TÜM TİS; “Hayat Eve Sığar”mı ya da “Evde Kal”mak mümkün mü?
ANKARA-YENİ ÇİZGİ; Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜM TİS) Genel Merkezi tüm dünyada küresel salgın halini alan ve ülkemizde varlığı 11 Marttan bu yana görülmeye başlayan Koronavirüs (Covit-19) hastalığına ilişkin, özellikle hayatın yükününü omuzlarında taşıyan işçi ve emekçiler için ne yazık ki ciddi ve somut tedbirler alınamadığına dikkat çekerek, çalışanların sorunlarına vurgu yaptı. TÜM TİS merkez yönetimi, işten çıkarma, ücretsiz izin uygulamasının yasaklanmasını, zorunlu ve acil işlerin yapıldığı işyerleri dışında tüm işyerleri tatil edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Konuyla ilgili açıklama yapan Tüm Taşıma İşçileri Sendikası Genel Merkezi yönetimi başta, sağlık ve İçişleri bakanları olmak üzere hükümet yetkilileri, baş danışmanlar ve bürokratlar “hayat eve sığar” sloganı eşliğinde halka kendi OHAL’ini ilan etme, evde kalma çağrısı yaptığını hatırlatarak, sanatçılar, sporcular gibi medyatik kişiler de modaya uyup hükümetin evde kalma çağrılarına katıldığına vurgu yapıldı. Ancak, işe gitmemesi, evde kalması halinde beş parasız, tazminatsız kapının önüne konulacağını bilen işçiler ve emekçiler için “evde kal”mak, “hayatı eve sığdırmak” ne yazık ki mümkün değil diyen TÜM TİS merkez yönetimi ortak açıklamasında şunlara vurgu yaptı;
“Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan işçi ve emekçilerin evde kalamadığı, işe gitmek dolayısıyla sokağa çıkarak çalışmak zorunda olduğu ülkemizde, hiçbir tedbir almadan, iş, ekmek garantisi vermeden “evde kal” çağrıları yapmak, toplumu aldatmadan öteye bir anlam taşımamaktadır. Bu çağrılar, korona vakalarının görüldüğü işyerlerinde çalışmak zorunda olan işçiler, emekçiler ve onların çocukları, eşleri, anneleri, babaları, kardeşleri için hiç bir değer taşımamaktadır.
Cumhurbaşkanının deyimiyle “neşesi yerinde” olan ve açıklanan 100 milyar liralık kriz paketiyle daha da neşelenen patronlar, halk sağlığını hiçe saymakta, daha fazla kar için işyerlerini çalıştırmaya devam etmektedir. Faaliyetine devam eden işyerlerinde çalışan işçiler ve emekçiler için ‘evinde kal’ çağrıları boş sözlerden öteye herhangi bir anlam taşımamaktadır. Sorumluluk almaktan uzak, halkı aldatmaya yönelik bu sloganlardan vaz geçmeli, derhal ciddi kararlar alınmalıdır.
İŞÇİLER İÇİN EVDE KALMA KOŞULLARI SAĞLANMALIDIR
İktidar sorumluluk almalı, acil ve zorunlu işlerin yapıldığı işyerleri dışında diğer tüm işyerlerinin faaliyetlerini durdurarak çalışanlarını ücretli izne çıkarma ve ücretlerinin devlet tarafından karşılanması kararı vermelidir.
Ülkemizde de işçinin ücretinden kesilen paralarla oluşturulan işsizlik fonunda birikmiş 130 milyar lira bulunmaktadır. Hükümet, işçilerin maaşında kesilen primlerle oluşan işsizlik fonunda birikmiş olan bu parayı, işverenlere peşkeş çekmekten, işsizlik fonunu işverenler için kaynak olarak kullanmaktan vazgeçmeli; ücretli izne çıkarılan işçilerin ücretlerinin bir bölümünü bu fondan karşılamalıdır.
Hükümet salgını önlemek istiyorsa, işyerlerini tatil etmeli, çalışanların ücretlerinin % 80’inin devlet tarafından ödenmesine, geriye kalanının işverenler tarafından karşılanmasına karar veren İngiltere, işten çıkarmayı yasaklayan, işyerlerinin iflasını engelleyecek tedbirler alan Fransa gibi cesur kararlar vermelidir.
“Evinde kal” çağrıları yapan diğer ülkelerde hükümetler sorumluluk da almakta, buna ilişkin kararlar vermektedir. Fransa, Almanya, İngiltere, Amerika, Kanada ve Malezya başta olmak üzere birçok ülke salgın yüzünden işsiz kalanlara, ücretsiz izne çıkarılanlara ya da işe gidemeyenlere maaş desteği; işten çıkarma ve iflasları yasaklama, faturaların ertelenmesi, her aileye doğrudan maddi destek verme gibi kararlar almıştır.
Oysa Türkiye, faturaların ertelenmesi kararını bile çok görmüş, Enerji bakanı faturaların internetten ödenebileceğini bir müjde olarak sunmuştur.
Sendikaların ve emek örgütlerinin çağrılarına rağmen Hükümet, işten çıkarmayı yasaklamamış, virüs salgınının önlenmesi için işyerlerinin tatil edilmesine, çalışanların ücretli izne çıkarılmasına yönelik bir karar almamıştır.
Virüs salgını gibi büyük bir sağlık krizini bile fırsata çevirmeye çalışan işverenler, bu süreçte binlerce işçiyi ücretsiz izne çıkarmış ya da işten atmıştır.
İktidar, sendikaların ve emek örgütlerinin çağrılarına kulak vermek yerine patronların “neşesini yerine getirecek” paketler hazırlamaktan vazgeçmelidir.
İşten çıkarma, ücretsiz izin uygulaması yasaklanmalıdır.
Zorunlu ve acil işlerin yapıldığı işyerleri dışında tüm işyerleri tatil edilmelidir.
Tatil edilen işyerlerinde çalışanların ücretlerinin önemli bir bölümü İşsizlik Fonunda biriken para da kullanılmak suretiyle devlet tarafından karşılanmalı, geriye kalanı işverenler tarafından ödenmelidir. YENİ ÇİZGİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.