Arif Nacaroğlu

Arif Nacaroğlu

Kolay ölümler ülkesi

  Bomba patladı. Lüks otellerin yüksek tavanlı, kristal avizeli salonlarında düğün yapacak durumları olmayan yoksul insanlar, eşi, dostu, konu komşuyu evlerinin önüne çağırıp kına yaptılar. Amaç eğlenmek, bir arada sevinci paylaşmaktı. Olmadı. Büyütülüp, geliştirilen dinci örgütün büyümemiş kurbanı çocuk, beline ne sarıldığını bile bilmeden sokak ortasında havaya uçuruldu. Durum tespiti yapmak kolay. Senaryo yazmak da. Sonuçta Ümran’ın yaralarından mahcup olan yüzü ardından, adını ve fotoğrafını bile bilemeyeceğimiz onlarca çocuk havaya uçtu. Kocaman kocaman amcaların iktidar hırsının, hükmetme hırsının, kaprislerinin, egolarının bedelini, dünyayı güzel olmasa da kötü olmadan yaşamak ve zamanı gelince huzurla gitmek olarak özetlemiş binlerce ölçülü insan ödüyor. İşin en acı tarafı, o kocaman amcaların “Dursun bu masum kan” diyeceklerine “Misliyle cevap verildi” diye halen yangına körükle gitmeleri. Patlayan bombanın sahibini bile kabullenirken isteksizler ve faili sulandırmaya hazırlar. Misliyle cevap verilecek demek, bundan sonra taraflardan misliyle masum insan ölmeye devam edecek demek değil mi? Bu çağda hangi savaşta bir taraf bittiği için savaş bitmiş? Irak savaşı onlarca yıldır sürüyor. Afganistan daha da fazla. Lİbya, Yemen, Pakistan. Sonuçta tarafların aklı başında olanlarının bir araya gelip barışı konuşmadığı hangi savaş kendiliğinden veya taraflardan biri bittiği için sona ermiş. Şimdi bir de “üst akıl” safsatası ile uğraşıyoruz. Üst akıl filan yok. Yüksek egolu ve hırslı bir kaç pisliğin etraflarına sözde inanç ve büyü ile ama esasen para ile topladıkları ve kendi zevkleri için dünyayı kan ve ateşe sürükledikleri bir sistem var. Ve tabi bu namuzssuzları kullanan aklından çok parası bol olan insanlar var. Savaş sistemi kendini öyle bir korumaya almış ki, kan gölüne dönen bölgede barıştan söz eden yargılanıyor. Çocukların havaya uçurulduğu, her gün bombalarla uyanan şehirlerde “Akan kanı durduralım. Oturup konuşalım” diyenler ötekileştiriliyor, suçlanıyor, yargılanıyor, mahkum ediliyor. Ama yeter artık. İnsanlar “Misliyle cevap verilecek” cümlesini değil, huzurla uyanacağı bir sabahı bekliyor. Barış isteyenlerin değil, savaş isteyenlerin, savaştan para kazananların, doğruyu söylermiş gibi davranıp savaşı körükleyenlerin yargılandığı ve sustuğu bir dünya istiyor. Bölgede gerçekten bir barış istiyorsak, bir tarafın bitmesi için diğer tarafla işbirliği yapan, ikiyüzlü ve kaypak politikalar değil, gerçekçi, barışçı, görüşmeci politikalar izlemek zorundayız. Bunun için barışçı, bağımsız ve aklı kiralanmamış ve sıkıştığında “Kandırıldık” demeyecek iktidarlara ihtiyaç var. Barış ve huzur isteyen insanlar, barış ve huzuru savunanlara destek vermeli, ülkelerini onlara emanet etmeliler. Yoksa biz daha çoook, kına gecelerinde havaya uçar, kolay ölümler ülkesi olmaya devam ederiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arif Nacaroğlu Arşivi