Ender İmrek
Müslümanlar ve Türkler yalana ve riyaya 'evet' der mi?
Yayınlanma:
Güncelleme:
Cumhurbaşkanı nihayet yasayı onayladı...
Ancak referandum süreci 15 yıllık saltanat sahiplerinin uykularını kaçırıyor.
“Evet”i anlatamıyorlar, “Hayır”la uğraşıyorlar.
Öyle ki, iktidar bile yekpare değil...
Ne yapacaklarını bilemez haldeler.
Doluya koysan almıyor, boşa koysan olmuyor hali...
Kararname üzerine kararname yayımlıyorlar, ihraç üzerine ihraç ilan ediyorlar.
Üniversitelerde hoca bırakmadılar.
Son KHK ile hem kış lastiği hem de yüzlerce değerli bilim insanı kapı dışarı edilmesi kararı aldılar.
Yandaş medya, yandaş prof, yandaş hoca, yandaş imam, her yanıyla yandaş Türkiye istiyorlar...
Baskı üzerine baskı, yalan üzerine yalan, şiddet üzerine şiddet koyuyorlar...
Seçim dönemlerinde siyasi partilerin televizyonlardan yararlanma hakkı pek uygulanmıyordu ama onu da YSK’den kaldırdılar.
Zıvanadan çıkmaya başladılar.
Bu gidişle Türkiye için “Hayırlı” olanın kendileri için sonun başlangıcı olacağını kestirir oldular. Bundandır ki, yeni numaralar, yeni oyunlar düşünüyorlar.
Hem içeride hem dışarıda...
Daha dün, önce demediklerini bırakmadıkları Putin Rusya’sına karşı dize geldiler, şimdi ABD’ye döndüler.
Dön babam dön...
Dün Rusya için ettikleri onca küfrü, hakareti, üst perdeden savurmayı bir anda değiştirdiler. “Olsa bir daha vururuz onların uçaklarını”, “Onlar da kim oluyor” laflarını yutmak mı, yalamak mı, bilemiyoruz, herkes bir şey söylüyor, artık neyse...
Bu defa iç politikaya yönelik olarak sürdürdükleri ABD karşıtlığında çark ettiler. İsrail ile can ciğer kuzu sarması haldeler...
Suudi Arabistan Büyükelçisi “Türkiye bizi sattı” diyor.
Rusya “IŞİD ile ilişkiler, petrol, ticaret... Daha bir yığın şey söylüyor. Sonra PYD’nin IŞİD’e karşı en samimi mücadeleyi yürüttüğünü söyleyerek hakkını teslim ediyor.
Dün Putin’e yaslanıp ABD’ye laf çakan, Şengay Beşlisi’nden dem vuran, NATO’yu gündeme getiren, İncirlik Üssü lafları edenler, şimdi CIA Başkanı ile aynı masada buluşmuş olmanın derin mutluluğunu yaşıyorlar. Onu allayıp pullayıp anlatıyorlar.
Görünen o ki bu ara ABD’ye yöneldiler...
Rusya ile ilişkilerde ihracat mı dersin, turizm mi, Ortadoğu politikası mı, Suriye iflası mı?.. hepten açığa düşme mi?..
Ne derseniz deyin, “Her şey uyar” durumu ortaya çıkınca birden çark ettiler.
Yani, ne yapacaklarını bilmez hale geldiler. Referandum işine nereden bulaştıklarını düşünüyorlar...
Devlet Bahçeli’nin ipiyle kuyuya inmekle iyi edip etmediklerini kara kara düşünüyor olmalılar.
Bahçeli’nin Perinçek örneğini verip, “Perinçek’i desteklemektense, Erdoğan’ı destekleriz” demeye getirdiği laflar ise MHP tabanında başka bir yankı uyandırmış bulunuyor.
Yan yana dizip “Hayır” diyenleri anlatıyorlar.
Dürüst, halkını, inancını, ülkesini seven Müslüman’ın, Türk’ün ve de tüm Türkiye halklarının Sedat Peker’in “Evet” demesinde bir sorun göreceğini, AKP’nin Sedat Peker gibi adamların arkasında olmasında başka bir çok neden arayabileceğini, bundan bir anlam bulup sonuç çıkarabileceğini hesaplamıyorlar.
Bir dönem Bahçeli’nin sağ kolu halinde hareket eden, şimdilerde yeni bir mihrak yaratma peşindeki Sinan Oğan’ın söylediğine bakılırsa Bahçeli’nin bu sözleri bardağı taşıran son damla olmuş, MHP tabanı “Yahu evet demek için Perinçek’e mi bakacağız, Perinçek ile Erdoğan arasında bir tercihle Türkiye nereye gider demeye varmışlar.
Ne diyelim, doğru da düşünmüşler. Türkiye ne Erdoğan’a, ne Perinçek’e ne de Bahçeli’ye mahkumdur.
Esasa geri dönersek; güya dün ABD’ye kafa tutuyorlardı, bugün CIA başkanı ile alelacele görüşme ayarlıyorlar. MİT Müsteşarı Fidan ile CIA Başkanı Pompeo kol kola, Erdoğan ile baş başa görüşme...
Trump’tan, Pentagon’dan, CIA’dan yeni görevler bekliyorlar.
“Bakmayın siz Rusya’ya Putin’e öyle konuştuğumuza” dedikleri anlaşılıyor. Gelişmeler bakınca; “Siz bize ne dediniz de yapmadık, tüm varlığımızla varlığınıza amadeyiz” demeye getirildiği görülüyor.
Abdülkadir Selvi de CNN Yorumcusu sıfatıyla sanki Türkiye CIA’ya yeni görev, yeni sorumluluk biçmiş gibi pişkin pişkin konuşuyor.
İnsan utanır be!
Sanırsınız ki CIA çözülmüş, Trump Türkiye karşısında dize gelmiş, her şey yeniden dizayn edilmiş ve Erdoğan-AKP iktidarı ne dese, ABD onu yapacak hale gelmiş...
Ne yapacaklarını bilemez hale geldiler.
Kararname üzerine kararname çıkarıyorlar.
Toplantı üzerine toplantı...
Ölçüyorlar, biçiyorlar, aşağıdan sayıyorlar, yukarıdan başlıyorlar ama olmuyor. “Evet” çıkmıyor
Rusya’ya yanaşıyorlar, ABD’ye güya kafa tutuyor gibi yapıyorlar, olmuyor. Rusya’nın PKK’ye silah verdiğini gündeme getirip CIA’ya sığınıyorlar, yine olmuyor... Aynı gün Rusya el Bab’ta yanlışlıkla TSK’yi vuruyor...
Bunların hırsları uğruna el Bab’ta emekçi çocukları ölmeye devam ediyor.
İçeride ve dışarıdaki bu kötü gidişata, diktatörlüğe, karanlığa “Evet” demek felaketi büyütür...
Türkiye’nin önünü “Hayır” diyenler açacak...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.