Ecz.İrfan Demirci

Ecz.İrfan Demirci

HASTA

i1 Bu yılın başlarında sağlık dünyası ilginç bir ifadeye tanıklık etti. Ciddi tartışma yaratan ifadeyi Bayer İlaç Firmasının CEO su Marijn Dekkers yaptı. Dekkers, Nexavar isimli kanser ilacı için ‘Biz bu ilacı Hintliler için değil batılı zenginler için geliştirdik “ dedi ve olay yarattı . Aslına bakılırsa Bayer’in bir numarasını bu açıklamayı yapmaya iten neden, aynı ilaç için Hindistan  hükümetinin patentsiz üretim izni vermesi. Bayer, Nexavar için hasta başına yılda 67 bin dolar talep ederken  Hindistan, ülkesinde patentsiz üretilen bu ilaç için 177 dolar fiyat veriyor . Dünya ilaç cirosu trilyon dolarlar civarında, yani inanılmaz yüksek rakamlarda. Pfizer yıllar önce Viagrayı ilk çıkardığında Walt Street’deki borsa değeri 7 milyar dolar artmıştı. Yedi milyar doların Türk lirası karşılığı yaklaşık 14 milyar lira. Türkiye’nin yıllık toplam ilaç harcamasının 15 milyar lira civarında olduğu düşünüldüğünde rakamın ne denli önemli olduğu gözler önüne sergileniyor . İnsan sağlığına hizmet edecek, tedavide kullanılacak, hele hele bu tip kanser ilaçlarının molekülden ilaca dönüşmesi için gereken harcama bazen milyar dolarları buluyor . Gelişmiş ülkeler Ar-Ge harcamaları için çok yüksek paralar harcıyor. Ancak bu çalışmaların sonucunu da ekonomik olarak tatmin edici bir biçimde alıyor . Batı 16 yüzyıldan sonra uzak diyarları sömürerek zenginleşti. Son yüz- yüz elli yılda ise AR-GE çalışmaları sonucu sanayi, teknoloji ve bilgi ürünleri ile zenginleşiyor savı yanlış olmasa gerek . Madenlere girmeden, petrol ,doğal gaz çıkarmadan gelen bir  zenginlik. Tarımdaki gibi  yağmur yağdı sel oldu ya da kuraklık oldu ürün mahvoldu korkusu da yok . Üstelik hem insanlığa hizmet hem de zenginleşme için iyi tarafları da var . Bizde ilaç AR-GE sine harcanan rakamlar yüzde birin altında, yok gibi bir şey. Hem yeni bir buluşunuz yok, hem de kısıtlı olanaklarla bu yeni ilaçlara ödenen önemli rakamlar.  Bu biçimde sınıf atlamak ve halkınıza daha yüksek refah düzeyi sağlamak çok zor. Türkiye’de en son çocuk felci vakası 1999 da görülmüş. Şimdi ise yeniden başımıza bu hastalık bela oluyor. Suriye’den gelen sığınmacılarda bu virüs görülüyor . Halk sağlığına dönük uzun yılların çabası ve başarısı tehlikede. Bir tarafta zenginler için üretilen on binlerce dolara alıcı bulan ilaç, diğer tarafta ise geri kalmışlığın yoksulluğun, çaresizliğin sonucu çocuk felcine yakalanan savaşın çocukları . Belki de bu çocukların çoğu da yetim ya da öksüzdür. Babalarını ya da analarını ülkelerindeki iç savaşta kaybetmişlerdir. Yetim, yoksul ve çaresizliklerin yanında engelli de olacaklar  gelecekte . Büyük olasılıkla Batıdaki gibi engelliler için yapılan çevresel ayrıcalıkları bile olmayacak ülkelerinde . İktisatçıların tanımıyla  “zengin kuzey yarım küre “ kendi insanları, kendi zenginleri yani hastaları için ilaç üretmeye devam edecek, geri kalmış ya da gelişmekte olan ülkelerden alan olursa satacak da. Ne için savaştıklarını bilmeyen, fakir geri kalmış ülkelerdeki babalar ölürken çocukları ise yoksul oldukları için, ülkeleri koruyucu sağlığa para harcamadığı için engelli olarak yaşamaya çalışacaklar hem de yoksullukları hiç bitmeden. Zengin kuzey yarım kürenin hayır sever yardım kuruluşları bu insanlara yardımlar bile götürecek. Güzel, alımlı, ünlü aktrisleri ile onların yaşadığı kampları ziyaret edecek, ülkelerinin bu savaşlarla hiç ilgileri yokmuş gibi kameralar önünde gözyaşları dökecekler. Bunun adı da yenidünya düzeni olacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ecz.İrfan Demirci Arşivi