Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu
Gazi Mustafa Kemal…
Yayınlanma:
Güncelleme:
Bu 10 Kasım günü, Mustafa Kemal Atatürk’ün bedence aramızdan ayrılışının, 76. Yıldönümüydü. Çanakkale Savaşlarının muzaffer komutanı, Kurtuluş savaşımızın önderi ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal, hasta adam Osmanlı imparatorluğundan çağdaş Türkiye’yi meydana getiren lider olarak anılır. Batılı kaynaklar kısaca modern Türkiye’nin kurucusu olarak görürler Mustafa Kemal’i. Mazlum milletlerin, emperyalistlere karşı kazandığı ilk zafer olan Çanakkale savaşları ardından, emperyalizme karşı kazanılan ilk Kurtuluş Savaşının komutanı olmak, Mustafa Kemal’e çok haklı bir ün kazandırmıştır. Saltanatın kaldırılıp Cumhuriyetin kurulması Türkiye için önemli bir sosyal devrim olmuştur. Bu devrim bir burjuva devrimi olarak Fransız ihtilalı ile karşılaştırılabilinir. Cumhuriyetin kuruluşundan önce de Birinci Meşrutiyet, İkinci Meşrutiyet (Jöntürk Devrimi) gibi devrimler, bu sosyal devrimin oluşmasını sağlayan şartları oluşturulmuştur. Toplumsal düzen, sürekli bir doğru çizgi üzerinde yürümez. Her ülke için ayrı bir toplumsal tarih oluşur. Toplumları belirleyen temel güçler Coğrafi ve teknik güçlerdir. Hikmet Kıvılcımlı Teknik ve coğrafya üretici güçlerinin yanında hep, insan KOLLEKTİF AKSİYONU ve tarih GELENEK GÖRENEKLERİ gibi daha esnek ve canlı olan üretici güçlerin bulunduğunu belirtir(1). Ülkemiz insanlarının kolektif aksiyonu ve tarihi gelenek ve görenekleri, Kurtuluş Savaşının başarılmasında temel güç olmuştur.
Kurtuluş Savaşımızda ve Lozan Barış anlaşması sırasında ülkemizin, baş müttefiki Sovyetler Birliği ve onun önderi Lenin olmuştur. Sovyetler Birliği, ülkemizin ilk kalkınma hamlesi sırasında hep Türkiye’nin yanında olmuştur. Sümerbank, Etibank gibi kamu sanayi kuruluşlarının oluşturulmasında en büyük desteği vermiştir.
Emperyalistler, bizim gibi ülkelerde, halkın kazanımlarını hep tersine çevirmek, olmuşu olmamış haline getirmek isterler. Bu nedenle de ülkemizde en gerici sınıf olan Tefeci-Bezirgân sınıfla işbirliği yaparlar. Tefeci-Sınıf, Mezopotamya’da Sümer kervanlarından beri var olan üretimden kopuk, anasını boyayıp babasına satan, insanı suya götürüp susuz getiren bir sınıftır. Temel özelliği din istismarcılığıdır. Dini kendi çıkarları için kullanıp, kendi ortaçağcı ideolojisini topluma egemen kılmak isteyen bir sınıftır. Ülkemizde Cumhuriyetin kuruluşu ile taçlanan bu sosyal devrim, ülkemizi yöneten Finans-Kapital parababalarının bu sınıfla işbirliği nedeniyle tamamlanamamıştır. Şimdi açıktan saltanat savunuculuğu yapılmakta “Cumhuriyet” kapatılması gereken bir parantez olarak görülebilmektedir.
Mustafa Kemal’e en büyük hainliği, 12 Mart ve 12 Eylül darbe yönetimleri yapmıştır. 12 Mart 1971 darbe yönetimi sırasında idam edilen Deniz Gezmiş mahkemede “Biz bu ülkenin İkinci Kurtuluş Savaşçılarıyız, Kemalizmi, 1961 Anayasasını esasen biz savunuyoruz” der. ABD tezgâhıyla hazırlanan Faşist darbe yönetimleri ve 1982 Anayasası ülkemizdeki bugün yaşanan durumun, hazırlayıcısıdır. Atatürkçülük adına başta laiklik, çağdaş eğitim gibi ilkeler ortadan kaldırılmaya başlanmıştır. Bugünün siyasi iktidarı da bu zemin üstünde gelişmiştir. Şu anda kadınların sosyal hayattan uzaklaştırıldığı, bilimsel, laik eğitimin rafa kaldırıldığı, emekçilere hayatın zindan edildiği bir dönemi yaşıyoruz. Bu koşullar altında, Tam bağımsız, laik demokratik bir ülke için başlangıç yapan, Gazi Mustafa Kemal’i saygıyla anıyorum…
1) Hikmet Kıvılcımlı. Tarih-Devrim-Sosyalizm Derleniş Yayınları 2012.
ercankosmanoglu@hotmail.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.