Hatay kahvaltısı, 150 yıllık tarihi ile sofraları süslüyor
Zahter salatası, sürk, katıklı ekmek ve zeytin çeşitleri ile sofraları süsleyen Antakya kahvaltısının diğer yörelerden farkı ise hamur işinin olmaması ve hafif olması
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından gastronomi şehirler ağına dahil edilen Hatay’da 150 yıllık geleneğe sahip kahvaltı çeşitleri damak çatlatıyor. 85 farklı kahvaltı çeşidi ile yerli ve yabancı turistlerin dikkatini çekerken, en çok zahter salatası beğeniliyor.
Gastronomi şehri Hatay’da birbirinden farklı 85 çeşit kahvaltısı ile sofraları süslüyor. 150 yıllık bir geleneğe sahip olan kahvaltı çeşitleri yöresel ve organik olması ile dikkatleri üzerine çekiyor. Zahter salatası, sürk, katıklı ekmek ve zeytin çeşitleri ile sofraları süsleyen Antakya kahvaltısının diğer yörelerden farkı ise hamur işinin olmaması ve hafif olması.
UNESCO Gastronomi Evi Müdürü İpek Aslan, yılın ilk altı ayında 6 bin 500 misafire kahvaltı ikram ettiklerini belirterek, “2022 yılı ilk 6 ayındaki rakamlara baktığımızda yaklaşık 6 bin 500 misafire kahvaltı ikram ettik. Kahvaltı sofralarında tamamen meze ağırlıklı yani insanın midesini ağırlaştıracak poğaça türü hamur işlerinden uzak, sadece mayasız yapılan belki de 150 yıllık bir geleneğe sahip olan Antakya simidi keza diğer tüm mezeler tamamen yöresel ve bölge esnafının el emeği ile üretilen ürünlerdir. Tabii bunlar mideye lezzet katıyor. Aynı zamanda sağlıklı bir besin alımını sağlıyor. Güne sağlıklı bir kahvaltı ile başlamak için Hatay kahvaltısının ideal bir kahvaltı olduğunu belirtmek istiyorum. Mesela zahter salatası endemik bir bitkidir. EXPO’daki tıbbi ve aromatik müzemizde yetiştiriliyor. Bize de oradan gelip salatasını yapıyoruz. Sürk inanılmaz bir kültürel belirtidir Hatay için. Tuzlu yoğurt zaten protein değeri çok yüksek, bizim en temel ürünümüz. Bir de bizim attün zeytinimiz var. Doğal yöntemle yetiştirilen ve Türkiye’de hiçbir yerde olmayan bir zeytin türü. Hatay kahvaltısı 150 yıllık bir geçmişe sahip oldu diyebiliriz. Hepimiz artık güne iyi bir başlangıç için iyi bir kahvaltının olmasını tercih ediyoruz” dedi.
UNESCO Gastronomi Evi mutfak şeflerinden İbrahim Özgün ise Antakya’da 85 çeşit kahvaltı olduğunu ve mezelerin ön plana çıktığını belirterek, “Hatay mutfağını bir bütün olarak ele almamız gerekiyor. Biliyorsunuz 600 çeşit yemeğiyle meşhurdur. Ama bu 600 çeşit yemeğin içinde mutlaka kahvaltı da vardır. Antakya’da yaklaşık 85 çeşit kahvaltı ürünümüz var. Bunların en meşhurları ve en eskiye dayananları tabi ki zahter salatası, tuzlu yoğurt, taze çökelekten elde edip kuruttuğumuz sürk ve bundan elde ettiğimiz sürk salatası. 10 çeşit peynir üretiliyor Hatay’da. Biz bunların 3 çeşidini sunuyoruz. 1 tanesini de fırında peynir olarak veriyoruz. 4 çeşit olarak veriyoruz. Biz burada mezeleri de ön plana çıkarıyoruz. Kahvaltı mezeleri çok meşhurdur burada. Antakya’nın kahvaltısının başka yerin kahvaltısına göre ön plana çıkan özelliği her zaman mezelerdir” diye konuştu.
İstanbul’dan Hatay’ı ziyarete geldiğini ve Antakya kahvaltısının çok güzel olduğunu belirten Burcu Ayan Ergen, “İstanbul’dan geldik. Antakya kahvaltısı çok güzel biberli ekmeği çok güzel. Ekşili yoğurdunu tadıyoruz. Zeytini çok güzel. Yani şu an için çok memnunuz. Biz zahteri Gaziantep’ten biliyoruz. Burada da tadınca hoşumuza gitti. Ayrıca zeytin salatası da çok hoşumuza gitti” dedi.
Başka şehirler de böylesine zengin bir mutfak olmadığını belirten Büşra Yeşil, “Ben zaten bu yörenin lezzetlerine çok ilgiliyim. Tesadüf eseri tayinim buraya çıktı. İnanılmaz mutlu olarak geldim. Çok seviyorum. Damak tadıma çok uygun. Hem deniyorum, hem buralarda değişik bulduğum lezzetleri tatmaya çalışıyorum elimden geldiğince. Ben zahteri ve salatasını çok beğeniyorum. Düzceliyim ve bizde çok çeşit yok. Mıhlamamız var. Ama onun dışında akılda kalıcı çok şey yok. Burada çok zengin bir mutfağınız var. Buraya geldiğimizde önce gözümüz doyuyor, sonra midemiz. Çok mutluyuz o yüzden” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.