HDP’nin yaptığı da iş değil hani!

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın Rusya ziyareti hükümeti çileden çıkarmışa benziyor. Yoksa bu kadar fırtına koparılır mıydı? Bunca gürültü koparılıp, adı çıkmış dokuz inmez sekize durumundaki HDP bu kez de Rusya üzerinden ihanetle itham edilip, tüm zehirli oklar bir kez daha Demirtaş’ın üzerine üzerine fırlatılır mıydı? HDP’nin yaptığı da iş değil hani! Tam böylesi bir zamanda, Hükümetin itibarının yerde süründüğü bir zaman sen tut Demirtaş’ın başkanlığındaki bir heyeti dünyanın gözleri önünde Rusya’ya gönder. Adam Demirtaş’a kızmasın da kime kızsın! Rusya’nın Hükümeti kale almadığı bir zamanda sen kalk Rusya’ya git, olacak iş değil! Sen çık, Türkiye Hükümetini muhatap almayan, tüm girişimlerini geri çeviren, görüşmeyen, onun İŞİD’in destekçisi olduğunu söyleyen, IŞİD petrolünün sevkiyatçısı, onun ortağı gibi laflar eden, IŞİD’in akaryakıt depolarını, silah, cephane ve muhimat sevkiyatı yollarını bombalayan, AKP’nin Bayırbucak Türkleri yalanıyla IŞİD’i tahkim ettiğini söyleyen Rusya’yla görüşmeler yap! AKP Hükümeti çıldırmasın da, ne yapsın! Sen kalk HDP olarak, AKP Hükümeti’ni tüm dünyada zora sokmuş olan, onu ekonomik ve siyasi olarak sarsan, siyasi, ticari, sosyal hesaplarını allak bullak eden Rusya’ya git! Olacak iş değil! Böyle siyasi parti, böyle muhalefet partisi mi olur! Hükümet, uçağın düşürüldüğü günden itibaren başta Putin, sonra Lavrov olmak üzere, sonra her hangi bir Rusya temsilciyle görüşmek için denemedik yol bırakılmasın, ‘uçağın menşei bilinmiyordu’ diyerek, dolaylı mesajlar verilsin; yeniden görüşmek için dolaylı, dolaysız onca araç kullanılsın; aracı seferber edilsin, ama görüşülemesin; ancak görüntüsüz, fotografsız, açıklamasız bir ayaküstü görüşme yapılıp, onda da Rusya’nın ‘özür dileyin, tazminat ödeyin’ restiyle karşılaşılsın... Ama bunların hiç biri olmamış gibi sen HDP olarak tut, cihana hükmettiği iddialarındaki AKP’yi zora sokacak, onu küçük düşürecek, içerideki ve dışarıdaki durumunu daha da sarsacak ziyaretlerde bulun, açıklamlar yap, politikalar sürdür! AKP çıldırmasın da ne yapsın! Sen tut, oyun kurucu, stratejik derinlik sahibi, Türke propagandanın sunumu olarak kasım kasım kasılmanın züğürt tesellisi hükmünde sürdüğü böylesi bir zamanda kalabalık bir heyetle Rusya’ya git; üst düzey görüşmelerde bulun, Lavrov’la görüş, üstüne üstlük, “Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesi yanlıştı” de! Bir yandan da akıllara ziyan ‘sovyetik’ laflar ederek, çağrışımlar yaparak, antikomünizm yapıyorlar. Böylece HDP’yi de, din ve ırk meselesinden hedefe koydukları Rusya’nın safında göstererek linç etmeyi hesaplıyorlar. Ama boşuna! Rusya’nın kapitalist-emperyalist bir ülke olduğu gerçeği tüm dünyaca biliniyor. Onun sosyalizmle, komünizmle bir alakasının bulunmadığını bilmeyen de yok. Rusya, ne Lenin’in ne de Stalin’in başında olduğu günlerin politiklarının uygulandığı bir yer. O da sizin gibi imparatorluk hesapları içinde. O da emperyalist ve yayılmacı... Bundandır ki, en iyi siz anlaşıyordunuz. Bu gün bu krizin yaşanmış olması, Erdoğan’ın daha bir kaç yıl önce Şengay Beşlisi’ne katılmak için AB’ye nasıl şantaj yaptığını unutturmuş değil. Bu safsataları geçin, günümüzde, dünyada işler ve ilişkiler kapitalist kampla, sosyalist kamp arasındaki ilişki, çatışma ve mücadeleler üzerinden ilerlemiyor. HDP’nin ziyareti de bu kapsamda bir ziyaret değil. Ama çarpıtarak sunup, kandırrarak yönetmek için bunu yapmak zorundasınız. ‘İhanet, hain’ gibi ithamlarla kamplaşmayı sürdürüp, kendiniz korumalısınız! Demirtaş ihanet etmekle suçlanırken, IŞİD’in kullandığı sarin gazının temini ile ilgili konuşan Eren Erdem’in hain ilan edilmesindeki amaç da bu. Kim AKP’ye bir şey söylemeye kalksa, gerçekleri söyelemeye kalksa hainlikle, vatana ihanetle suçlanıyor ve hedefe konuyor. Ve önce Cumhurbaşkanı, ardından Başbakan kimi hedefe koysa, yandaş medya durumdan vazife çıkarıp hemen manşetleri patlatıyor. Açın bakın bir kaç günlük bu paçavraların manşetlerine, bakın ne göreceksiniz. Özetle; AKP hükümeti acz içinde. Saldırmakla, şiddetle, medyayla, yalan propagandayla, yargıyla, tankla topla ayakta kalmanın hesabını yapıyor. Aylardır süren ve bir iç savaş halini almış gelişmeler de bu gelişmelerin bir parçası. Kürt halkının demokratik hak ve özgürlük talepleri de bu mantıkla tank ve topla, onun kuvveti haline gelen medyayla hedefe konuluyor. Şehirler yakılıp, yıkılıyor, insanlar katlediliyor. Ama mücadele de, direniş de sürüyor. Ve bir kez daha belirtelim; Zulüm ile âbâd olanın âhiri berbâd olur.    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ender İmrek Arşivi