Demokratik güçlerin birliği...

  İktidar demokratik olan her kazanıma karşı savaş açmış bulunuyor. Mücadeleyle, seçimle kazanılmış demokratik mevziler bir bir tasfiye ediliyor. HDP Eş Başkanları, milletvekilleri tutuklandı, süreç devam ediyor. DBP Belediye Eş Başkanları gözaltına alınıp tutuklanıyor. Sosyalist, devrimci, demokratik partilerin başkan ve yöneticileri üçer beşer tutuklanıp hapse atılıyor. Yazarlar, gazeteciler, sanatçılar, akademisyenler, kamu emekçileri tutuklanıyor, işten atılıyor. Televizyonlar kapatıldı. Gazeteler basılıyor, gazeteciler beşer, onar tutuklanıp hapse atılıyor. Bu süreçte demokratik güçlerin birliği daha çok önem ve aciliyet kazanmış bulunuyor. Zira birkaç yıldan bu yana süregelen durum için “Ancak faşist diktatörlüklerde olabilecek uygulamalar” diyorduk. Ama durum bunu aştı... Olup bitenler tek tek uygulamalar olmaktan çoktan çıktı... Bir sistematik kazandı... İktidar ülkeyi faşizmle yönetmek için yemin etmiş olarak hareket ediyor. Ne yazık ki, güçlü bir işçi hareketinin olmayışı mücadele ve arayış içindeki geniş demokrasi güçlerini birleştirmesini geciktiriyor. Ve bu durum az çok direnç gösteren her kesimin bir bir bastırılması, tasfiye edilmesi süreci olarak ilerliyor. AKP iktidarı faşizmin tahkim edilmesi, diktatörlüğün egemen olması için son bir buçuk yıl içinde büyük mesafeler aldı. Kürt halkına karşı süregelen savaş politikaları, 7 Haziran 2015 seçimlerinde ortaya çıkan güçlü demokratik iradeyle birlikte hepten hedefe konuldu ve arkasından büyük bir yıkım yaşandı. Onlarca ilçe, mahalle ve köyleriyle yerle bir edildi. Kürt halkının eşitlik, özgürlük, barış ve kardeşlik mücadelesinde ortak tutum alan, birlikte kurtuluş için, demokratik bir Türkiye için mücadele eden sosyalist, devrimci, demokratik güçler de hedefe konuldu. İçinden geçtiğimiz günler Kürt demokratik hareketi ile birlikte sosyalist, devrimci, demokratik güçlere saldırıların daha da artacağı, demokratik mevzilere “top atışları”nın yapılacağı günler... “15 Temmuz Darbe Girişimi” iktidar için besleneceği güçlü bir kaynak oldu ve karşı cephe örülemediği için “darbe mağduru” oyununu  sürdürmeye devam edecektir. İktidar bir yandan kendi çevresini ayıklayan, iktidar kavgasına giren müttefiklerinin hesabını görür, çevresini korkuyla karışık teslim alırken, bir yandan da emek, barış ve demokrasi güçlerine karşı eşi görülmemiş boyutta bir plan devreye sokulmuş oldu. 15 Temmuz 2016 tarihinden bu yana yaşananlar darbe içinde darbe, oyun içinde oyun biçiminde her geçen gün yeni bir boyut kazanıyor. Türkiye hızla farklı bir düzleme sürükleniyor. İçeride tam bir diktatörlük uygulanırken, dışarıda gösterilen tepkilere karşı da ırkçı, faşist güçler birleştirilerek yeni koalisyonlar kuruluyor. İktidarın 15 Temmuz’dan sonra ortaya koyduğu platformu terse çevirmek, onu yıkıp yerine “darbeye ve diktatörlüğe karşı demokrasi”  kapsamlı bir cephe inşa etmeyi başaramayan güçler bugün daha vahim bir sonuçla karşı karşıya kalmış oldular. Düne göre toparlanması daha büyük çaba gerektiren “Darbeye ve diktatörlüğe karşı demokrasi cephesi” bugünün en acil görevi olarak içeride ve dışarıda örülmeyi bekliyor. Şu gerçeği kabul etmek gerekir ki; bu gidişat faşist diktatörlüğün tahkim edilmesi sürecidir. Artık adını koymak ve ne yapılacaksa, onu yapmak gerek... Faşizan uygulamalar süreci aşılmış, faşizmin adım adım egemen kılındığı bir sürece girilmiştir. Faşizm karşısında, faşist diktatörlük karşısında nasıl tutum alınacaksa, hangi araçlar kullanılacaksa onları değerlendirecek bir mücadele hattı için hızla adım atmak gerek... Zira faşizmin günbegün inşa edildiği bir süreçte... Bu süreç, sosyalist güçlerin, devrimci demokrat çevrelerin, Aleviler ve tüm farklı inanç çevrelerinin ve Kürt hareketinin daha da sorumlu davranması gereken bir süreçtir. İşçi ve emekçilerin, sendikaların, meslek odalarının yani emek, barış ve demokrasi güçlerinin bir araya gelmesinde tereddüt yaratacak her tutum ve davranış iktidarın faşist diktatörlüğü tahkim hesaplarına güç katacak zemin yaratacaktır. Bundan kaçınmak gerek... Bu sürecin aşılmasında başta Avrupa’daki Demokratik Güç Birliği olmak üzere, tüm dünyadaki demokratik güçlerin önemi daha da artmıştır. Türkiye’deki gidişi durdurmak için dünden daha çok sorumlu davranmaya, birbirlerine saygı göstermeye ve sorumlulukla hareket etmeye her zamankinden daha çok ihtiyaç bulunuyor.    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ender İmrek Arşivi