Bu Çığlığı Duyun Artık!

Ne çok gündem var yazacak!.. Eğitim tepe üstü çakılmış durumda!.. Sağlık sorunları gittikçe büyüyor!. İşsizlik dev gibi büyüyor!.. Göçmenler hala (gavur!) dedikleri Avrupa'ya sığınmak için çıktıkları umut yolculuğunda boğularak ölüyor!.. Halkların Demokratik Partisi Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'a suikast düzenleniyor!.. Türk hükümeti İslamcı terör örgütlerine göz açtırmayan Rus savaş uçağını düşürüyor!.. Diyarbakır, Cizre, Silvan, Nusaybin, Derik derken bütün bölgeye yayılan ve Kürt katliamları ile devam eden sokağa çıkma yasakları iç savaşa dönüşerek yaygınlaşıyor!.. Cumhuriyet Gazetesi yazarı Can Dündar ve arkadaşı Erdem Gül; mit tırlarının İslamcı terör örgütlerine silah taşıdığını iddia edip bunun belgelerini yayınladıkları için sarayda ki sultanın talimatıyla yargılanıp tutuklananarak ceza evine konuldu!.. Bu kadar gündem başlıkları arasından hangisini yazsam diye düşünürken, tam da burada Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin basın açıklaması yaparken bir suikastle infaz edildiği bilgisi yayınlandı!. Suikastin hemen ardından ilan edilen sokağa çıkma yasağının amacı ise, delilleri yok etme operasyonundan başka bir şey değil!.. Hatırlayacağımız gibi AKP hükümeti Roboski, Suruç, Diyarbakır, Ankara ve diğer bütün katliamların ardından benzeri bir uygulama yaparak, "soruşturma başlatıldı!" demiş, ancak aradan geçen bunca zamana rağmen hiç bir işlem yapılmadığı gibi, sadece deliller yok edilmiştir!.. Şüphesiz bunların hepisi de üzerinde durulması gereken önemli konulardır. Ama şimdi en önemlisi aynı okul sıralarında beraber okuduğumuz, aynı hastanelerde tedavi olduğumuz ve aynı mezarlarda yan yana yattığımız komşularımız ve kardeşlerimizin içinde bulundukları dram olmalıdır! Evet! Hemen duvar duvara bitişik yaşadığımız yanı başımızda ki Kürtler; Ankara'da, Suruç'ta ve Diyarbakır'da ki kardeşlerimiz gibi katlediliyorlar! AKP'ye oy vermedikleri için katlediliyorlar!.. Barış istedikleri için katlediliyorlar!.. Kürt oldukları için katlediliyorlar!.. Tahir Elçi gibi düşüncesini söylediği için katlediliyorlar!.. Gazeteci oldukları için Can Dündar ve Erdem Gül gibi ceza evine atılıyorlar! Üstelik bu uygulamalarda güvenlik güçleri, rüştünü ispat etmeye çalışan kuralsız sokak çeteleri gibi davranmaktadır! Eğer bu bir devlet operasyonu ise, devlet güçlerinin de uymak ve uygulamak zorunda olduğu hukuk kuralları vardır. Bu hukuk kuralları çerçevesinde bütün bir şehri açlığa ve susuzluğa zorlayarak "bu bir sıkı yönetimdir!" diyemezsiniz!.. Evinin balkonuna çıkan 5 çocuk annesi ve hamile bir kadını yaylım ateşi ile öldürüp "teröristti!" diyemezsiniz!.. Öldürdüğünüz birini zırhlı araca bağlayıp sürükleyerek ve ölüsüne küfür ederek sizden farklı bir kesime göz dağı veremezsiniz!.. Öldürdüğünüz bir kadını çırıl çıplak soyup, yanı başında sırıtarak poz verip "devlet sizin mal, can güvenliği ve namusunuzu korumak için burada!" derseniz; ancak bu halk için tehdit unsuru olduğunuzu ispat etmiş olursunuz!.. Yüzünüzü maskelerle kapatıp "Haydi kızlar biz geldik!", "Esedullah!", gibi duvar yazıları ile bölge halkına meydan okursanız, temsil ettiğiniz devlet resmiyetinden uzaklaşır ve kendiniz "terörist!" olursunuz!.. G 20 Zirvesi ile dışlandığını anlayan AKP cumhurbaşkanı ve onun 13 yıllık ekibi %50 lik seçmen kitlesine sahip olsalar da, bu ülkeyi yönetememektedirler! Bu ülkeyi yönetmek için her şeyden cumhuriyeti hazmetmek, demokrasi ve evrensel insan haklarına saygılı olmak gerekir. Yıkılmış bir hanedanlığın yerine kurmayı tasarladıkları hanedanlığın ne günümüz toplum yapısında ne de bulunduğumuz coğrafya da yeri yoktur!.. Değerli okurlarım; Bu güne kadar katledilen herkesi etnik ve dinsel kimliklerine göre yargıladık. Birileri de bu zayıf noktamızı bildiği için, bizden faydalandı. Toplumsal duyarlılığımızı kaybettik, bizden olmayanların acı çığlıklarına kulaklarımızı kapattık. Görmeyen, duymayan, konuşmayan pısırık ve duyarsız bir toplum olduk! Evet! Duvar duvara yaşadığımız, hemen yanı başımızda Kürtler öldürülüyor!. Bu gün onların yaşadığı bu acıyı yarın da bizim yaşayacağımız muhakkaktır!, Lütfen duyarsız kalmayıp demokratik tepkimizi gösterelim!. HDP'li milletvekillerinin katliamları kınamak için başlattıkları açlık grevlerine bir çok şehirlerde halk da destek verdi. BDP Gaziantep/Şahinbey ilçe binasında katliamlara 3 günlük açlık grevi ile tepkisini gösterdi. NOT: Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin katledilmesini lanetle kınıyor, başta ailesi, arkadaşları ve bütün Kürt halkına baş sağlığı diliyorum!.. ​DBP Gaziantep/Şahinbey ilçe binasında sokağa çıkma yasağı ve katliamlara 3 günlük açlık grevi ile tepki gösteren halk, 27 Kasım saat 13 de yaptıkları basın açıklamasının ardından açlık eylemini bitirdi!  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Ercan Arşivi