Arif Nacaroğlu

Arif Nacaroğlu

Memur

  1907 doğumlu dedem anlatırdı. İnşaat kalfasıydı. Kabala ev inşaatı alıp Mecidiyeköy’deki dutluğa eşek sırtında gidildiği o dönemin İstanbulu’na yakışır 2 katlı evler yapardı. Küçük meşin cüzdanından 25 kuruş harçlıklarımızı çıkarıp, her gün yaptığı gibi annemin pişirdiği öğlen kahvesini yudumlarken başlamıştı anlatmaya.   “İkinci Dünya Savaşı başlamış, ekmek karne ile adam başı gramla verilir olmuştu. 41 doğumlu dayının boynuna iple bağlardık ekmeği ‘Ekmeeeek’ diye ağladığı zamanlarda, yiyemesin de gözü doysun diye. Yokluk yıllarıydı. Ama devlet, “ Ele güne karşı” deyip memurunu kayırıyor, ona kıyafet, ayakkabı, maaş veriyordu. Sokaktaki takım elbiseli, boyalı kunduralı, kravatlı, fötr şapkalı memurlar ve lastik ayakkabılı, kumaşı bilmem kaçıncı kez ters yüz edilmiş ceketli, yakası kösele gibi olmuş gömlekli işçiler, işsizler aynı yoksul Türkiye’nin iki yüzüydü. Fark, memur hanımlarına da aynı şekilde yansıyordu. Maaşlar düşük, geçim zordu ama sosyal yaşam, gece Maksim eğlenceleri, Pera turları bile daha çok memurlar içindi. Zaten bu fark yüzünden işçi, köylü, Anadolu destekli Demokrat Parti iktidara geldi. CHP’ye çıkan, sadece savaş yoksulluğunun faturası değil, işçi, memur arasında oluşturulan inanılmaz uçurumun faturasıydı 50 seçimi sonuçları.”   Yıl 2017. Bayram tatili 10 güne çıktı. Kim için?   Peki işçiler? Onlar bu ülkenin çalışanı değil mi? Onların kıyak tatil yapma hakkı yok mu?   Diyeceksiniz ki, “Bırakın kıyak tatili, işçi, hakkı olan yıllık izninde bile ekstradan çalışıp bir ekmek fazla alabilmenin derdinde.”   13 buçuk milyon işçinin sadece yüzde 12’si sendikalı. Yarısından çoğu asgari ücretli. Diğerleri de asgari ücretin üç, beş lira üstünde. Beyaz yakalı işçiler bile en düşük memur maaşının altında bir ücrete çalışıyor. Lastik ayakkabıdan, kundura görünümlü enjeksiyon ayakkabıya doğru zenginleşmişler. Ekmek arası patates dürüm öğle yemekleri. Salça lüks, mayonez hayal.   “En kötü örgütlülük, örgütsüzlükten iyidir” ve memurların yüzde 70’i sendikalıdır ama sendikalı memurların yarıdan fazlası iktidar değişimi ile birlikte sendika değiştiren ikbal ve makam takipçisi veya amir emriyle malul. Üyesi en fazla olan memur sendikasının 2001’de üye sayısı 42 bin, 2010’da 400 bin, bu gün 1 milyona yakın. Amaçlarının başında “Manevi değerlere saygılı,...işveren bakanlıkların sorunlarının çözülmesi için gayret sarf etmeyi gaye edinmiş…” yazan bir memur sendikasının bakanlıkların sorunlarını çözmek için 3+3 teklifinin neresinden tutacağı, Cumhurbaşkanımızın, bayram tatiline 4 gün eklenmesinde olduğu gibi, son anda araya girip, “Olmaaaz. Artırın biraz daha” deyip işi yüzde 4 ile bağlayıp bağlamayacağı merak konusu.   Üç, dört fark etmez. Zenginler listesindeki milyarder, bankalardaki milyoner sayısı katlanan Türkiye’de memur yokluk, işçi açlık sınırının altında.   Tıpkı dedemin 1949’unda olduğu gibi.    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arif Nacaroğlu Arşivi