Farklı bir evreye doğru taşıyorlar bu kez, artık bizler, dönüştürülüyoruz. Her şeyimiz, ama her şeyimiz istendiği gibi olacak, hayatımızı nasıl sürdüreceğimizden, düşüncelerimize kadar. Kendince doğru -yanlış, iyi –kötü neyse bunun dışında faklı bir şey olamayacağını düşüneceğiz. Nasıl görüyorsa,  ne anlıyorsa yaşamdan,  bizler de öyle görüp öyle yaşayacağız; zevk alacağız; üzüleceğiz. Özgürlükler, ileri demokrasi hikâyesi çoktan bitti. Yeni Türkiye'de birbirimize benzeyeceğiz, tek tip olacağız! Bunun için de her hareketimiz ve davranışımız yönlendirilmek isteniyor. Sorgulamayan, soru sormayan bir insan tipini çoğaltmak. Neden, niçin ve nasılı olmayan insanlardan oluşan bir toplum, Eleştirmeyen, karşı çıkmayan, "hayır o öyle değil, böyle olmalı, bu yanlıştır" diyemeyen bir ülke. Dün öyleydi, beraber yürüyorduk, bu gün haş haşi diyoruz, ama o günlerde kandırıldık! Nasıl kandırmışlar ya vah vah! Dün el ele, kol kola, sarmaş dolaş, bu gün bunlar terörist, zerdüşt, ateist. Çok doğru;  bunlar hain, bölücü. Dün davaların savcısı, bu gün vay be kumpasmış. Evet ya nasıl kumpas kurmuşlar asker ocağına! Her gün bir, hatta birkaç konu nasıl düşüneceksiniz, nasıl olacaksınız la ilgili mutlaka sanki aynı kanalmış gibi yayın yapan televizyonlarda. Eğitimde pedagojik formasyona gerek yok, formasyonu olmayanlar da öğretmen olabilir. Kadın evde oturacak, çocuk doğuracak, yoksa yarım olacak! En az üç çocuk yapacağız. Eğitimden kadına, muhtara kadar her şey anlatılıyor bize Benliğimize, toplumumuza yönler gösteriliyor, "şöyle olacak, böyle olacak" Onaylayan, unutan, anımsamayan ve de alkışlayan bireyler. Yaşayıp göreceğiz hep birlikte, başarabilecekler mi bu dönüşümü? Bir yanda özgürlükler, demokrasi, adalet, çağdaşlık, diğer yanda despotluğun, hukuksuzluğun etkisinde Ortadoğu ülkesi olmak. Bize bağlı. Biz hangisini istersek o olur.