Hava Durumu

Önce İnsanlık!

Yazının Giriş Tarihi: 10.01.2018 20:27
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.01.2024 20:05
2017 yılının son günlerini yaşıyoruz. Ülkeyi yöneten siyasi iktidardan ve gelecek olan 2018 yılından hiç bir beklentimiz olmamasına rağmen, adettendir; insanların savaşsız, sömürüsüz, barış ve huzur içinde yaşayacakları bir Dünya özlemi ile!.. YENİ YILIMIZ KUTLU OLSUN!. İslam coğrafyasında yaşayan müslüman halk için Avrupa gavur, kafir, kötü v.s... olarak görülür. Onlara göre cennette sadece müslümanlar olacak, gayri müslümanlar ise sonsuza kadar cehennemde kalacaklar... Müslüman olmayanların zalim ve cahil olduklarına inanılır. Ama gerçekte bunun tam tersi olduğunu biliyoruz. Bu gün için kendi aralarında savaşan hiç bir gayri islami halk olmadığını görüyoruz. Buna rağmen islam toplumları "gavur" dedikleri ülkelerin silahlarını kullanarak biri birlerini en vahşi ve en ahlaksız yöntemlerle katlediyorlar! Bütün uluslararası savaş hukuku ve kuralları hiçe sayılarak kadınlara tecavüz edilip, çocuklar kasaplık kurbanlar gibi kesilip parçalara ayrılmakta; sonra da islamın "barış ve hoş görü" dini olduğu açıklanmaktadır... Her halde bütün bunlar sadece araplara mahsus bir vahşet ve iki yüzlülük olsa gerek! İki binli yıllara girdiğimizden beri kan deryasına dönen Ortadoğu'da ki savaşlar, arapların kendi yaşam biçimlerini nasıl din yerine koyduğunu gösterdi. İnsanlar biri birlerini toplu katliamlarla yok etmeye çalışlırken; diğer islam devletleri de kendi mezheplerine göre taraf tutmuş ya da sivil halka en insani yardımlarda bulunmak konusunda çaba göstermeyerek vahşete göz yummuştur. Her vahşetin sonunda "ölenler bizden değil!" diyerek mezhep düşmanlığı yapıp, islamın "barış ve hoş görü! prensibi ile ters düşmüşlerdir. Evet ölenler onlardan değildi! Ama bizdendi. Yani evrensel insan hak ve özgürlüklerini ırkçılık, mezhepçilik yapmadan savunan herkesin sahiplenmesi gereken bir olaydı bu. Tıpkı ortaçağ avrupasında  24 Ağustos 1572 de  katoliklerin bir gecede onbinlerce protestanı öldürüp, sonrada kilisede kutlama ayinleri düzenlemeleri gibi!.. Ne acıdır ki katliamlardan kaçmak zorunda kalan masum insanlar, kendilerine kucak açan bir islam ülkesi olmadığı için çareyi "gavur hristiyanların" limanlarına sığınmakta bulmuştur. Üstelik dillerinden hiç düşürmedikleri ve islamın en önemli farzlarından biri olan "Cihad"ı hiçe sayarak, denizlerde pisi pisine boğulmayı göze alarak!.. Tabi ki ölüm kalım savaşı veren bir halkın, canını ve namusunu korumak için başka ülkelerden aman dilemesini yadırgamak haddim değil! Ama bir toplumun diğer bir toplumu sadece dinsel inançlarından dolayı düşman ilan edip, başı sıkışınca da sığınacak liman olarak görmesini eleştirmekte bir sakınca olmasa gerek. Özellikle 2 Ağustos 1990 da başlayıp, 28 Şubat 1991 tarihine kadar devam eden Körfez Krizi; başta Ortadoğu olmak üzere bütün arap ülkelerinde bir takım hareketlilikler yaşanmasına neden oldu. Aslın hiç bir ilerici özelliği olmayan bu hareketlilikler arapların kendi iç dinamiklerinde zaten var olan enerjilerdi. Ama kendilerinin kullanmayıbeceremediği bu enerjileri emperyalist güçler ele geçirdi ve onlarda bunu kendi çıkarları doğrultusunda harekete geçirdiler. Burada başta Amerika'nın oturduğu ve yanında İngiltere ile Fransa'nın yer aldığı bir kurtlar sofrası kuruldu. Sofrada yer alamak isteyen çok ülke olmasına rağmen, hiç biri beceremedi! Zaman zaman Rusya denediyse de misafir olmanın ötesine geçemedi. Türkiye bu masada yer almak için çok didindi. Ama Rusya ile Amerika arasında gel gitleri yaşayan şamar oğlanına döndü ve ancak kurtlar masasının efendilerine servis yapan bir garson olarak kaldı... Bu masada oturan ülkeler aynı zamanda İslam ülkelerinde cirit atan cihatcı terör örgütlerinin de efendileriydiler. Bütün İslam coğrafyasını kana bulayan Taliban, El Kaide, Husiler, Işid ve daha bir çoğu bu masadan finanse edilip yönetildi. Bütün bu islami terör örgütlerinin dinsel olarak tek ortak noktaları; sünni islam olmalarıydı!. Çünkü bunlar her türlü yeniliğe, bilim ve sanat karşıdırlar. Bir çoğunun eğitim düzeyi sıfırdır! Dinin ne olduğunu sadece şıhlarından, cemaat başkanlarından ya da imamlardan duymuşlardır. Her zaman için beslendikleri siyasi iktidarın yanında yer alır, kendileri gibi düşünmeyen herkesi öldürüp, araplar gibi giyinip sakal uzatmayı islamiyet olarak kabul ederler. Hiç bir savaş kuralına uymazlar! Kadınlara en ahlaksız biçimde tecavüz edip, çocukları öldürerek cihad yaptıklarına inanırlar! Caamiiler propaganda merkezleri, imamlar ise ajitatörleridir!..  
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.