Çelik: Başbakanıma Sosyalist Yaftasını Yakıştırmam

Çelik: Başbakanıma Sosyalist Yaftasını Yakıştırmam
Çelik: Başbakanıma Sosyalist Yaftasını Yakıştırmam
Çelik: Başbakanıma Sosyalist Yaftasını YakıştırmamAK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, "Bize eş başkanlık lazım değil. Baktık ki muhalefet liderleri, partilerini yönetemiyorlar onlara bir imkan hazırlayalım dedik. Yanlarına bir adam getirsinler, yedek, medek bir şey yapsınlar. Sayın Sarıgül bekliyor şimdi Kılıçdaroğlu ne zaman çağıracak? 'Gel ben bu işi yapamıyorum, bu işi beraber idare edelim' demesini bekliyor. Ama AK Parti'nin böyle bir niyeti de yok böyle bir planlaması da yok" dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, seçim barajının fiilen anlamını yitirdiğini belirterek, "CHP'nin baraj problemi yok, MHP'nin yok, AK Parti'nin zaten yok. BDP de etrafından dolaşarak hallediyor o işi zaten. Yüzde 10 barajının pratikte bir faydası yok zaten" değerlendirmesinde bulundu.

Demokratikleşme paketiyle önerilen siyasi partilerde eş başkanlık sisteminin, AK Parti için getirildiği eleştirilerini haksız bulduğunu ifade eden Çelik, "Bizim böyle bir derdimiz yok. Bize eş başkanlık lazım da değil. Baktık ki muhalefet liderleri partilerini yönetemiyorlar, onlara bir imkan hazırlayalım dedik. Yanlarına bir adam getirsinler, Yedek, medek bir şey yapsınlar. Sayın Sarıgül bekliyor şimdi Kılıçdaroğlu ne zaman çağıracak? 'Gel ben bu işi yapamıyorum, bu işi beraber idare edelim' demesini bekliyor. Ama AK Parti'nin böyle bir niyeti de yok böyle bir planlaması da yok" dedi.

Cezaevlerindeki hükümlü öğrenci sayılarını da kamuoyu ile paylaşan Çelik, şu anda 157 üniversite öğrencisinin cezaevinde bulunduğunu, bunlardan 81'inin hükümlü olduğunu anlattı. Bu öğrencilerin yaralama, yağma, uyuşturucu madde alma kullanma satma ve terör suçlarından hüküm giydiklerini ifade eden Çelik, tutuklu 76 öğrencinin de yine yanı suçlardan cezaevlerinde olduğunu kaydetti.

-"Bahçeli andın unutulmasını istemiyorsa..."

Hüseyin Çelik, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ilkokullarda andımızın okunmasından vazgeçilmesine ilişkin düzenlemeye eleştirilerini de şöyle değerlendirdi:

"Hani şunu anlarım diploma törenleri esnasında, Meclis'te milletvekilliği yemini, bazı mesleklere girerken bu yapılır. Ama her sabah, her sabah minicik çocukları soğukta, karda kışta sıraya geçirip bunu yapmanın ne manası var? Ben 2003'te İlköğretim Yönetmeliği'ni değiştirip 'yabancıların and içme mecburiyeti yoktur' hükmünü getirdim diye kıyamet kopardılar. Antalya'da, Alanya'da yaşayan Almanlar, Bodrum'da yaşayan İngilizler bana müracaat ettiler. 'Sayın Bakan, biz çocuklarımızı, torunlarımızı sizin okullarınıza gönderiyoruz her sabah çocuklarımızı sıraya geçiriyorlar Türküm, doğruyum çalışkanım, varlığım Türk varlığına armağan olsun derdirtiyorlar... Şimdi bu hızlı ulusalcılardan birine dedim ki 'Almanya'daki Türklerin çocuklarını sıraya geçirseler her sabah 'ben Germenim, varlığım Germen varlığına armağan olsun' dedirtseler ne yaparsın' dedim. 'Almanya'yı başlarına yıkarız' dedi. Tutarlı olalım, empati yapalım. Bahçeli andın unutulmasını istemiyorsa MHP'nin her grup toplantısında kendisi söyleyip orada katılanlar da tekrarlayabilirler."

-"DHKP-C'yi tertemiz hale getirdi"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in, Reyhanlı saldırısının El Kaide tarafından üstlenildiği yönündeki açıklamalarını da hatırlatan Çelik, "Gürsel Tekin, dün ismi gibi gürledi. 'Reyhanlı saldırısında şu kadar insanımız öldü, bunun El Kaide tarafından yapıldığı ortaya çıktı' dedi. Böylelikle DHKP-C'yi tertemiz hale getirdi. Sayın Tekin, biz öyle acur, macur davranmayız. Bak işte cevap veriyorum. Bu olaydan sonra 20 kişi tutuklanmıştır. Şu anda gözaltındadır. Sorgulanmıştır ve 7 kişi de aranıyor. Tutuklananlar şunu itiraf etmişlerdir:  Muhaberat ile irtibatı olan Suriye rejimi adına çalışan Miraç Ural, ki DHKP-C'nin, Acilciler'in ele başıdır, onunla irtibat halinde, araç ve gerecin temin edildiğini ve saldırının gerçekleştiğini itiraf etmişlerdir. Mahkeme nihai hükmünü vermemiştir. Peki El Kaide iddiası nereden çıktı? Esad yanlısı, onun adına bir internet sitesi böyle bir iddiada bulunuş. Bağımsız kaynaklar bunu teyit etmemiş, El Kaide kendisi üstlenmemiş. Bunlarla olan ortak muhabbetiniz çıktı. Kendi aklınca bizi El Kaide ile ilişkilendirmeye kalkışıyorlar. AK Parti'nin hiçbir terör örgütüyle ilgisi, terör örgütüne sempatisi olmaz."

-"Üzerinde konuşulmaya değer bir teklif, yeter ki muhalefetin paşa gönlü razı olsun"

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çelik, demokratikleşme paketinde açıklanan seçim barajıyla ilgili üç öneriden AK Parti'nin hangisine sıcak baktığının sorulması üzerine partisinin  her üç sisteme de "evet" diyebileceğini söyledi.

Çelik, seçim sistemine ilişkin demokratikleşme paketinde yer alan önerilere muhalefetten sağlıklı bir cevap gelmemesi halinde AK Parti'nin uzmanlarıyla danışarak, konuşarak Türkiye'nin de menfaatlerini hesaplayarak atılması gereken adım neyse atacağını belirtti.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in "Yeni anayasayı Meclis Başkanlığı hazırlasın" önerisini nasıl değerlendirdiğine ilişkin soruya da Çelik, "Muhalefet buna evet derse biz bunu tartışılmaya değer, üzerinde konuşulmaya değer bir teklif olarak değerlendiririz. Uzmanların hazırlığı bir taslak TBMM'nin iradesiyle çıkarılabilir, şekillendirilebilir. Dolayısıyla Sayın Başkan'ın bu teklifi, üzerinde konuşulmaya değer bir tekliftir. Yeter ki muhalefetin paşa gönlü razı olsun" yanıtını verdi.

Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna'nın bir gazeteciye yönelik tehdit içeren mail attığı yönündeki iddiaların sorulması üzerine de Çelik, şunları kaydetti:

 "Bu konuda birinci dereceden sorumlu olan İçişleri Bakanımız, sayın Vali'nin 'Evet. Hesap bana aitti. Yani benim mailimden atıldı ama ben bizzat atmadım. Oradaki elemanların attığı' yönündeki açıklamaları var. Ama bu iddia incelenmeye değer bir iddiadır. Sayın İçişleri Bakanımız da böyle bir durumun doğru olmadığını ve kendisinin de inceleme başlattığını söyledi. Ben de söylediğine katılarak cevap veriyorum. Ama inceleme yapıldıktan sonra hakikaten böyle bir şey var mı, yok mu, eksisi mi var, artısı mı var bunu hep birlikte göreceğiz."

Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in başörtüsü düzenlemesine ilişkin olarak kurumların kendi değerlendirmesinde bulunabileceği yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine de Çelik, "Bizim getirdiğimiz demokratikleşme paketinde Türk Silahlı Kuvvetleri, hakim, savcı ve emniyet teşkilatı, üç kurum bunun dışındadır. Bu kurumlar kendi içlerinde oturup, konuşup değerlendirme yapıp bazı konularda bazı adımlar atarlarsa, bazı önerileri hükümete getirirlerse bunu bilemem. Ama şu anda bu üç kurum kapsam dışındadır" diye konuştu.

"Genelkurmay Başkanlığında sivil memurlar başörtüsü takabilecek mi" sorusuna da Çelik, "Açıklanan pakette Genelkurmay Başkanlığı, polis teşkilatı, yargı bunun dışındadır. Adalet teşkilatında hakim ve savcı takamaz ama oradaki katibe takabilir mi? Bu olabilir. Orada da böyle bir şey olabilir mi, o zamanla şekillenecek. Doğrusu Hükümet bu konuda nasıl bir taslak hazırlayacak onu göreceğiz" yanıtı verdi.

-"Bizim partimizden şöyle üç beş çok sağlam Hükümet çıkar"

Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kabine değişikliği ile ilgili "her şey olabilir" ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın bakanların yerel seçimlerde adaylığına ilişkin "istifa etmelerine gerek" yok açıklamalarının hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:

"Eğer yasal bir engel yoksa  istifa etmeleri söz konusu olabilirse tabii ki olabilir. Bana kalırsa bir bakanın, bakan olarak seçime girmesi doğru olmayabilir. Yerel yönetim farklı, milletvekili olarak girebilir de? Bu tabii ki uzmanlar tarafından oturup değerlendirebilir. Ancak Sayın Başbakan 'Her an her şey olabilir' dediyse, bu malum kabine değişikliği partinin ilgili kurullarında oturup yapılmıyor, Başbakan kendi ekibini kendisi seçiyor. Şu anda bakan arkadaşlarımız hepsi görevlerini başarıyla yürütüyorlar. Ama mahalli seçimlerde birilerinin aday olması söz konusu olursa, bundan dolayı ayrılması söz konusu olursa ve Sayın Başbakan'ın bizatihi kendi gördüğü bazı gerekçelerden dolayı, bazı değişiklikler yapılabilir mi, yapılabilir. Ben de Sayın Başbakan'ın sözünü tekrarlayayım. Ona dayanarak söylüyorum. Her an her şey olabilir. AK Parti'de bakanlık yapabilecek çok değerli arkadaşlarımız var. Bizim partimizden şöyle üç beş çok sağlam Hükümet çıkar. 326 kişiyiz unutmayın. Bizim böyle bir derdimiz yok. Bu nöbet değişikliğidir. Hatırlayın ben önce Kültür ve Turizm Bakanıydım, sonra Milli Eğitim Bakanı, Sayın Başbakan Başdanışman oldum, sonra AK Parti Genel Başkan Yardımcısı? Yarın kimin ne olacağını bilemeyiz. Bizim için milletvekili olmak, kıyamete kadar burada kalmak, bu da söz konusu değil. Üç dönemi soruyorsunuz ya bize. Biz bir ekibimiz. Bu geminin sağ selamet hedeflenen limana ulaşması için hangimize hangi görev düşerse biz bunu yapmaya çalışırız işin özü budur."

-"Ben doğrudan Başbakanıma sosyalist yaftasını yakıştırmam"

Başbakan Erdoğan'ın danışmanlarından Yiğit Bulut'un "bu ülkede gerçek bir sosyalist varsa o da Başbakan Erdoğan'dır" ifadelerine ilişkin değerlendirmesi sorulan Çelik, şöyle konuştu:

"Kaddafi darbeyle işbaşına geldikten sonra Libya'da İslam Sosyalizmi diye bir şey ortaya attı. O zaman bayağı taraftarı olmuştu. Bazı kavramları bir birine karıştırmamak lazım. Sayın Yiğit Bulut, böyle bir şey söyledi mi, söylemedi mi, ağzından çıkan ifade bu mudur? Onu bilmiyorum. Ancak ben şunu bilirim:  Hazreti Ömer ne kadar sosyalistse Sayın Başbakan da o kadar sosyalistir. Sosyal adalet kavramına inanmak, sosyal devleti hakim kılmak, vatandaşın sosyal devlet kavramının tadına varmasını sağlamak sosyalist olmayı gerektirmez. Sayın Başbakan bunları başarmış olan bir Başbakan'dır. Türkiye'de sosyal adalet kavramı ve sosyal devlet kavramı Sayın Başbakan'ın başbakanlığı döneminde hayata, devlete hakim kılınmıştır. Sayın Başbakan, muhafazakar demokrat bir insandır. Siz, ille de Sayın Başbakan'a başka bir unvan bulmak zorunda değilsiniz.

İslam dinindeki insan sevgisine hümanizm diyenler var, eğer biraz felsefe biliyorsam, İslam dinindeki insan sevgisi hümanizm hiç değildir. Ben, sosyal adalet kavramına inanırım, ben insanlar arasında gelir dağılımının adaletli olmasına inanırım, sosyal devlete inanırım, ama sosyalizmi yanıma bile yaklaştırmam Hüseyin Çelik olarak, ben sosyalist falan değilim. Sayın Başbakan, sosyalist değil, ama eğer sosyal devlet anlayışı, sosyal adalet kavramı halka yakın olma, fakir fukarayı gözetme, zayıfın, hastanın, yaşlının elinden tutma, kimsesizlerin kimsesi olma manasında Sayın Bulut söylemişse eyvallah. Sayın Başbakan, muhafazakar, demokrat bir liderdir, partimiz muhafazakar, demokrat bir partidir. Avrupa'daki vatandaşlarımız orada sosyalist partilere oy veriyorlar ama Türkiye'ye geldiklerinde CHP'ye değil AK Parti'ye oy veriyorlar. Demek ki bu ihtiyacı AK Parti karşılıyor, eğer bu anlamda söylenmişse bir şey diyemem, ama ben doğrudan Başbakanıma sosyalist yaftasını yakıştırmam."

- "Eve kapanıp torunlarını sevmekle yetineceğini zannetmiyorum"

Bir gazetede yer alan "Sayın Gül, siyasete dönerse onunla aynı yolda yürümekten şeref duyarım" sözlerinin hatırlatılması üzerine Çelik, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yaşı, sağlığı itibarıyla Türkiye'ye uzun yıllar hizmet yapabilecek bir insan olduğuna işaret ederek, "Sayın Gül'ün Cumhurbaşkanlığı süresi dolduktan sonra eve kapanıp torunlarını sevmekle yetineceğini zannetmiyorum. Tabii torunlarını da sevsin, inşallah torunlar da çoğalır. Fakat daha henüz 60'lı yılların başında olan Sayın Cumhurbaşkanımızın bu ülkeye verebileceği çok hizmetler var. Ama tabii yarın şartlar nasıl olur, bunu şimdiden kestirmek, şimdiden şu şöyle olacak demek benim acımdan haddi aşmak olur" dedi.

-"Sayın Bahçeli, 76 milyonu tek tip olan bir vatandaşlar topluluğu istiyor"

Demokratikleşme paketiyle kullanımı yasak harflere ilişkin düzenlemenin nüfus cüzdanları ya da resmi evraklarda kullanılıp kullanılmayacağına ilişkin bir soruya da Çelik, şu yanıtı verdi:

"Nüfus cüzdanının birine Q yazıldı mı, bu memleket bölünmez. Ben şansen Q klavye kullanıyorum. X'i matematik de kullanıyorsun, kıyamet kopmuyor da niçin düz metinde kullanınca kıyamet kopsun? Biz kelimelerle harflerle yıllar boyu kavga ettik, kim nasıl yazıyorsa yazsın, bizim böyle bir  derdimiz yok, rahat olalım. Memleketin bölüneceği korkusu ortadan kalktığı zaman şuna inanın MHP de, BDP de o gün marjinal parti olacak demektir. Sayın Bahçeli, 76 milyonu tek tip olan bir vatandaşlar topluluğu istiyor. Sayın Bahçeli, geçmiş olsun... Siz, bu 76 milyonu tek tipleştiremezsiniz, biz ret, inkar, asimilasyon politikalarını bir tarafa ittik. Bu ülke çoğulcu bir anlayışla, farklı renklerin, desenlerin bir arada bulunduğu bir gökkuşağı toplumu olabilir, demokrasi de bunu temin eder, bu da bölünmeye yol açmaz. Bölünme paranoyalarından vazgeçelim. Eğer bunları yapmazsanız, özgürlüklerin alanını genişletmezseniz, bazı insanlarınıza kültürel haklarından dolayı dayatmalarda bulunursanız o, memleketi böler, ırkçılık yol alır, yoluna devam eder.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.