KESK ve DİSK emekçileri; Artık Yeter Geçinemiyoruz eylemi

KESK ve DİSK emekçileri; Artık Yeter Geçinemiyoruz eylemi
KESK ve DİSK emekçileri; Artık Yeter Geçinemiyoruz eylemi

 

GAZİANTEP- ANIL ŞAHİN:  Akaryakıt zamlarına günü birlik devam eden zamlar, doğalgaz ve elektriğe yapılan yüksek zamlar, tüm ürünlere yansırken halkın alım gücünü olumsuz etkilemeye devam ediyor. Bu duruma tepki gösteren isyan eden kamu çalışanları ise Türkiye genelinde olduğu gibi Gaziantep’te de KESK ve DİSK eyleminde buluşarak “Geçinemiyoruz” diyerek seslerini yükseltip, hükümeti uyardılar. ‘Yaşamsal temel ihtiyaçlarımızı kısarak, borçla harçla ayakta kalmaya çalıştıklarını ifade eden BES Gaziantep Şube Sekreteri Yunus Çiçek, “Maaşlarımız her gün yağmur gibi gelen zamlar karşısında eriyip bitti. Geçinemiyoruz.

Sanal rakamlara göre “Enflasyon Farkı” değil, insanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz” diye konuştu.

 

Gaziantep’te KESK ve DİSK ortaklaşa Vergi Dairesi önünde basın açıklaması yaparak tepkilerin dile getirdiler. Buradaki ortak açıklamayı KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası Şube Sekreteri Yunus Çiçek yaptı.

 

Bir avuç mutlu azınlık dışında kalan 84 milyon olarak ülkeyi yönetenlerin aldığı yanlış kararların faturasını daha fazla işsizlikle, daha fazla yoksullukla ödemeye devam ettiklerini söyleyen BES Şube Sekreteri Yunus Çiçek açıklamasına şöyle devam etti:

 

“İktidarın talimatları ile belirlenip, TÜİK vasıtası ile açıklanan resmi enflasyon bile yüzde 73,5 ile son 24 yılın rekorunu kırmış bulunuyor. Resmi enflasyon ulaştırmada yüzde 107,62’ye,   gıda ürünlerinde yüzde 91’e ulaştı. Çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyon ise çoktan yüzde 150’yi aştı. Bizim için en önemli kalem olan gıda enflasyonu ise yüzde 200’ü buldu. Buna karşın kamu emekçileri olarak maaşlarımızda yaşanan artış “toplu sözleşme” artışları ve enflasyon farkları ile sadece yüzde 44’te kaldı. Bu karanlık tabloya rağmen iktidar sözcüleri her fırsatta “enflasyon tüm dünyada rekor” kırıyor bahanelerinin arkasına saklanıyor. Oysa mızrak artık çuvala sığmıyor. Bin bir oyunla düşük gösterilen resmi rakamlara göre bile Türkiye enflasyonu en yüksek ülkeler sıralamasında dünya beşinciliğine yükselmiş bulunuyor.

 

HER ŞEY ATAŞ PAHASI ALDIĞIMIZ MAAŞLA GEÇİNEMİYORUZ

Enflasyon Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama yüzde 10 ile bizdekinin yedide biri, sekizde biri seviyesinde seyrediyor. Dört aydır Rusya’nın işgali altında bulunan Ukrayna’da bile enflasyon yüzde 17.  Avrupa’da bizden sonra enflasyonu en yüksek ülke %27 ile Moldava” dedi. Hız kesmeden devam eden zam sağanağında bir gün aldığımızı ertesi gün aynı fiyattan alamaz hale geldik.

Dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 6 bin 74 TL’ye,  yoksulluk sınırı ise 19 bin 785 TL’ye ulaşırken ortalama kamu emekçisi maaşı 6 bin 750 lirada kaldı.

Bir yıl önce 7 lira 72 kuruş olan benzinin litresi bugün 28 lira 42 kuruşa çıktı. Bir yılda yüzde %268 artış. Bir yıl önce 7 lira 23 kuruş olan motorinin litresi bugün 28 lira 9 kuruş.  Bir yılda yüzde 288 artış.

Doğalgazın metre küpü bir yıl önce 1 lira 30 kuruştu. Aradan geçen bir yılda yüzde 140 artışla bugün 3 lira 26 kuruşa çıktı.  Ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan doğalgaz sadece son bir yılda bin 533 metre küp azaldı. En düşük tüketimi esas aldığımızda bile elektrik faturalarındaki bir yıllık artış yüzde 125’i aştı.

Nereye baksak, neye baksak ateş pahası fiyatlarla karşılaşıyoruz. Hangi birini anlatalım. 

Patates alırken bile zorlanır hale geldik. Bir yıl önce kilosunu 2,5 liraya aldığımız patatesi bugün en ucuz semt pazarlarında bile 10 liranın altında bulmak mümkün değil. Dar gelirlinin en çok tükettiği patates dahi bir yılda yüzde 300 zamlandı.

Bir yıl önce kolisini 22 liraya aldığımız yumurta bugün 55 liraya tırmandı. Ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan yumurta son bir yılda tam 91 koli azaldı.

Bir yıl önce kilosunu 30 liraya aldığımız beyaz peynirin en ucuzunu bugün 70 liradan aşağıya bulmak mümkün değil”

 

İNSANCA YAŞAMAYA YETECEK BİR ÜCRET İÇİN ÇÖZÜM

Hayat pahalılığının yanı sıra kredilerle ayakta durmaya çalışan dar gelirlinin kullandığı kredilerin şimdide vade süresinin kısaltıldığı ve asgari ödemesinin de iki katına çıkarıldığını hatırata Yunus Çiçek, insanca yaşayabilmek için en düşük maaşın yoksulluk sınırı üzerine çıkarılması gerektiğini belirterek

Çözüm için şunları sıraladı:

 

En düşük maaşın yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasından geçmektedir. 

Bunun için;

  • Eşi çalışmayan, iki çocuklu, en düşük maaşı alan kamu emekçisinin geliri maaşında yapılacak artışın yanı sıra eş ve çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım yardımı, yiyecek yardımı, ikramiye, yakacak yardımı gibi kalemlerde artışlarla yoksulluk sınırının (2022 Mayıs itibari ile 19.785 TL) üzerine çıkarılmalıdır.
  • Tüm tüketim maddelerine yapılan zamlar geri alınmalı, bu maddelerde KDV sıfırlanmalıdır. Akaryakıt ürünlerinden telefona kadar lüks olmaktan çıkan her üründe ÖTV kaldırılmalıdır.
  • Halkın, emekçilerin cebinden alıp zenginlere, beşli çeteye, yandaşlara aktarmanın araçları olan Kur Korumalı Mevduat Sistemi, Kamu Özel İş birliği Projeleri, Döviz Garantili İhaleler sonlandırılmalıdır.

Bu talepler 2023 Ağustos “toplu sözleşmesi” beklenmeden hayata geçirilmeli, hem kamu emekçilerinin, emeklilerin hem de asgari ücretlilerin kayıpları bir an önce giderilmelidir.

www.yenicizgihaber.com YEN ÇİZGİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.