(Özel) Tarım İşçisi Öğrenciler Sesini Kısa Filmle Duyurmaya Çalıştı
Yayınlanma:
Güncelleme:
(Özel) Tarım İşçisi Öğrenciler Sesini Kısa Filmle Duyurmaya Çalıştı
Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde bir grup öğretmen ve öğrenci, tarım işçisi olarak erken tarihte okuldan ayrılan öğrencilerin yaşadıkları olumsuzluklara dikkat çekmek için bir klip hazırladı. Ünlü oyunculara taş çıkaracak bir performans sergileyen öğrencilerin içinde bulunduğu durum, herkesi duygulandırdı.
Şanlıurfa’da bir grup öğretmen ve öğrenci, mevsimlik tarım işçiliğinin en fazla olduğu bölgelerden biri olan Akçakale’de kısa bir film çekti. Farabi İmam Hatip Ortaokulunda çekilen kısa filmde mevsimlik tarım işçiliği nedeniyle okuldan erken alınan öğrencilerin durumunu ele alındı. Öğretmen ve öğrenciler, mevsimlik tarım işçisi olarak aileleri tarafından okuldan erken alınan ve başka illere gitmek zorunda kalan öğrencilerinin hayat hikayeleri kısa filimle dile getirilerek, öğrencilerin çektikleri sıkıntılar ile eğitimlerinin yarıda kesilmesinin oluşturduğu olumsuzlukları ekrana taşıdı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da bir çok öğrencisi ailesi tarafından erken vakitte okuldan alınan öğretmen Muhammed Fıstıkçı’nın yönlendirmesiyle hazırlanarak sosyal medyada paylaşılan kısa filim çok sayıda kişi tarafından izlendi. Şanlıurfa’da çocuk tarım işçiliğinin çok ciddi boyutlarda olduğunu söyleyen Muhammed Fıstıkçı, bunun da eğitim ve öğretimi ciddi anlamda tehdit ettiğini dile getirdi. Bunun kısa zamanda çözülesi gerektiğini belirten Fıstıkçı, “Bu aslında vahim bir durum. Ben buraya yeni atandım. Ben bu durumu gördüğümde çok üzüldüm çünkü öğrenciler okullarından çok uzaklaşıyorlar. Mart ve Nisan aylarında gidip Kasım aylarında dönüyorlar. Hem eğitimin sonunu hem de başını kaçırmış olup okludan çok geri kalıyorlar. Bu sayının çok olması sadece Farabi İmam Hatip Ortaokulunda değil diğer okullarda da bu sorun var” dedi.
Öğrencilerin üçte biri tarım işçisi
Ailelerin de çocuklarını okuldan erken alıp götürmek istemediklerini fakat çocuklarını bırakacak kimseleri olmadığı için yanlarında götürmek zorunda kaldıklarını söyleyen Fıstıkçı, “Farabi İmam Hatip Ortaokulunda 650 öğrencimiz var, Bunu 128’i tarım işçiliğine çıkıyor. Bu azımsanacak bir sayı değil. Çok büyük bir sayı. Bir de diğer okular da var. Bu nedenden dolayı bu olaya dikkat çekmek için bu vidoyu hazırladık. Farkına varılması gereken bir durum çünkü. Ben Gaziantepliyim, komşu il olmama rağmen bu durumdan haberdar değildim. Bu olayı herkesin bilmesini ve bunun çözümü için birilerinin elini taşın altına koyması gerektiğini dile getirdik. Umarım faydalı olur. Bu konunun çözümü için kapsamlı bir çalışma yapılması gerekir. Bu olayın her yönüyle araştırılması gerekir. Çocuklar buradan gitmese ne olur. Bunlar gitmediği zaman bir imkan sağlanabilinir mi ? Yatılı okul gibi bir şey olabilir mi? Bir de şöyle bir durum var, veliler çocukları götürmek istemiyor. Mesela bu konuyla ilgili bir veliyle konuştum, dedi kardeşim öğretmendi, şehit oldu. Ben okulu çok seviyorum. Ben çocuğumu götürmek zorundayım. Çocuğumu burada bırakacak bir yerim yok. Velilerin takıldığı noktalardan biri barınma meselesi, beslenme meselesi. Bu mesele hal olursa burada veya orada, belki bu mesele çözülebilir. Bu sorunun temelinde ekonomik nedenler var. Burada iş bulamadıkları için gitmek zorunda kaldıklarını hissediyorlar. Bu olayın baş rolü ekonomik sıkıntı diyebiliriz. Burada aileye istihdam sağlanırsa eğer bu sorun çözüme kavuşabilir." İfadelerini kullandı.
Artık gitmek istemiyoruz
Kendileri için tarım işçiliğinin çok zor olduğunu söyleyen okulun öğrencilerinden Büşra Topur, “Biz geçen yıl işe gitmiştik, orası çok zor. Orada arkadaşlarımdan uzak, eğitim ve öğretimden uzak kalıyoruz. Orada yaşanmaz, elektrik sıkıntısı, su sıkıntısı yaşıyoruz. Orası çok kötü keşke imkanımız olsa da, keşke babam burada iş imkanı bulsa da burada kalabilsek, arkadaşlarımla kalabilsem. Orası çok zor. Yemek, içmek, temizlik çok zor orada. Hiç birinin oraya gitmesini istemezdim. Keşke burada iş imkanı olsaydı. Benim de okumaya hakkım yok mu? Arkadaşlarım gibi burada kalmaya hakkım yok mu?" dedi.
Ben de arkadaşlarım gibi burada okumak istiyorum
Ailesiyle birlikte tarım işçisi olarak çalışmaya giden öğrencilerden Fatma Paşaoğlu ise tarım işçiliğine giden öğrencilerinin çok sıkıntılar çektiğini dile getirerek," Biz geçen yıl tarım işçiliğine gitmiştik. Orada hayat çok zordu, Ben, annem çalışıyorduk. Anneme yardım ediyordum. Sabah erkenden kalkıyorduk. Sabah saat 6’da otobüse biniyorduk, Akşam ise çok geç geliyorduk. Temizliğe zamanımız kalmıyordu. Yemek yemeye dahi halimiz kalmıyordu. Keşke oraya gitmesek. Bir daha gitmeyi istemiyorum. Ben de arkadaşlarım gibi burada okumak istiyorum. Ben okumayı çok seviyorum" ifadelerini kullandı.
Ailenin yükü bana kalıyor
Hatice Boğatekin de ailesiyle birlikte tarım işçisi olarak gitmese bile evin bütün yükünün kendisinde kaldığını belirterek, “İki yıldır abim, kardeşlerim ve annem tarım işçiliğine gidiyor. Ben burada babamla birlikte kalıyorum. Evde tek başıma çok zorlanıyorum. Babam da engelli. Burada babaannemle kalıyorum. Okuldan çıkınca ev işlerinden dolayı ders çalışamıyorum. Bir yandan yemek yapıyoruz, bir yandan ev işleri. Böyle çok zorlanıyorum ve eğitimden geri kalıyorum. Derslerimin bazıları çok düşük oluyor. Ayrıca babama esnaflıkta yardımcı oluyorum. Ailem için burada iş imkanı olsa, burada çalışsalar, ben de rahat okuluma gelebilsem daha iyi olmaz mıydı?" diye konuştu.
Öğretmen ve öğrenciler tarafından hazırlanan kısa filmde duygusal sahneler dikkat çekti. Öğretmen yoklama alırken ayağa kalkan öğrencilerin, ismi okunan arkadaşlarını gittiği ili söylemesi herkesi duygulandırdı.
Şanlıurfa’da bir grup öğretmen ve öğrenci, mevsimlik tarım işçiliğinin en fazla olduğu bölgelerden biri olan Akçakale’de kısa bir film çekti. Farabi İmam Hatip Ortaokulunda çekilen kısa filmde mevsimlik tarım işçiliği nedeniyle okuldan erken alınan öğrencilerin durumunu ele alındı. Öğretmen ve öğrenciler, mevsimlik tarım işçisi olarak aileleri tarafından okuldan erken alınan ve başka illere gitmek zorunda kalan öğrencilerinin hayat hikayeleri kısa filimle dile getirilerek, öğrencilerin çektikleri sıkıntılar ile eğitimlerinin yarıda kesilmesinin oluşturduğu olumsuzlukları ekrana taşıdı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da bir çok öğrencisi ailesi tarafından erken vakitte okuldan alınan öğretmen Muhammed Fıstıkçı’nın yönlendirmesiyle hazırlanarak sosyal medyada paylaşılan kısa filim çok sayıda kişi tarafından izlendi. Şanlıurfa’da çocuk tarım işçiliğinin çok ciddi boyutlarda olduğunu söyleyen Muhammed Fıstıkçı, bunun da eğitim ve öğretimi ciddi anlamda tehdit ettiğini dile getirdi. Bunun kısa zamanda çözülesi gerektiğini belirten Fıstıkçı, “Bu aslında vahim bir durum. Ben buraya yeni atandım. Ben bu durumu gördüğümde çok üzüldüm çünkü öğrenciler okullarından çok uzaklaşıyorlar. Mart ve Nisan aylarında gidip Kasım aylarında dönüyorlar. Hem eğitimin sonunu hem de başını kaçırmış olup okludan çok geri kalıyorlar. Bu sayının çok olması sadece Farabi İmam Hatip Ortaokulunda değil diğer okullarda da bu sorun var” dedi.
Öğrencilerin üçte biri tarım işçisi
Ailelerin de çocuklarını okuldan erken alıp götürmek istemediklerini fakat çocuklarını bırakacak kimseleri olmadığı için yanlarında götürmek zorunda kaldıklarını söyleyen Fıstıkçı, “Farabi İmam Hatip Ortaokulunda 650 öğrencimiz var, Bunu 128’i tarım işçiliğine çıkıyor. Bu azımsanacak bir sayı değil. Çok büyük bir sayı. Bir de diğer okular da var. Bu nedenden dolayı bu olaya dikkat çekmek için bu vidoyu hazırladık. Farkına varılması gereken bir durum çünkü. Ben Gaziantepliyim, komşu il olmama rağmen bu durumdan haberdar değildim. Bu olayı herkesin bilmesini ve bunun çözümü için birilerinin elini taşın altına koyması gerektiğini dile getirdik. Umarım faydalı olur. Bu konunun çözümü için kapsamlı bir çalışma yapılması gerekir. Bu olayın her yönüyle araştırılması gerekir. Çocuklar buradan gitmese ne olur. Bunlar gitmediği zaman bir imkan sağlanabilinir mi ? Yatılı okul gibi bir şey olabilir mi? Bir de şöyle bir durum var, veliler çocukları götürmek istemiyor. Mesela bu konuyla ilgili bir veliyle konuştum, dedi kardeşim öğretmendi, şehit oldu. Ben okulu çok seviyorum. Ben çocuğumu götürmek zorundayım. Çocuğumu burada bırakacak bir yerim yok. Velilerin takıldığı noktalardan biri barınma meselesi, beslenme meselesi. Bu mesele hal olursa burada veya orada, belki bu mesele çözülebilir. Bu sorunun temelinde ekonomik nedenler var. Burada iş bulamadıkları için gitmek zorunda kaldıklarını hissediyorlar. Bu olayın baş rolü ekonomik sıkıntı diyebiliriz. Burada aileye istihdam sağlanırsa eğer bu sorun çözüme kavuşabilir." İfadelerini kullandı.
Artık gitmek istemiyoruz
Kendileri için tarım işçiliğinin çok zor olduğunu söyleyen okulun öğrencilerinden Büşra Topur, “Biz geçen yıl işe gitmiştik, orası çok zor. Orada arkadaşlarımdan uzak, eğitim ve öğretimden uzak kalıyoruz. Orada yaşanmaz, elektrik sıkıntısı, su sıkıntısı yaşıyoruz. Orası çok kötü keşke imkanımız olsa da, keşke babam burada iş imkanı bulsa da burada kalabilsek, arkadaşlarımla kalabilsem. Orası çok zor. Yemek, içmek, temizlik çok zor orada. Hiç birinin oraya gitmesini istemezdim. Keşke burada iş imkanı olsaydı. Benim de okumaya hakkım yok mu? Arkadaşlarım gibi burada kalmaya hakkım yok mu?" dedi.
Ben de arkadaşlarım gibi burada okumak istiyorum
Ailesiyle birlikte tarım işçisi olarak çalışmaya giden öğrencilerden Fatma Paşaoğlu ise tarım işçiliğine giden öğrencilerinin çok sıkıntılar çektiğini dile getirerek," Biz geçen yıl tarım işçiliğine gitmiştik. Orada hayat çok zordu, Ben, annem çalışıyorduk. Anneme yardım ediyordum. Sabah erkenden kalkıyorduk. Sabah saat 6’da otobüse biniyorduk, Akşam ise çok geç geliyorduk. Temizliğe zamanımız kalmıyordu. Yemek yemeye dahi halimiz kalmıyordu. Keşke oraya gitmesek. Bir daha gitmeyi istemiyorum. Ben de arkadaşlarım gibi burada okumak istiyorum. Ben okumayı çok seviyorum" ifadelerini kullandı.
Ailenin yükü bana kalıyor
Hatice Boğatekin de ailesiyle birlikte tarım işçisi olarak gitmese bile evin bütün yükünün kendisinde kaldığını belirterek, “İki yıldır abim, kardeşlerim ve annem tarım işçiliğine gidiyor. Ben burada babamla birlikte kalıyorum. Evde tek başıma çok zorlanıyorum. Babam da engelli. Burada babaannemle kalıyorum. Okuldan çıkınca ev işlerinden dolayı ders çalışamıyorum. Bir yandan yemek yapıyoruz, bir yandan ev işleri. Böyle çok zorlanıyorum ve eğitimden geri kalıyorum. Derslerimin bazıları çok düşük oluyor. Ayrıca babama esnaflıkta yardımcı oluyorum. Ailem için burada iş imkanı olsa, burada çalışsalar, ben de rahat okuluma gelebilsem daha iyi olmaz mıydı?" diye konuştu.
Öğretmen ve öğrenciler tarafından hazırlanan kısa filmde duygusal sahneler dikkat çekti. Öğretmen yoklama alırken ayağa kalkan öğrencilerin, ismi okunan arkadaşlarını gittiği ili söylemesi herkesi duygulandırdı.
Yerel
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.