Mehmet İletmiş

Mehmet İletmiş

  BU KATLİAMLAR NE ZAMAN DURACAK…

Birkaç asır öncesinde Anadolu’yu dolaşan gezginlerimiz güneşi çok az gördüklerini yazarlar seyahatnamelerinde. Anadolu bir uçtan öbür uca tamamen ormanlarla kaplı bir coğrafyadır bu anlatımlarda. Hatta bunların arasında Malatya’dan Adana’ya kadar ormanlarla kaplı olduğundan dolayı güneşi göremeden geldiğini yazanlar vardır. Şimdi siz oturun ve hayal edin bakalım. Bu kadar yol süresince, özelliklede İpekyolu güzergâhında ne muazzam ormanlıklar olduğunu. Bu günün Türkiye’si ile bir kıyaslama yapın. O muhteşem ormanlıklar ne tür bir oburluğun sonucu olarak yok edilmişler. Hangi akıl almaz canavarlıklar sonucunda dağlarımız kel, ovalarımız kıraç birer leçe haline dönüştürüldü. Sadece ısınma amaçlı kesimler yapılmış olsa bitmeyecek bu ormanlar nasıl bitirildi? Yerleşim alanlarının oluştuğu yerlerin bile binlerce katı olan bu kıraç arazilerden kaç milyon ağaç kesildi? Tahmin edebilecek bir kimse bulamazsınız. Gelelim son yıllarımıza. İşte bu son birkaç yıl içerisinde yaşanılan oburluğu gözümüz önüne getirirsek öncesi hakkında bir fikir edinebiliriz. Lütfen hepiniz gözlerinizi birkaç dakika kapatıp hayal edin. Hem öyle çok uzak zamanları da değil. Hani şöyle on beş – yirmi yıl öncesini bir düşünün. Çevrenizdeki yeşilliklerin nasıl yok edilmiş olduğunu ve halen sürmekte olan bu hunharlığın varabileceği boyutu anlayabilirsiniz. Ben sadece Antep ile ilgili gözlemlerimi yazabilirim. Siz bulunduğunuz yeri kendiniz yorumlayın. Antep’te yaşamış akıl ve vicdan sahibi kimi aydının kendi çabaları ve çevreden alabildiği desteklerle oluşturduğu suni ormanlar bile yok edildi. Daha öncede yazdım. “Satılık akciğer var” diye. Kavaklık parkı içerisinde bulunan asırlık ağaçların özellikle kurutulduğunu ve ardından kesildiğini görmüştük. Yol açma bahaneleri ile Beyazlar Mahallesi ve ordu caddesi arasında kıyılan ağaçları haberleştirmiştik. Üniversite yerleşkesindeki rektörün yaşından büyük fıstık ağaçlarının kesilmek istendiğini yazmış, konu ile ilgili piknik alanlarında halkın bilgisine sunan protestolar düzenlemiştik. Vali konağı olarak bilinen ve ordu caddesi üzerinde bulunan alanın ise birer asırlık çamlarının kesildiğini görmeyen kalmadı. Batalhüyük civarının ve oradan İbrahimli mevkiine doğru olan geniş bir alanın imara açılmasını engelleyen Belediye meclis üyelerinin açtıkları davaların sonuçlarını paylaştık sizlerle. Birilerine rant yaratmak için yok edilen doğal ve suni yeşil alanların talanını defalarca taşıdık bu şehrin gündemine. Açılan davaların bazılarının halen devam ettiğini biliyoruz. İşte tamda bu geri ve gözü doymaz bir oburlukla sürdürülen kıyımların devam edeceğini de kamuoyunun bilgisine sunduk. Hem de defalarca. Daha geçtiğimiz yıl sonuçlanan bir mahkeme kararına göre yeşil alan olarak korunması gereken ve Batalhüyük’ ün Kuzeyinde yer alan o geniş alanlar ile ilgili yeni imar değişiklikleri yapıldığını duyuyoruz son günlerde. Belediye meclis üyelerinin bir kesiminin (CHP gurubu) karşı çıktığı ve davalar açmaya hazırlandıklarını da duyuyoruz. Yahu bu kenti yönetenlerin hiç birisinin gözü başka bir şey görmüyor herhalde. Nerede bir ağaçlık alan var yok edelim. Nerede bir ormanlık var talan edelim. Yeter ki birilerine kazanç kapısı açılsın diye tutturmuşlar gidiyorlar. Behey gözü doymazlar. Siz bu yurdun insanına hangi kinle bakıyorsunuz acaba? Onların nefes alabilecekleri her yeşilliği yok ederken sızlayan bir vicdanınız yok mu? Kestiğiniz her bir ağacın bir canlı olduğunu bilmez misiniz? Hani Kâinatın efendisi diye adına kutlu doğum haftaları düzenlediğiniz Peygamberinizin “bir ağacı kesen, bir cana kıymış gibidir” dediğini bilmez misiniz? Sizin dininiz imanınız sadece para, vicdanınız ise kör mü? Hadi diyelim bu kıyıcılar böyle. Ya size ne oluyor Antepliler. Para babalarının banka hesapları biraz daha büyüsün diye yapılan bu kıyımlara ne zaman “dur” diyeceksiniz? Karayılan destanında “vurun Antepliler, namus günüdür” diyen dizeleri durun Antepliler doğayı yok ederek kazanç günüdür diye yanlış mı anladınız yoksa. Hepimizin bu alanların korunması için bir şeyler yapması, hiç olmazsa kıyımların durdurulması için açılan davaların takipçisi olmamız gerekmiyor mu dostlar. Dayanın dava sahipleri ve çevreciler. Bir gün nasıl olsa uyanacağız ve sizin yanınızda yer alacağız.    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet İletmiş Arşivi