HDP'den Millet İttifakına sert tepki, çözüm sürecine yeşil ışık

HDP'den Millet İttifakına sert tepki, çözüm sürecine yeşil ışık
HDP'den Millet İttifakına sert tepki, çözüm sürecine yeşil ışık

 

GAZİANTEP- YENİ ÇİZGİ; Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çözüm süreci ile ilgili açıklamalarına yeşil ışık yakarken, Millet İttifakıyla ilgili sert açıklamaları dikkat çekti. Buldan, "Demokratik Güç Birlikleri elbette ki önemliydi, elbette kıymetliydi. Ancak bundan sonraki süreçlerde hiç kimse bizden aynı tavrı beklemesin. Aynı tavrı göstermeyeceğimizi de herkes artık bilsin. Hiç kimse Kürtlerin oyunu çantada keklik görmesin. Kürtler kimseye mecbur ve mahkum değildir” diye konuştu. Pervin Buldan, “Çözüm süreci bu ülkenin kıymetli süreciydi. Bundan sonra önümüze tekrar gelirse yapmaktan asla tereddüt etmeyeceğimiz bir süreçten bahsediyoruz”

 

Buldan: Kürtler kimseye mecbur ve mahkum değildir

 

Seçimler yaklaşırken, ülkeyi yönetenlerin Kürt seçmenin oyuna göz diktiklerini belirten Pervin Buldan, "Hiç kimse Kürtlerin oyunu çantada keklik görmesin. Kürtler kimseye mecbur ve mahkum değildir" dedi

 

Halkların Demokratik Partisi (HDP), “Savunma Kampanyası” kapsamında Antep’te halk buluşması düzenledi. Şehitkamil ilçesinde bulunan HDP İl Örgütü önünde gerçekleştirilen buluşmada konuşmasına Antep halkını selamlayarak başlayan HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, HDP'nin kapatma davasına, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır ziyareti ve bitirilen çözüm sürecine ilişkin konuştu. Buldan, çözüm sürecini HDP'nin bitirmediğini belirterek, Kürtlerin kimseye mecbur ve mahkum olmadığını vurguladı.

 

 

Buldanı'ın konuşmasının satırbaşları şöyle;

 

"Onlar HDP kapanırsa, HDP fikriyatı da biter. İnsanlar evlerine çekilir diye düşünüyorlar. HDP milyonlardır. HDP yeldir, bu ülkenin iradesidir. Halkların cesaretidir, umududur. Bu topraklarda filizlenen, yeşeren, kök salan HDP’yi bitireceklerini düşünenler, HDP’yi kapatacaklarını düşünenler, yanılıyorlar. HDP’nin kapanmasına Türkiye halkları ve Kürtler asla ve asla izin vermeyecekler.

 

Erdoğan'ın Diyarbakır ziyareti

 

Seçimler yaklaşırken, bu ülkeyi yönetenler, özellikle Kürt seçmenin oyuna göz diktiler. Bunu şimdiden başlattılar. İşte bu ülkenin Cumhurbaşkanı, iki gün önce Diyarbakır’a giderek, seçimlerin yaklaştığın, Kürtlerden oy istediğini bir kez daha ilan etti. Her sıkıştıklarında, Karadenize gidip, yalandan gaz çıkaranlar, aynı zamanda her sıkıştıklarında Diyarbakır’a gidip, Kürtlerden oy isteme cesaretini kendilerinde buluyorlar. Oysa şunu bilsinler, Kürtlere zulüm edenlere, Kürtleri yok sayanlara, hakaret edenlere, her gün dava açanlara, seçme ve seçilme hakkını tanımayanlara, iradesini, seçilmiş milletvekillerini, belediye başkanlarını cezaevine koyanlara, şuradan bunu hatırlamak isteriz; Sizin Kürtlerden oy istemeye ne hakkınız, ne de haddiniz var. Evet, Kürt halkının temsilcilerini, belediye başkanlarını, kayyımla zorla gasp edeceksin, görevlerine son vereceksin, temsilcilerini cezaevine göndereceksin, Kürde ne seçme ne de seçilme hakkını tanımayacaksın, milletvekillerini cezaevinde tutacaksın, bu ülkede Cumhurbaşkanı adayı olarak halkın önünde çıkan Selahattin Demirtaş’a hüküm vereceksin, son seçimlerde bu ülkede yüzde 10’un üzerinde bir partiye kapatma davası açacaksın, eşbaşkanlarına her gün meydanlarda hakaret edeceksin, ondan sonra da Diyarbakırlıların gözlerinin içine bakarak, bana oy ver diyeceksin, hadi ordan, hadi ordan. Kürtlerin sizin bu yalanlarınıza, dolanlarınıza karnı tok. Kürtler hiçbir zaman hiçbir süreçte bu tür yalanların arkasına kapılmadı. Kürtler her zaman kendi iradesine sahip çıktı.

 

'Çözüm sürecini bitiren HDP değildi'

 

Diyarbakır’da çözüm süreci başta olmak üzere, Bu ülkede HDP'nin katkı sunduğu, içinde olduğu, bütün kıymetli süreçlerden onur ve gurur duyuyoruz. Ama şunu herkes iyi bilsin, çözüm sürecini bitiren HDP değildi, HDP olmadı, HDP olmamıştır. Dolmabahçe Mutabakatı’ndan hemen sonra ‘Ben tanımıyorum’, ‘Ben bu süreci başlatmadım’ diyerek, 7 Haziran ve 1 Kasım tarihleri arasında bu ülkede zulüm ve baskı uygulayan, herkesi tutuklatan, bu ülkenin iradesine saygısızlık yapan, Kürtlerin iradesine saygısızlık yapan bir iktidardan, Cumhurbaşkanı’nından beklenen ancak budur. O sürecin içerisinde olan biri olarak, çözüm sürecinde, 3 yıllık süreçte, o kıymetli süreçte, eğer bu ülkeye cenazeler gelmediyse, anneler ağlamadıysa, burada en büyük pay bu sürecin aktörlerindedir. En büyüğü de HDP’dedir. Bu sürecin içerisinde olanlardadır.

 

Sadece süreci bitirmekle kalmadılar. Sadece buzdolabına kaldırmadılar. Bu süreci toprağın altına gömdüler. Öyle bir yaptılar ki o süreçte bizler görev aldık diye bizleri yargılamaya kalktılar. Kendileri sarayda otururken, o dönem bu çalışma yürütenlere davalar açtılar, yargılamalar başlattılar. Bu da yetmedi Sayın Öcalan’a tecridi getirdiler. İmralı cezaevinden sesinin bile çıkmasını önlemeye çalıştılar. Çözüm süreci bu ülkenin en kıymetli süreciydi, bu süreçte yaptıklarımızı, bundan sonra da önümüze gelirse, yine yaparız. Onlar pişman olabilirler, biz bu sürecin içinde olduğumuzdan dolayı asla pişmanlık duymuyoruz.

 

'Kürtler kimseye mecbur değildir, kimseye mahkum değildir'

 

Bizler AKP hükümetinin de küçük ortağının da işçinin, emekçinin, kadının, gençlerin geleceğini nasıl karattığını iyi biliyoruz. Bir dahaki seçimde elbette görev ve sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Ancak sadece bir taraf için söylemiyorum, diğer taraf da, diğer taraf derken, elbette Millet İttifakı’nı kastediyorum. Bu ülkede kim iktidar olmak istiyorsa, ülkenin en büyük sorunu olan Kürt sorununu çözmek zorundadır. Bu sorun çözülmeden bu ülkeye demokrasi gelmeyecektir. Hiç kimse Kürtlerin, Kürt halkının oylarını cebinde kesin olarak görmesin, çantada keklik olarak görmesin. Kürtler kimseye mecbur değildir, kimseye mahkum değildir. Biz kimseye mecbur değiliz, mahkum da değiliz. Bu ülkede eğer demokrasinin gelişmesini, özgürlüklerin, adaletin, hakkın, hukukun gelişmesini istiyorsanız, o zaman HDP’yi ve Kürtleri esas almak zorundasınız. Öyle kolay bir lokma olarak görmeyin. Geçmişte özellikle son seçimlerde, İstanbul seçimlerinde Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya seçimlerinde desteklediğimiz demokratik güç birlikleri elbette önemliydi. Ancak bundan sonraki süreçlerde hiç kimse bizden aynı tavrı beklemesin, aynı tavrı göstermeyeceğimizi de herkes bilmelidir."

 

'Artık son günlerini yaşıyorlar, seçimde gidiyorlar'

 

Ardından HDP milletvekilleri Mahmut Toğrul, Ayşe Sürücü ve Ömer Öcalan’ın eşlik ettiği Buldan, Antep’in Şahinbey ilçesine bağlı Vatan Mahallesi’nde esnaf ziyareti gerçekleştirdi. mahallede çok sayıda partili tarafından karşılandı. Ziyarette ekonomik krizden dert yanan bir esnaf, kiralarını ödeyemeyecek hale geldiklerini ve geçinemediklerini ifade etti. Esnaf, sorunlarına çözüm bulunmasını istedi. HDP’li Buldan, bunun üzerine AKP-MHP ittifakına işaret ederek, “Artık son günlerini yaşıyorlar, seçimde gidiyorlar” dedi. Bir başka esnaf ise, AKP’nin bütçe görüşmelerinde dahi HDP’yi hedef alarak “pisliklerini” kapatmak istediğini belirtti. Esnaf, “HDP’yi Meclis’te kullandırtmayın” dedi. Buldan ise, “Hep birlikte kazanacağız, kaygınız olmasın” diye cevap verdi. Coşkunun hakim olduğu ziyaret, “Bijî berxwedana HDP’ê (Yaşasın HDP direnişi)” sloganıyla son buldu. İHA, MA, YENİ ÇİZGİ ,www.yenicizghaber.com

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.