New York’ ta Birleşmiş Milletlerde kürsüden genel kurula ders verir gibi , Dünya beşten büyüktür dedik . Tüm dünyaya ,mazlumlara ,ezilen uluslara Davos ‘u anımsattık ve mesaj verdik . Ne yazık ki bir hafta sonra, aday olduğumuz Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliğine bizi seçmediler. Suriye ,Mısır ,Suudi Arabistan , İsrail aleyhte kampanya yaptı ;’Türkiye ‘ye oy vermeyin’ diye. ABD ne yaptı, nasıl oy kullandı orası bilinmez . Yalnız şurası da bir gerçek ki; bu ülkelerden üç tanesi Amerika’nın müttefiki yani kankası bunu iyi biliyoruz. Lider bir ülkenin başına böyle bir sonuç gelmemeliydi, ama geldi ! Hemen yakınımızda sınırlarımızın ötesinde aleyhimize çalışan, bu ülkelerin tamamı . Suriye’nin muhalifleri bizde konuşlanmış , Irak ‘ın  devlet başkan yardımcısı , Mısır’ın İhvan’ı bizde sürgün günlerini yaşıyorlar . Bir battık ki Ortadoğu ‘nun bataklığına, çıkmak o kadar kolay değil. Toprağımız olan Süleyman Şah Türbesinden çekilmeyi konuşuyoruz. Kırk katır mı kırk satır mı ? Üstüne üstlük 2 milyon da mültecimiz oldu . Cari açıkla , artan işsizlikle mücadele ederken 4 milyar dolar harcamışız bu zavallı insanlara . Daha kötüsü etnik ayrışmayı giderek artan biçimde yaşamaya başladık . Bölünme korkusu yaşarken , barışı ve huzuru arıyoruz. BOP , Osmanlı olmak özentisi bizi nerelere getirdi. “ İki ayyaş “ diye tanımladıklarından birincisi bizi işgalden bağımsızlığa ve barışa taşıdı. Diğeri ise 55 milyon insanın öldüğü İkinci Dünya Savaşından uzak tuttu . “ Yeni Türkiye  “  diyenler 29 Ekim 1923 ‘ün değerini bilseler ,bize kattıklarının farkında olsalar; birlik, beraberlik, bütünlük, barış ve   uluslarası saygınlık adına çok şey değişir bu ülkede, hatta bu coğrafyada.