HDP Kongresi ve başörtüsü

Geçen cumartesi HDK, pazar günü HDP kongreleri gerçekleştirildi. HDK kongresi 800 delegeyle toplandı. Çalışmalar değerlendirildi ve önümüzdeki döneme ilişkin önemli kararlar alındı. HDP’nin de temel prensipleri olan bu tartışma ve kararlar bir gün sonra yapılan HDP kongresine yansımış oldu. HDP kongresinin ardından bir hafta geçmiş olmasına rağmen, yankıları devam ediyor. Kongre öncesinde başlayan tartışma ve değerlendirmeler, kongreden sonra da devam ediyor. AKP cenahından Başbakan Erdoğan’ın siyasi danışmanı Yalçın Akdoğan’dan, Taha Akyol’a, bir çok yandaş kalemşor, zihniyetlerine uygun değerlendirmelerde bulundu. Dostça eleştirilerde bulunan ve değerlendirmelerinden yararlanacağımız isimler de az değildi. Gerçek şu ki, daha şimdiden AKP hegemonyasını kıracak, statükocu, inkar ve asimilasyoncu iktidar mantığına karşı halka dayanan bir anlayış ciddi bir çıkış yapmış oldu. Eşitlikçi, özgürlükçü bir iktidarı öngören HDP’nin gerçekleştirdiği kongre Gezi direnişiyle, Kürt halkının özgürlük ve eşitlik direnişini, işçi ve emekçi mücadeleleriyle, kadın ve gençlerin mücadelesini birleştirmek üzere bu yolda ilerleyecek. Öngörülerimize uygun olarak güçlü bir katılımla, büyük bir coşku içinde yapılan kongre aynı zamanda, Türkiye’nin geleceğinin, kaderinin AKP ve CHP’ye terk edilemeyeceğini kararlıca ortaya koymuş oldu. Tüm yasaklara karşı olan, özgürlüklerin kararlıca savunucu olan HDP’nin; başörtüsü yasağının kalkmış olmasını, yaklaşımının doğal bir sonucu olarak değerlendirmemesi için bir neden bulunmuyor. Önceki gün dört AKP Milletvekili TBMM Genel Kuruluna başörtüsü takarak gelmesiyle birlikte, yıllardır bir gerilim, ayrıştırma, din istismarcılığı, kamplaşma vesilesi edilen bir sorun ortadan kalkmış oldu. Daha birkaç hafta önce “Böyle dekolte olur mu” mealinde sözler ederek sunucu Gözde Kansu’nun işten kovulmasına neden olanların özgürlük yanlısı oldukları gibi bir propagandaya vesile edilse de, artık 12 yıldan bu yana iktidarda bulunan AKP’nin pragmatizmi, takiyeciliği ve ikiyüzlülüğü daha net görülüyor. Bizler, yasakların tümünün kalkmasından yana olan ve bunun için mücadele edenler olarak, tüm yasakların kalkmasını savunmaya ve bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz. AKP Hükümeti dinler, inançlar ve mezhepler arasında yaptığı ayrımcılıkla özgürlükleri nasıl ele aldığını ve nasıl suistimal eden bir parti olduğunu yıllardır sergiliyor. “Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyen bir başbakanın ve onun partisinin bu sorunu kadın özgürlüğü olarak ele alıp almadığına ilişkin çokça yazıldı ve konuşuldu. AKP bir kez daha, seçimler yaklaşırken, dini, inançları, kılık kıyafeti ve ibadeti kullanmak üzere atağa geçmiştir. Böyle olmasa, farklı uluslardan halkların dil, kimlik, kültür yasaklarını savunmaya devam etmez. Kürtlerin ana dilinde eğitim hakkının önündeki tüm engelleri kaldırır. Böyle olmasa farklı inançlardan Türkiye halklarının inanç ve ibadetleri üzerinde yasakları derhal kaldırır. Alevilerin 3 Kasım’da Kadıköy’de yapacakları mitingin tüm gerekçelerine son verir. Böyle olmasa, Rum Ortodoks Ruhban Okulu için, Batı Trakya’da uygulamaları gerekçe göstermez, derhal Rum, Ermeni ve diğer halklarımızın dilleri, kimlikleri ve inançları üzerinde süre gelen fiili ve yasal uygulamalara son verir, tüm yasakları ortadan kaldırır. Bunlarla birlikte sıralayabileceğimiz onca sorun orta yerde duruyor. Alevi yurttaşlarımızın cemevleri ibadet yeri olarak kabul edilsin taleplerini demokrasi ve özgürlükler kapsamında ele almayan bir iktidarın, özgürlüklerden anladığının ne olduğunu da dünya alem biliyor. Zorunlu din dersini kaldırmayan, bir mezhebin inancını devlet dini haline getirerek Diyanet Başkanlığı üzerinden hegemonya kuran bir iktidarın, özgürlüklerden bahsetmesi gülünçtür. Ancak din istismarcılığı yapılarak olsa da, TBMM’de başörtüsü yasağının kaldırılmasının üzerine yatmak yerine, AKP tüm diğer yasakların kalkması için işçi ve emekçilere, her ulustan ve inançtan halklara kulak vermelidir. Halk tarafından seçilmiş, tutuklu milletvekillerinin de özgürlüklerine kavuşturularak, TBMM’de çalışmaya başlamaları için adım atılmalıdır.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ender İmrek Arşivi