Ender İmrek
Bir gazeteci daha tutuklandı
Yayınlanma:
Güncelleme:
Hafta başından beri devam eden Cumhuriyet gazetesi yargılanmasında iktidarın ve onun güdümünde yol alan yargının ipliği bir kez daha pazara çıkarılmışken, Evrensel Yazarı Yusuf Karataş önceki gün Diyarbakır’da tutuklandı.
Cumhuriyet yargılamaları boyunca hiç kimse hukuk aramadı...
Yusuf’un tutuklanmasında da hukuk yok...
Cumhuriyet’ten kimse hukuk kaygısı taşıyarak savunma yapmadı...
Tutuklu gazeteciler başta olmak üzere yargılanan tüm “sanıklar” savunma yapmaktan çok, dosyanın ne denli dayanaksız, iddiaların ne denli gülünç ve mesnetsiz olduğunu gösterdiler.
Savcıları ve hakimleri çaresiz halde izlemek zorunda bıraktılar.
Tutuklu ve tutuksuz herkes güçlüydü...
Ahmet Şık ise tarihi bir ders verdi...
“Bu bir savunma değil, ithamdır...”
“Bayrağın arkasına gizleyecek suçumuz, dinin arkasına gizleyecek günahımız yok.”
Ahmet hem güçlü bir gazeteci hem cesur hem de geleceğe güvenle bakan bir devrimci olarak iktidarı ve onların bugün hedefe koydukları eski kader ortaklarıyla yaptıklarını bir çok yanıyla çarpıcı olarak orta yere serdi.
“Bu darbe bize Allah’ın bir lütfüdür” diyen Erdoğan’ın Fethullah Gülen ile kader ortaklığını ve “Kontrollü darbe” sürecinden iktidarın ve gerici zihniyetin nasıl yararlandığı izah etti.
Meclis bombalanırken Fidan ve Gülmez’in rahatça yemek yediklerini de aktarılanlar ortaya çıkarmış oldu.
Cumhuriyetçiler, iddianameyi suratlara çarpmakla kalmadı, itham etti, yargılamanın nasıl bir iktidar organına dönüştüğünü gösterdiler.
Bir hafta boyunca süren duruşmalardan sonra; “Bir gün gelecek ve bu savunmalar hukuk fakültelerinde ders olarak okutulacak” yargısı genel bir kabul gördü.
Cumhuriyetçiler, ne denli gülünç iddialarla düzmece bir yargılama yapıldığını dünya aleme gösterdiler.
Ancak savcılar ve hakimler yaşananlardan hiç sonuç çıkarmamış olmalı ki, Evrensel Yazarı Yusuf Karataş, DTK soruşturması kapsamında gülünç iddialarla tutuklanabildi.
Savcının ifadesini bile almadığı, emniyet ifadesiyle tutuklama talebiyle mahkemeye sevk ettiği arkadaşımız, polis fezlekelerine dayanılarak tutuklanabildi.
Cumhuriyet iddianamesindeki iddialar gerçekten de gülünçtü...
Pideciye verilen sipariş, parkeciye çıkarılan havale suç sayılarak gazeteciler aylardır hapiste yatırılmıştı...
2009 yılından itibaren fiziki ve teknik takip altında olduğu açığa çıkan Evrensel Yazarı Yusuf Karataş ise katıldığı Mevsimlik Tarım İşçileri Kurultayı “terör” faaliyeti olarak gösterilerek tutuklanabiliyor.
Cumhuriyet çalışanlarının o dönem gözaltı işlemini yapan ve iddianameyi hazırlayan savcının “FETÖ”nden ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan Murat İnam olduğu gerçeği ters yüz edilmek istenmiş olsa da, Cumhuriyet yazarları ve çalışanlarınca bu maniplasyon deşifre edildi.
Zira iddianame o savcının hazırladığı biçimde sunulmuştu. Eksik olan onun imzasıydı. Ayrıca duruşma savcısı Hacı Hasan Bölükbaşı da, Mine Kırıkkanat’a, yazdığı bir yazıda Fethullah Gülen’e hakaret ettiği gerekçesiyle iddianame hazırlamıştı...
Cumhuriyet yargılamasıyla birlikte, savcıların ve hakimlerin daha dikkatli davranacağını bekleyenler oldu mu bilmiyorum! Olmamalıdır, zira davalar siyasi hesaplarla açılıyor ve sürdürülüyor.
Böyle olmasaydı, Cumhuriyet yargılamalarının sürdüğü ve iddiaların tek tek çürütüldüğü bir süreçte Diyarbakır’da süren bir soruşturma kapsamında savcılığa ifade vermeye gitmiş olan Evrensel Yazarı Yusuf Karataş tutuklanmazdı.
Hukuksuzluğun bir yönetme tarzı haline geldiği Türkiye’de TBMM de artık yeni bir iç tüzüğe sahip...
TBMM’de iç tüzük değişikliği kabul edildi.
CHP’nin ve HDP’nin karşı çıkmasına, günlerdir sürdürülen muhalefete rağmen Meclisi tek parti iktidarının arenasına çeviren değişiklikler kabul edildi.
Aynı gün, iki eş genel başkanı ile birlikte 10 milletvekili tutuklu bulunan HDP’nin iki milletvekili Faysal Sarıyıldız ve Tuğba Hezer’in milletvekillikleri düşürüldü.
Gerekçe ise gülünç... Cumhuriyet çalışanlarının 9 aydır tutuklu kalmasını sağlayan deliller gibi!
Gülünç çünkü tek neden “devamsızlık...”
HDP grup başkan vekillerinden Filiz Kerestecioğlu’nun da aynı gün TBMM kürsüsünden tarihe not düşen konuşmasında belirttiği gibi, devamsızlıkta AKP’nin eski genel başkanı, bir dönemin başbakanı ve şimdilerde pek görülmeyen Davutoğlu başta olmak üzere birçok vekil de aynı durumdaydı.
SMS ile TBMM'ye çağrılan ve çoğunluğu sağlayan AKP’nin ve bir süredir süren faşist uygulama ve yönelimin koalisyon ortağı MHP’nin oyları ile Sarıyıldız ve Hezer’in vekilliği düşürüldü, ardından faşist uygulamalara neden olacak TBMM iç tüzük değişikliği kabul edildi.
Faşizm dolu dizgin...
Ancak korkunun ecele faydası yok...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.