Hava Durumu

AVRUPA'NIN GELECEĞİNE DAİR (3)

Yazının Giriş Tarihi: 08.02.2018 18:23
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.01.2024 20:05
    1970'li yıllarda ortaya çıkan Fethullah Gülen Amerika ve Avrupa karşıtı söylemleri ile meşhur olmuştu. Gerçekte ise Gülen bu ülkelerin halkları ve inançları hakkında hiç bir bilgiye sahip değildi. Çıkışları dini içeriklerden ibaretti ve tamamen hıristiyanlığı hedef alıyordu. Özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgesinde geniş bir cemaatin lideri oldu. 1980 yıllarından itibaren siyasete giripte ondan yararlanmak için karşısında secdeye durmayan siyasetçi olmamıştır. Her zaman için cemaat ve siyaset ikilisi el ele verip, silah olarak kullandıkları din ile ülkeyi talan etmişlerdir. Gülen ve cemaati öylesine güçlendi ki, artık devlet içinde devlet olunca siyasi iktidarla çıkar çatışmaları başladı. Bir yandanda farklı farklı cemaatler iktidarı sıkıştırarak koltuk sahibi oldular. Bu durumda eskisine yol göründü ve candan ortaklar birbirine düşman oldular! Avrupa ve Amerika düşmanı olan Fethullah Gülen müslümanlarla yaşamak dururken, "kafir" dediği ülkelere sığındı! Bir daha da onlara kafir diyemedi!. Ama Türkiye'nin değişmeyen bir gerçeği var ki; o da, henüz hiç bir iktidarın demokrasiyi kanıksamamış ve içine sindirememiş olmasıdır. Böyle olunca da Fethullah Gülen cemaatinin dışlanıp cezalandırılmasının hiç bir önemi kalmamaktadır. Çünkü Fetö'nün boşalttığı yerlere ismailciler, süleymancılar, menzilciler ya da bilmem neyciler yerleştirilmektedir. Yarında bunların çıkar çatışması başlayacak ve bunlar da islamın kutsal toprağını terkedip," şeytan işi" dedikleri demokrasiye sığınacaklardır!.. Gene 1980 ve 1990 lı yıllarda Almanya'da üs kuran Kaplan cemaati hala hafızamızda. Adamlar kendi birliklerini kurmuş silahlı eğitim yapıyorlardı. İnsan Avrupa ülkeleri için "bu nasıl bir hoşgörü ve demokrasi ki,  evinde kendi düşmanını besliyor?" diye düşünmeden edemiyor!. Bu ülke 12 Eylül'den sonra Aczimendi, İbda-c ve Hizbullah gibi pek çok terör örgütlerinin kurulmasına tanıklık etti. Özellikle Hizbullah örgütünün din adına işlediği pek çok siyasi katliamları ve onları koruyan siyasetçileri tarih hiç bir zaman affetmeyecek! Üstelik bütün bu terör örgütlerinin finansmanını sağlayan, Akp ile siyasi imtiyaz kazanan tarikat ve cemaatlerdir... Türkiye'de bütün bunlar olurken sol örgütlerin karşı duruşu ve ödenen bedel az şey değildi. Ama nüfusunun yüzde altmıştan fazlasının muhafazakar ve iktidar olduğu bir ülkeyi aydınlatmak kolay olmayacaktır. Bunun yanı sıra Dünya solu ile birlikte ele alındığı zaman, Türkiye solunun da bir çok çelişkiye sahip olduğunu görmek mümkün. Mesela; kendi içimizde ki ırkçı ve gerici gruplara karşı mücadele ederken, Suriye ve Irak'tan getirilen milyonlarca gerici unsurların "mülteci" diye ülkemize yerleşmesini en çok bizler savunduk! Halbu ki bu insanlar zaten kendi ülkelerinde demokrasiye karşı çıkan ve sol görüşlü insanlara yaşam hakkı tanımayan kimselerdi! Yani kendi ülkemizin gericileri ile mücadele ederken; dışarıdan gelen gericilere kucak açtık, hatta onlar için mücadele ettik!.. Ne var ki haklarını savunduğumuz bu insanlar yarın bizim karşımızda olacaklardır.   (Devam edecek)
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.