Akp ve yeni toplum modeli

Her toplum uzun ve doğal bir sürecin sonunda ancak belirli şartların oluşmasından sonra meydana gelir. Burada toplumu değiştiren ve dönüştüren edilgenler tamamen doğaldır ve toplumun kendi özünden gelen dinamiklerdir. Aynı zamanda buna;  toplum ve doğanın biri birine uyumlu olarak kendi akağında normal seyir hali de diyebiliriz…  Ancak bu uyum neolitik çağa kadar devam etmiştir. Daha önceleri biri biriyle barış içinde yaşayan klanlar, bu dönemde avcılıktan tarıma geçişle birlikte özel mülkiyet edinip yerleşik düzende yaşamaya başlamış  ve ürün yetiştirdikleri topraklar için ilk savaşlarını vermişlerdir. Bu dönem aynı zamanda, sahip olduğu statüden dolayı kutsanarak “Tanrıça”lık mertebesine yükselen kadının, kazanılmış olan haklarının da elinden alınmaya  başlandığı dönemdir. Neolitik döneme kadar kendi akağında ilerleyen toplumun normal sürecindeki doğal edilgenler  gücünü kaybederek, yerini topluma ve sürece müdahale eden yeni güçlere bırakmıştır!.. Daha koruyucu, sevecen ve birleştirici olan "anaerkil" toplum, yerini hızla "babaerkil" topluma bırakır. Böylece kadın en büyük tarihsel yenilgiyle birlikte gücünü de erkeğe devretmek zorunda bırakılır. Kutsallık atfedilen kadın, tanrıçalıktan tapınak fahişeliğine düşer. Mitolojiye göre Tanrıça İshtar o kadar alçalır ki, Gılgamış'a evlenme teklifinde bulunur ve aldığı red cevabı ile tanrılar meclisinde alay konusu olur. Ana Tanrıça Tiamat erkek  egemenliğinin getireceği sonuçları görerek öyle bir ağlar ki, göz yaşlarından Fırat ve Dicle nehirleri oluşur!.. Cinsel egemenliğe dayanan bu yeni toplum düzeni, geleceğini garantiye almak için yeni düzenleme ve yasalara ihtiyaç duydu. Bunun da en etkin yolu yeni inanç ve tapınaklardı! Bu yeni inancın en çok konusu kadınlardı. "Kadınlar erkeğin kaburgasından yaratılan ve  yoldan çıkararak cennetten atılmasına sebep olan şeytani bir güçtü!.. Dini, yedeğinde en etkin silah olarak sürekli güncelleyen erkek egemen toplumu, yeni inanç sisteminin yerleşmesi için rahipler sınıfını oluşturdu. Böylece ahlakın toplumdan uzlaşması ile birlikte büyük bir ahlaki çöküş yaşandı, toplumsal çürümüşlük başladı. Erkekler  kadınları sadece cinsel ihtiyaçlarını karşılayacak birer araç olarak gördüler... Toplumun köleleşmesi ilk olarak kadınla başladı. Karşı cinsi köleleştirdiğini düşünen erkek egemen toplum, aslında kadınıyla birlikte kendisi de köleleşti!. Egemen toplum kendini her yenileme isteği duyduğunda, kendi hukuk sistemini ve kurallarını yeniden belirler. Yasa koyanlar, uygulayanlar ve ruhbanlar hep onların eteğini yalayarak yaşar. Eğemen sınıf, diğer sınıfı bastırmak için neye ihtiyaç duyarsa, ruhban hemen onu tanrı buyruğu olarak topluma tebliğ eder... AKP'nin iktidara geldiği 11 yıldan beri yaşanan toplumsal çelişki ya da çatışkılar; aslında iktidarı ele geçiren tarikat,  cemaat ve tüm diğer gerici unsurlar ittifakının kendi özledikleri bol haremli YENİ TOPLUM MODELİ'nin sancılarından başka bir şey değildir! Bir toplumu ele geçirmenin en kolay yolu, bol sayıda devasa camiler yapmak ve bilimsel eğitim veren okulları medreseye çevirmektir! AKP en başta bunu yaptı. Sonra hukuk ve yargı kurumlarının başına kendi adamlarını atayarak, cumhuriyet yanlısı modern toplumu din kapanına sıkıştırdı! Bunu yaparken de tıpkı ilk çağlarda olduğu gibi gene kadın bedenini toplumun önüne atıp,  beyinlerini uyuşturarak sadece cinsel hormonları ile düşünmelerini sağladı! Cinsellik ya da kadın bedeni üzerinden siyaset yapmak gerici iktidarların hiç değişmeyen taktiğidir. Şu anda yürürlükte olan yasaların çoğu 4200 yıl öncesinin Hammurabi kanunları tarzında ve yeni dayatılan yasalar da sadece egemen olan gerici iktidarın kendi vurguncu-talancı düzenini meşrulaştırma yasalarıdır. Başını Tayyip Erdoğan'ın çektiği gerici iktidar  toplumu "bana oy verenler!" ve "ötekiler!" olarak ikiye ayırıp, modernleşme yolunda ilerleyen "öteki" toplumun demokrasi alanını iyice daraltmıştır. Kürtaj yasağı ile kadın bedenine el uzatıp onları sadece çocuk üretme makinesi olarak gördü. Az çocuk yapan çiftleri daha fazla çocuk üretmeleri yönünde teşvik etti! Toplumda ahlaksızlığın göstergesi olan çok eşliliği cazip hale getirdiler! Topluma, kendilerinde olmayan bir ahlak sistemini dayattılar! Ülkenin başbakanı, CHP genel başkanının dediği gibi ülke sorunlarını bir yana bırakmış, oturduğu ofisten "öteki!" kadınları dikizlemeye başlamıştır! . Başbakan ve kabinesi kulluk ettikleri cemaatlerin cinsel-hormonal hazlarını tatmin edici düzenlemelerden bir an önce uzak durmalı ve toplum düzenini kendi halinde bırakmalıdırlar.  Son günlerde gündeme gelen öğrenci evleri ile ilgili tartışmalar sıradan basit bir tartışma olmayıp, AKP'nin 11 yıldır çalışmasını yaptığı gerici yeni toplum modelinin dayatılmasıdır. Amaç bir arada kardeşçe yaşayan modern gençliğin örgütlülüğünü bitirmek ve zaman içinde onları da  mistik güçlerin tuzağına düşürmektir! Modern toplumlarda kadın-erkek eşitliği demokrasinin olmazsa olmazlarındandır. 18 yaşını dolduran her genç, ebeveyn izni olmadan seçim yapma hakkına sahiptir. Kız ve erkek öğrencilerin aynı evlerde yaşamalarını  ahlaki bulmadığı için zina yakıştırmasını yapanlarla, öncelikle tek-tip çalışan beyinlerinin cinsel hormonlarını kontrol altında tutmalıdırlar!   Kim ne derse desin; AKP iktidarı on bir yıl boyunca hedeflediği kendi toplum modelini, gerçekleştirdiği  sessiz bir devrimle yürürlüğe koymuştur! Öğrenci evlerinin ayrılmasından sonra çok yakında ilk okullardan başlamak suretiyle; orta, lise ve üniversiteler de cinsiyete ayrılırsa hiç şaşmayın! Daha sonrada sırasıyla camiler, fabrikalar, iş yerleri ve devlet kurumları cinsiyete ayrılacaktır! Haremlerin kurumsallaşmasına ve her haremde de bir "harem ağası" görmeye hazır olmalıyız!.. Hamam psikolojisi baskın çıktığı için mi nedir bilinmez! Ama AKP  bu tür cinsel tartışmaları hep Kızılcahamam kampında başlatıyor. Ne diyelim? İnşallah bundan sonraki kamplarını hamam olmayan bir yerde yaparlar! Yoksa olmuyor böyle kadınlı erkekli hamam kampları! Maazallah benden söylemesi!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Ercan Arşivi