Ender İmrek
1 Mayıs 2014'ün gösterdikleri
Yayınlanma:
Güncelleme:
Bin 800’lü yıllarda kapitalizme karşı büyüyerek yol alan sınıf merkezli mücadele bu gün başta işçi sınıfı olmak üzere, tüm ezilen ve sömürülen halkların ortak mücadelesi olarak büyüyor.
Bu 1 Mayıs’ta da dünyanın dört bir yanında sınıfsız, sömürüsüz ve sınırsız bir dünyada adalet ve özgürlük içinde yaşamak için yükseldi, tüm işçi sınıfı ve ezilen halkların sesi. Umutlanmak, geleceğe güvenle bakmak için çok nedenimiz var.
Türkiye’de, Kürdistan’da ve dünyada tüm kıtalarda yaşananlar bunu gösteriyor.
Taksim’i işçi sınıfına kapatanlar da bunu görüyor ve kendi korkularıyla, kabuslarıyla her geçen gün daha çok tükeniyorlar.
Adaletsizliğe, sömürüye ve baskıya karşı her tarafta direniş var. 1 Mayıs’ta Türkiye ve Kürdistan işçi sınıfı başta olmak üzere, dünyanın dört bir yanında yürekler 1977 yılında 37 işçinin katledildiği, Gezi Direnişiyle yeni bir sayfa açan Taksim’de attı.
Birlik, mücadele ve dayanışma daha da büyüdü.
Ne kadar polis ve asker yığılırsa yığılsın... Ne çok TOMA, panzer, tank, top, tüfek çıkarılırsa çıkarılsın, Kızılay’da olduğu gibi ne denli çelik duvarlar, Taksim’de olduğu gibi ne çok demir bariyerler örülürse örülsün, ne kadar korkulursa korkulsun, arttırdıkları her baskı ve şiddet aygıtı onların sonunu biraz daha yakınlaştırarak, sistemin ömründen bir parça koparmaya devam ediyor.
İki sınıf arasındaki uçurum, uzlaşmaz çelişkiler ve savaş daha da büyüyor. Emperyalizm ve ezilen halklar arasındaki kavga hızından bir şey kaybetmeden sürüyor. Kimi ülkede çarpıtılıp, rayından çıkarılsa da halkların direnişi Rojava’da olduğu gibi umut ve heyecan yaratıyor.
Yaşadıklarımızın gösterdiği, sadece AKP’nin değil, sömürü ve baskı düzeninin yıkılmaya mahkum olduğudur.
Üreten ve yaratan işçi sınıfı ve emekçiler kendi güçlerine ve birikimlerine dayanarak yaratıcılıkla yol alıyor. Sınıfı ve emekçileri bölme, parçalama, iktidarın kölesi haline getirme çabaları, sarı sendikacılığın yıkıcı tavrı, iktidarın ömrünü uzatma hamleleri mahkum oluyor, tecrit hale geliyor.
1 Mayıs’ta bir kez daha bunu gördük. Hak-İş’in Kayseri’de, Memur Sen’in Amed’de, Türk-İş’in Kadıköy ve Tandoğan’da, Eskişehir’de ve başkaca yerlerde sergilediği hükümete esir olmuş tutum ve rol, tükenişin izahından öteye geçmedi. Mehter marşıyla, ırkçı ve şoven tutum, uygulama ve konuşmalarla sınıfı yanlarında tutacağını sananlar, saltanatlarıyla birlikte yere devrileceklerini görecekler.
Hâlâ Kürtçe konuşmalardan, sloganlardan, simgelerden korkanlar korkuları ve kabuslarıyla tarihin çöplüğünde yerlerini alacaklardır. AKP Hükümetinin arkasına dizilen, Cemaate karşı olmak adına iktidarın ve egemenlerin gölgesinde varlık göstereceğini düşünen sosyal faşist güçlerin de, AKP’ye karşı olmak adına tekçilikte, inkar ve asimilasyonda ısrar edenlerin, statükoya sarılanların da sonu hüsran olacak.
Zira büyüyen direniş, eşitlik ve özgürlük eksenlidir. Yayılan mücadele statükoya, baskıya, sömürü ve karşı sınıfın, emekçilerin, ezilen halkların, dillerin, inançların, cinslerin özgürlük mücadelesi olarak yeni bir yaşamın yolunu açarak mesafe alıyor.
Nerede baskı ve devlet şiddeti varsa, nerede ayrımcılık, inkar ve asimilasyon varsa orada arayış var, mücadele ve direniş var. Bu daha da büyüyecek.
İstanbul’da, 1 Mayıs’ta, faşist diktatörlüklerde görülebilecek uygulamaların tümünü devreye sokanlar, işçi sınıfının, emekçilerin, gençlerin ve ezilen halkların direncini kıramadılar.
Mücadele büyüyor. Saflar sıklaşıyor. Direnç daha da artıyor. O büyük kavgaya, büyük hesaplaşmaya doğru yol alındığını gösteren fazlaca belirti ve gelişmenin yaşandığını görüyoruz.
Kürt özgürlük direnişi emek hareketiyle birleşme çabasında hızla yol alıyor. Kürdistan’da, gerillanın 1 Mayıs kutlamasından, bölgedeki tüm kutlamalara kadar Kürt ve Türk, tüm uluslardan ve halklardan işçi ve emekçilerin birleşik mücadelesi yeni bir aşamaya evriliyor. Gezi direnişinin yarattığı özgün mücadele ruhu, Kürt özgürlük hareketi, emek hareketi ve kapitalizm karşıtı hareketle harmanlanmaya devam ediyor.
Direniş giderek toplumsal bir hal almaya doğru ilerliyor. Ulusal ‘çitler’ parçalanıyor. Irkçı, gerici ve faşist güçlerin karşısında yeni bir dünya, yeni bir yaşam, yeni bir gelecek arayışı tüm insanlığı sarıp sarmalıyor.
Bu yıl 1 Mayıs’ta bir kez daha tanık olduk ki; Türkiye’de, Kürdistan’da ve dünyanın dört bir yanında büyüyen bir emek, eşitlik ve demokrasi mücadelesi var. Savaşa ve sömürüye karşı, barışın, özgürlüğün ve eşitliğin galebe çalacağını gösteren büyük bir mücadele mayalanıyor.
(Evrensel)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.