaş başlamasa da, süreç oldukça gerilimli ve keskin geçti. Eğer, sıcak çatışmalar yeniden başlamadıysa, bu başta PKK Lideri Öcalan olmak üzere, Kürt hareketinin sağ duyusu, barış, çözüm ve müzakeredeki ısrarından oldu.
2014 Newrozu, yine, Kürt hareketi ve Türkiye’nin barış ve demokratik çözüm isteyen halkları tarafından bir umut aşılama Newrozu oldu. Ancak seçimleri kazanmayı, tek parti diktatörlüğü ve tek adamlıkta ısrar eden politikalarda ısrar eden AKP, bu süreçte IŞİD’i destekleyerek, Kobanê’nin düşmesi ve Rojava’nın tasfiyesi için çaba gösterdi.
Ancak AKP tüm bu politikalarda dilediği gibi ilerleyemedi. Kobanê direnişi zaferle sonuçlandı. Tüm katliam ve provokasyonlar bedeller veriler direnişle püskürtüldü. AKP’nin desteklediği IŞİD yenildi.
Bu yıl Newroz’dan önce bir kez daha ‘bir yol açıldı.’ AKP yeniden eski taktiğini kullanabileceğini düşünerek, bir sunum yaparak, “Çözüm Sürecinde 10 Madde” Hükümet temsilcileri ve Kürt hareketi temsilcileriyle birlikte açıklandı. Ancak hâlâ somut hiç bir adım atılmış değil. Dahası, Cumhurbaşkanı yaptığı son açıklamayla, “Kürt sorunu yoktur” diyerek, sürece nasıl baktığını beyan etmiş oldu.
İşte bu Newroz’u önemli kılan özgünlüklerden biri, sürecin müzakere aşamasına evirilip, ilerleyip ilerlemeyeceğidir. Bunun direkt bağlantılı olduğu diğer bir sorun ise seçimlerdir. AKP, seçimlerden zaferle çıkmak için yeni bir hamle yaptı, ancak bunda başarılı olursa, eskiye yeniden dönecektir. Seçimlerde yüzde on barajın aşılması halinde Türkiye’nin demokratikleşmeden yana güçleri oldukça önemli bir hamle yapmış olacaklardır. Tek başına iktidar olamayan, tek başına anayasayı değiştiremeyen, tek başına başkanlık sistemine geçemeyen bir AKP’nin, böyle pervasız olması mümkün olmayacaktır.
Dolayısıyla bu Newroz, sadece bir kutlama ve anma değil, milyonların sel olup seçim barajını yerle bir edeceği bir mücadele alanıdır. Newroz Piroz Be!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.