Arif Nacaroğlu

Arif Nacaroğlu

Müfredat

  Bu müfredat denen şey ilginç bir şeydir. Dolu, boş, iyi, kötü, şartlanmış, yıkanmış, parlak, küflenmiş ne kadar beyin varsa hep müfredatlaşmak ister kendi gibi beyinler üretmek için. Bebek iç güdüleriyle doğar. Beslenmekten başka kaygısı yoktur kıvrımsız ilk beynin. Annesinin memesini bulur burnuyla, kokusuyla. Emer, büyümek için. Sonra kıvrımlaşmaya başlar beyin. Kıvrımların karmaşıklığı zekanın düzeyini gösterir. Her şeyi almaya, sorgulamaya, üretmeye hazırdır artık. Yeni şeyler duydukça, sorup, öğrendikçe, öğrendiğini yorumlayıp zekasıyla süzdükçe kıvrımlar artar. Kıvrımlar artsın diye matematik icat edilmiştir. Mantık icat edilmiştir. Felsefe hızlandırır kıvrımların artmasını. İşte tam bu aşamada müfredat devreye girer. Kıvrım tehlikelidir müfredatçılar için. Mantık, felsefe zinhar tehlikelidir. Kıvrımlı beyin sorgular, değerlendirir, mantığı ile yorumlar ve maazallah durumu çakar. İşte o zaman ekmek yoktur müfredatçılar için. Bu yüzden müfredat önemlidir. Ama bir kılıf lazımdır müfredat için. Önce bilgi küçümsenir, felsefe dışlanır, mantık kötülenir. Kıvrımsız beyinlerin ele geçirdiği müfredat saldırıya başlar. Her ne kadar kıvrım arttırıcı, zeka geliştirici iş varsa münafık, vatan haini, dış güç ilan edilir. Aptallık, cahillik yüceltilir. Bu müfredat işine aslında kökü dışarıda birileri de çok ilgi duyar. Verimli işlerdir müfredat onlar için. Kıvrımsız beyinli insanlar sorgulamadan tükettikleri için iyi pazardırlar birileri için. İyi müttefik, iyi iş birlikçidirler kıvrımsız beyinler kapalı kapılar ardında, “Değiliz” diye bağırıp, “Eyyy ABD, ey AB” diye efelenseler de meydanlarda. Müfredat iş birlikçidir. Devletin silahlı gücü, silahsız gücü, parasal gücünü kullanan birileri vardır arkasında. Hedefi kıvrımlaşmaya hazırlanan ama kıvrımlaşması sakıncalı görülen beyinlerdir. Rakip ülkeler de hoşlanmaz komşunun kıvrımlı beyninden. Açık, gizli, parasal, ruhsal destekler müfredatı, müfredatçıyı. Müfredatın çıtası bellidir. Müfredatçılar bir araya gelir. Önce bir araya gelenlerin kıvrımlarına  bakılır. Katılanların içerisindeki en kıvrımlı beynin hizasına konur çıtası. Herkes kendi kıvrımı kadar eğer büker müfredatın bir ucunu. Müfredatın ne kadar kıvrımlı olduğunu onu hazırlayanların gözleri belirler. Gözler kıvrımın aynasıdır. Gözlerinin içine iyi bakarsanız görürsünüz beynindeki kıvrım sayısını müfredatçının. Ama müfredat tek değildir. Seni düzleştirmek isteyen kıvrımlı beyinler kıvrımlaştıkça kıvrımlaşır. Matematiği, felsefeyi, mantığı, bilimi kötüleyenleri destekleyenler, Mars’ta koloni kurma hesabı yapmaktadır beyinlerinin en kıvrımlı köşelerinde. Aya hidrojen bombası atmaktadırlar, kıvrımsız beyinler satrancı tartışırken, “Dünyayı bombalarsak bize bir şey olur mu?” hesabıyla. Gözlere bakacaksınız kıvrımları görmek için. Kıvrım azaldıkça gözler hareketlenir. Hızlı hızlı sağa sola kayar. Alt dudak sarkar hafiften, beyin aynı anda iki işi yapamadığından. Orta beynin kıvrımsız düzlemi hırsla baskınlaşır. Her şeyi ister üreme ve beslenme duygusuyla. Ve müfredat sessizce sıvışır işini yapmış olmanın huzuruyla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arif Nacaroğlu Arşivi

Haber

18 Haziran 2024 Salı 11:38