Belediyeler ile yerel basını karşı karşıya getirme planı

Belediyeler ile yerel basını karşı karşıya getirme planı
Türkiye'de yerel basın, iktidarın muhalif basını susturma ve yerel yönetimleri zayıflatma planlarına karşı direniyor. Basın ve belediyeler arasında sinsi planlar uygulanıyor. Ancak bu süreçte Yerel yöneticilerin basına destek olması önemli, basın olmadan halka ulaşmak zor. Sosyal medya paylaşımları, bilboardlar veya konserler ile geçiştirmek basının önemini ve önceliğini yok etmek, zayıflatmak ve halkın haber edinme özgürlüğünü hiçe saymaktır. Belediyeler başta olmak üzere, siyasi partiler, sivil toplum ör

Belediyeler ile yerel basını karşı karşıya getirme planı

BEKİR ŞAHİN  / Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Temsilcisi

Türkiye’de kamu hizmeti veren ancak son 20 yıldan buyana yandaş basın gibi bir yapı ile iki, ya da üç parçaya bölünen basın sektörü, kamu hizmeti vermeye devam etse de özellikle yerel basın şu sıralar, yok olmaya, yalnızlaştırılmaya karşı mücadele veriyor.

Özelliklede iktidara muhalif basın, 22 yıllık AKP-MHP koalisyon hükümeti döneminde  maddi destekten yoksun bırakılmanın yanında cezalar ve mahkemelerle susturulmaya hatta yok edilmeye, güçsüzleştirilmeye çalışılsa da, 22 yıl hiç akıllarına gelmeyen Tasarruf Tedbiri kandırmacası ile yine hedef tahtasında.

İktidar, yerelde muhalif basına destek verilmesinin önünü kesmek için retçi, ötekileştirici, yalnızlaştırıcı “benden olmayanın yaşam hakkı” yok dercesine ülke gündemini de meşgul etme planlarını uyguluyor.

Bunun devamında ise belediyeler ile halkı karşı karşıya getirme planı var. 

Düşünürseniz; Mevcut iktidar, 31 Mart yerel seçimlerinde büyük o kaybına uğrayarak 2. parti durumuna düştüğü gibi, yerel yönetimlerinde çoğunu kaybetti. Bu çıkmazdan kurtulmak için  planlarını tek tek uygulamaya koyan iktidar, yerel yönetimleri güçsüzleştirmek için önce basın ile yerel yönetimlerin arasına girip birbirinden uzaklaştırmanın çok sinsi  planını  kurguluyor.

Belediyeler borç batağında sorgulayan, soruşturan yok.

Görülüyor ki, ülkeyi yöneten anlayış, yerelde büyük bir hezimete uğrayarak güç kaybetmesine hazmedemeyerek çok sinsi şekilde, bilinçli olarak planlarını tek tek uygulamaya koyuyor.  Hem de 22 yıllık iktidarı döneminde belediyeleri gırtlağa kadar borçlandıranlardan hesap sormayarak, hiçbir şey olmamış gibi hareket etmesi. Kamuoyunun dikkatinde kaçmıyor.

 

 

İktidarın ekmeğine yağ sürmeyin

İktidarın bu sinsi planı karşısında ileriyi gören akıllı yerel yöneticilerin bazıları alternatif çözümler üretmişte olabilir. Birçok belediye, kandırmaca Tasarruf Tedbirine karşı basını da, halkı da yanında tutmanın çözümlerini üretiyor olabilir, ya da çalışma yapmışta olabilir ama uygulama önemli.

Ancak takip ettiğimiz birçok muhalif yerel yönetimler (belediyeler) halen kış uykusundaymış gibi, bu konuda alternatif somut bir çabası, girişimi henüz yok, uzattığı bir el bile yok.

Eğer bu böyle devam ederse, unutmayın ki iktidarın o sinsi bilinçli planı, amacına ulaşır,

basınla, halkla karşı karşıya gelinmesi hiçte uzak ihtimal olmaz.  Yerel Basına sahip çıkmayan belediyeler, ile basın arasında soğukluk başlar.

Demem o ki gazetecilik mesleğini layıkı ile yapan objektif duruş sergileyen, resmi tüm sorumluluklarını yerine getiren, emek veren geçimini de bu meslekte kazanan  (Çakma, şantajcı, yandaş, meslek etik değerleri  hiçe sayan,vs sözde basınım diyenler hariç)  basına özellikle en çokta muhalefetin ihtiyacı var.  Yapılması gereken tek şey yerel basına sahip çıkıp destek olunarak tüm faaliyetlerini basın yoluylada kamuoyu ile paylaşıp bilgilendirmek gerekir. Çünkü Sosyal medya hesapları ya da billboardlara ilan vererek hizmetlerinizi anlatmanız yetmez. Hatta bu konuda basından da ters tepi alabilirsiniz.

İktidarın değirmenine su taşırsınız

Eğer bir konsere, fuara, turnuvalara, etkinliğe vs milyarlarca lira harcanırken bunlarla ilgili haberleri de kamuoyu ile paylaşarak bilgilendirmede en önemli araç olan basını siz yok sayarsanız da kaybedersiniz.

Yukarıdan da belirttiğim gibi iktidarın değirmenine su taşırsınız.

Çünkü basın açıklamaları gazetelerini giderlerini karşılamıyor, ayakta kalmalarına bir katkı da sunmuyor. Bu gerçeği görmeniz gerekir.

Gerçekler böyleyken, eğer size basına ilan, reklam, abonelik vb şekilde katkı sunamazsanız, o zaman bu çark bir yerde tıkanır ve hizmet veremez hale gelir, tersine size dönüş yapılır.  

Böylece yerel yönetimler, bu sefer basın ile karşı karşıya gelir, ardından halk belediyeleri hedef alır, çünkü basında hiç okumuyoruz, görmüyoruz çalışmıyor musunuz, nerde hizmetiniz vb. gibisinden eleştireler ve tepkiler oluşmaya başlarsa, oluşacak kötü imajı tekrar yok etmek zor olur. Hatta kaderine terk edilen basın, bu sefer sürekli olumsuz şekilde yerel yönetimlere yüklenirse o zaman iktidarın tamda istediği gerçekleşmiş olur.

Burada sadece yerel yönetimler değil, Ticaret, Sanayi Odaları. Esnaf Odaları, Borsa ve İhracatçı Birlikleri gibi büyük bütçelere sahip kurumlar içinde bu tespitimiz, eleştirimiz geçerlidir. Hatta döner sermayeye sahip resmi kurumlar, ayrıca siyasi partiler ve sendikalar ve STK’da bu zincirin birer halkısı olarak değerlendirmek gerekir.

Tanıtım içerikli basın açıklamalarıyla sadakat ve boşa kürek çekmenin ömrü uzun olmayacağını da hatırlatmak istedim.  Aslında bu kötü örnek , yarın birbaşka parti iktidara geldiğinde onun içinde belki böylebir durum yaşanır, ama  çabamız olmaması. 

Bu arada mesleğini layıkı ile yapan, basın mensupları olarak bizleri yük olarak gören, ama asıl basının omuzlarında bir yük olan böyle anlayışlara, daha fazla hamallık yapmayalım derim. www.yenicizgihaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.