Vicdan ve adalet...

    HDP’nin, “Durmayalım Durduralım” şiarıyla başlattığı “Vicdan ve Adalet Nöbeti” sürüyor. Diyarbakır’da başlatılan “Vicdan ve Adalet Nöbeti” ilk andan itibaren polis ablukasına alındı. Milletvekilleri dört koldan kuşatmaya alınarak halkla buluşmaları engellendi. Direnişin genişlemesi, büyümesi korkulu rüyaları oldu. Halk ile seçilmiş vekillerinin buluşmasına büyük engeller, uzun barikatlar konuldu. Halktan korktuklarını gösterdiler. Abluka parçalanamadı. Belki buradan çıkarılacak sonuçlar da vardır... Ancak kaydetmek gerekir ki, böylece, uzun aylardan bu yana Diyarbakır’da ve bölgede biriken patlama ögeleri daha da sıkıştı... Bayrak, Yoğurtçu Parkı’nda daha da görünür oldu. İstanbul kısmen de olsa baskı çemberini kırdı. Yeni bir Gezi’den korktuklarından 60 kişiyle sınırlandırılmış dayanışma ziyaretleriyle denetim sağlamaya çalışıyorlar. Bu sınırlama henüz kırılamasa da dayanışma büyüyerek sürüyor. Gezi direnişinin sembol mekanlarından biri olan Yoğurtçu Parkı’nda yeni yol ve yöntemler geliştiriliyor. Görünen o ki, tek kişi diktatörlüğüne, laiklik ve demokratiklik namına ne kırıntı varsa onun silinip süpürülmesine karşı tutum alan, savaşa ve şiddete, OHAL’e, KHK’lerle ülke yönetilmesine, tutuklamalara, basına ve gazetecilere yönelik baskı ve yargılamalara, kamu emekçilerine yönelik kıyımlara tepkili geniş halk kitlelerinin gözü kulağı “açılacak yeni yol”a dikilmiş durumda. CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun daha önce başlattığı “Adalet Yürüyüşü” de bu itkiyle karşılık bulmuş, desteklenmişti. Ancak, nihayetinde CHP’nin de bir sınırı vardı... Geleneksel mekanizması aşılmadığı, CHP’nin, öz eleştirel bir süreçten geçemediği, tarihsel gerçeğiyle yüzleşip, ulusalcı-tekçi illetinden sıyrılamadığı, demokratik bir mekanizma olarak içten ve dıştan, programı ve tarihsel bagajıyla sorgulanıp güncellenemediği, Kürt sorunu başta olmak üzere bir çok alanda ilerleme sağlayamadığı sürece uzun soluklu bir gelişme göstermesi mümkün olamazdı. Nihayetinde geldi bir yerde tıkandı. Çanakkale’de yapılması planlanan “Adalet Kurultayı” da “yeni bir yol”, bir ilerleme değil, oyalanma haline denk geliyor. Ama bakıp göreceğiz. Aslında 7 Haziran seçimlerinde bu “yeni yol”un açıldığını gösteren bir çok veri ortaya çıkmıştı... CHP’ye, hatta AKP’ye oy veren geniş bir halk kesiminin, diktatörlüğe gidişi durdurmak, Kürt sorununda barışçı-demokratik çözüm ve gelecek sorumluluğuyla HDP’ye “demokratik cephe” umuduyla destek sunduğunu biliyoruz. HDP’nin, 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde aldığı büyük halk desteğinin, seksen milletvekili ile sınırlı bir gelişme olmadığı, bunun giderek devasa toplumsal bir harekete dönüşebileceği gerçeğini de -ne yazık ki- ilk fark eden AKP oldu. Milletvekili sayısı yarıya düşmüş olan MHP’yi ta başında teslim alan AKP, CHP’yi de politikalarının mahkumu haline getirmede başarılı oldu. HDP ise, -ve elbette demokratik güçler cephesi- olup biteni anlamak ve tutum almakta geç kaldı... Ancak her zaman yeni bir yol bulunabilir... Ayağının altındaki toprağın kaydığını fark edip adeta bir darbe mekanizması harekete geçiren AKP iktidarının dinmeyen saldırıları altında büyük yaralar almış olan HDP, “Vicdan ve Adalet Nöbeti” çıkışıyla yeniden toplumsal bir karşılık da bulmuş oldu. Bu mücadele, kapsayıcı olmasına özen gösterilerek kararlıca sürdürülebilirse, dikkatlerin yöneldiği, gönül bağlarının örüldüğü bu olumlu gelişme giderek daha büyük bir toplumsal direnişe dönüşebilir. “Hayır” ile gün yüzüne çıkan tepki yeni bir yol bulmuş değil. CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun başlattığı, ancak sürdürülemeyen, ancak bitip tükenmeyen, için için yanan demokratikleşme, adalet, özgürlük, barış kapsamlı ateşin daha da alevlenerek, güçlü bir demokratik direniş hareketine dönüşmesinin zemini daha da güçleniyor. HDP, doğru bir hatta ilerletebilirse, CHP’nin “Vicdan ve Adalet” arayışı içindeki geniş tabanı ile de buluşmanın yeni dönemini de yakalayabilir. Zira, Türkiye’nin her dilden, inançtan ve kültürden halklarının arayışı, mücadelesi, gelişimi daha çok demokratik istemlidir ve AKP’nin en güçlü olduğu dönemler bile demokratikleşme maskesi takarak halkları, geçmişi sorguladığına inandırmayı başardığı dönemdir. Yukarıda “Nihayetinde CHP’nin bir sınırı var” dedik, unutmamak gerekir ki, HDP’nin de güçlükleri var. Bunun için dil ve ifade çok önemli... Doğru bir yol ve kararlıca yürüyüş de bir o kadar önemlidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ender İmrek Arşivi