KESK “İşimizi, ekmeğimizi geri istiyoruz”
Yayınlanma:
Güncelleme:
KESK “İşimizi, ekmeğimizi geri istiyoruz”
GAZİANTEP-YENİ ÇİZGİ; Kamu Emekçi Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Gaziantep ve Adıyaman Şubeler Platformu ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda “İşimizi, Ekmeğimizi Geri İstiyoruz” diyerek, “Siyasal kimliklere göre yapılan fişlemeler, asılsız ihbarlar, sendikal husumet üzerinden yürütülen çalışmalar ile kamu emekçilerinin örgütlü mücadelesinin hedef alındığı açıktır. Hukukun en temel ilkelerini ayaklar altına alarak intikam hırsıyla KHK listelerini oluşturanlar ve hazırlanmasına katkı sunanların demokratik ve hukuki zeminlerde peşini asla bırakmayacağımız bilinmelidir” diye ifade ettiler.
KESK tarafından Gaziantep Yeşil Su Parkı’nda düzenlenen basın açıklamasına KESK’e bağlı sendikaların yanı sıra DİSK ve bazı siyasi partiler ile demokratik kitle örgütleri destek verdi.
KESK Dönem Sözcüsü Eğitim Sen Şubesi Başkanı Ali Ersönmez, ile Adıyaman KESK dönem sözcülüğünden yapılan aynı ortak açıklamada şunlara dikkat çekildi.
“Yıllardır kamu istihdamında, özellikle eğitimde güvencesiz, esnek ve performansa dayalı istihdam politikalarını hayata geçirmek isteyen hükümet, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında eğitim başta olmak üzere, kamuda ‘sözleşmeli istihdam’ uygulamasını başlatmıştır. Ekim 2016’da yapılan ve sınava giren öğretmenlere sorulan tartışmalı sorular üzerinden 18 bin 506 ‘sözleşmeli öğretmen’ güvencesiz olarak istihdam edilmiştir. 20 bin sözleşmeli öğretmen alımı için mülakatların başladığını anımsatarak, MEB’in darbe fırsatçılığı yaparak sözleşmeli öğretmenliği adım adım temel istihdam biçimi haline getirmek istendiği görülmektedir”.
GÜVENCELİ İŞ GÜVENLİ GELECEK TALEP EDİYORUZ
“Çalışma Bakanının açıklamalarından da anlaşılacağı gibi, Siyasi iktidar, kamuyu tamamen tasfiye ederek, piyasacı bir biçimde yeniden yapılandırmak, zaten sınırlı hale gelmiş olan kamu emekçilerinin iş güvencesi tümden ortadan kaldırılmayı hesaplamaktadır” diyen Ersönmez, “Kamu hizmetlerinin sürekliliği, düzenliliği ve halka daha nitelikli olarak sunulması için her türlü güvencesiz istihdam uygulamalarından derhal vazgeçilmeli, herkese kadrolu ve güvenceli istihdam sağlanmalıdır. ‘Güvenceli iş, Güvenli Gelecek’ talebimizin tüm emekçilerin talebi olduğu bilinmeli. 1 Eylül 2016 672 sayılı KHK ile başlayan ve 7 Şubat tarihinde OHAL kapsamında yayınlanan 686 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 104 bin kamu personeli, tamamen siyasi ve idari karar ve tasarruflarla, ne ile suçlandıklarını bilmeden ve savunma hakkı bile tanınmadan adeta ‘yargısı infaz’ yapılarak kamu görevinden ihraç edilmiştir. Geçmişten günümüze hep darbelerin karşısında olan ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrası darbeye karşı çıkan KESK, 1 Eylülden itibaren hedef haline getirilmiştir. İhraç edilenler arasında 3 bin 300’ün üzerinde KESK’in yönetici ve üyelerimizin de yer alması, örgütlü mücadelemize, ulusal ve uluslar arası hukukla teminat altına alınana, sendikal haklarımıza yönelik özel bir girişim ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Sendikal haklarımızın ortadan kaldırılmasına izin vermeyeceğiz. Kamu emekçilerinin işi, ekmeği, seyahat hakkı, temel yaşamsal ve özgürlükleri KHK’larla rafa kalkmıştır. Kamu çalışanları yaşamsal temel ihtiyaçları karşılayamaz duruma gelmişlerdir. İşimizi, ekmeğimizi geri istiyoruz”
NE DARBE, NE OHAL YAŞASIN DEMOKRATİK TÜRKİYE DİYORUZ
Siyasi kimliklere göre yapılan fişlemelerin, asılsız ihbarların ve sendikal üzerinden yürütülen çalışmalarında kamu emekçilerinin örgütlü mücadelesinin hedef alındığını belirten KESK Dönem Sözcüleri; “Hukukun en temel ilkelerini ayaklar altına alarak intikam hırsıyla KHK listelerini oluşturanlar ve hazırlanmasına katkı sunanların demokratik ve hukuki zeminlerde peşini asla bırakmayacağımız bilinmeli. Kamudan hukuksuz bir şekilde ihraç edilen ve açığa alınan bütün kamu emekçileri görevlerine iade edilmeli, örgütlü mücadelemize yönelik bu haksız ve hukuksuz yönelimler derhal durdurulmalı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL uygulaması ve KHK’larla, kamu emekçilerine, eğitime ve bilime, eğitim ve bilim emekçilerine yönelik olarak başlatılan kitlesel ihraçlar, açığa almalar hız kesmeden sürmektedir. Türkiye, tarihinin en kritik referandumuna devasa sorunlar ve kamuda yaşanan ihraçlar sorunu ile gidilmektedir. Bu süreçte acil olarak, bir daha getirilmemek üzere OHAL uygulamasından vazgeçilmeli. Türkiye normale döndürülmeli ‘Ne darbe, ne OHAL yaşasın demokratik Türkiye’ diyoruz” ifadesini kullandı.
MHP lideri Bahçeli’nin ‘mevcut fiili bir durum var, bunu yasal zemine oturtalım’ talebi üzerinden ala acele, toplumsal ve siyasal konsensüs sağlanmadan ve toplumla tartışılmadan, yeni Anayasa’nın 16 Nisan’da halk oylamasına sunulacağının altını çizen KESKliler, “Halkın bu referandum sürecini anlayacağı, tartışacağı, ortak akıl yürüteceği ve hür iradesi ile karar verebileceği güvenli bir ortam, hukuki bir zemin sağlanmalıdır. Bu referandum sürecinde toplumsal kesimleri cepheleştirmeden, ayrıştırmadan sonuca gitmek ülkemizin uzun vadeli çıkarına olacak.”
KESK Dönem Sözcüleri “KESK, geçmişten bu güne ‘temel hak ve özgürlüklerimizi geliştirmeyen, iş güvencesini sağlamlaştırmayan, sendikal örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırmayan, kamu çalışanlarının haklarını büyütmeyen, 12 Eylül darbesi mirasından kalan antidemokratik yasaları rafa kaldırmayan, demokratik, özgür, eşitlikçi olmayan, hiçbir anayasayı’ kabul etmeyecek, hayır diyecek” şeklinde açıklama yaptı.
Açıklamadan sonra kitle olaysız dağıldı. BEKİR ŞAHİN
Sendika
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.