KESK: Halktan, Emekten Yana Bir Bütçe istemeye devam edeceğiz

KESK: Halktan, Emekten Yana Bir Bütçe istemeye devam edeceğiz
KESK: Halktan, Emekten Yana Bir Bütçe istemeye devam edeceğiz

 

GAZİANTEP- BEKİR ŞAHİN: Artan yoksulluk ve ağırlaşan yaşam koşullarında TBMM’de 2023 Bütçesi görüşülmeye devam ederken kamunun özgür sesi olan KESK ve bileşenleri yurt genelinde olduğu gibi Mersin, Urfa, Adıyaman, Adana ve Gaziantep’te “Halktan, Emekten Yana Bir Bütçe” istemeye devam ediyor.

 

Gaziantep’te Kırkayak Parkında gerçekleşen “Halktan, Emekten Yana Bir Bütçe” sloganıyla toplanan KESK ve bileşenleri sendikaların başkan ve yöneticileri üyeleri ile KESK Eşgenel başkanı Mehmet Bozgeyik ile DİSK başta olmak üzere bazı demokratik kitle örgütü temsilcileri de katıldı.

 

Gaziantep’teki ortak açıklamayı KESK Dönem Sözcüsü Ömer Parlakçı yaptı. Maaşlardan ödeyeceğimiz vergilere, yararlanacağımız kamu hizmetinden, faturalarımıza kadar hayatımızın her alanı bütçe ile belirleniyor diyen Ömer Parlakçı, “Bütçeler bir ülkede kaynakların, gelirlerin kimlerden toplandığını ve söz konusu gelir ve kaynakların kimler için kullanılacağını gösteren belgelerdir. Buradan hareketle bir ülkedeki mevcut sistemin kimden veya kimlerden yana olduğunu anlamanın en kolay yolu bütçesine bakmaktır” dedi.

 

Bütçeler, yoksuldan alıp zengine verme politikasının en temel aracı olarak kullanıldığını ifade eden KESK Dönem Sözcüsü Ömer Parlakçı KESK’in ortak açıklamasına şöyle devam etti:

 

“Çünkü bütçelerin temel kaynağını oluşturan vergilerin tüm yükü başta biz emekçiler olmak üzere halka yıkılırken; vergi istisnası, muafiyeti, affı, indirimi, teşvik, hazine garantisi gibi yollarla zenginler, patronlar kollanmaktadır. “Vergi harcaması” adı altında her yıl on milyarlarca vergi gelirinden vazgeçilmektedir.  Örneğin, 2021 yılında toplanması hedeflenen her 100 TL’lik verginin 25 TL’sinden sermeye lehine vazgeçilmiştir.

 

Toplanan vergiler artık bize yol, su, elektrik olarak dönmemekte, aksine yol, su, köprü, tünel için ayrıca yüklü miktarda para alınmaktadır. Vergilerimiz, hizmet alsak da almasak da Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projeleri denilen Şehir Hastanesi, yol, köprü, tünel yapan şirketlere, Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine Hazine garantisi olarak aktarılmaktadır.

 

Kamu hizmetlilerine ayrılan kaynaklar-yatırımlar gittikçe azaltılmakta, sağlık ve eğitim başta olmak üzere kamu hizmetleri piyasalaştırılmaktadır.

 

Kadınların en temel ihtiyacı olan toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme her seferinde göz ardı edilmekte, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik programlar için neredeyse hiç kaynak ayrılmamaktadır. Kadınların işgücüne, istihdama katılmadaki eşitsizliği başta olmak üzere mevcut olan eşitsizlikler artarak devam etmektedir. Daha fazla ücretsiz ev içi emek ve bakım emeği harcamak zorunda bırakılan yine kadınlar olmaktadır.

 

2023 yılı bütçesi bir faiz bütçesidir. AKP+MHP iktidar bloğu son yıllarda giderek anaparaya yetişecek oranda faize kaynak ayırmaktadır. Bütçeden faiz giderleri için, Kur Korumalı Mevduatlar (KKM) için ayrılan tutar hariç, 566 milyar TL ayrılmıştır. Bu durumda halktan toplanan her 100 liralık verginin 18 TL’si faize gidecektir. Faiz giderleri bütçe giderleri içerisinde 3. Sıraya yükselmiştir. İktidarın her fırsatta faize karşı olduğunu belirtmesinin büyük bir yalan olduğu bu bütçe rakamları ile de doğrulanmıştır.

 

2023 yılı bütçesi aynı zamanda bir seçim bütçesidir. İktidarın kimi kesimlere bir miktar kaynak aktarması tamamen seçime endeksli olup kaşıkla vereceğini kepçeyle toplayacağı yeniden değerleme oranlarından da anlaşılmaktadır. “

 

2023 bütçesi son yıllardaki diğer bütçeler gibi bir otoriterleşme ve savaş bütçesi olduğunu ileri süren Parlakçı, “Suriye’den, Libya’ya, Afrika’ya uzanan emperyal arayışlara, Kürt sorununda benimsenen çözümsüzlük politikalarına, iç ve dış politikada izlenen gerginlik stratejisine paralel olarak Türkiye, yıllardır yüksek savunma ve güvenlik harcamaları açısından dünyada ilk on ülke içinde yer almaktadır. 2023 yılı bütçesinde toplanacak her 100 lira verginin en az 15 TL’si silahlanma için harcanacaktır” dedi.

 

Sırtını halka, emekçilere yüzünü ise sermayeye ve patronlara dönen bu bütçelerle Türkiye’nin geldiği durum ortada olduğunu ifade eden Parlakçı,

 

“Emeği ile geçim mücadelesi veren milyonlar derin bir yoksullaşma ve güvensizleşmeye itilmiştir. Hayat pahalılığı ve işsizlik kronik bir hale gelmiştir. Türkiye “Asgari Ücretliler Ülkesi”ne dönüştürülmüş, emeğin milli gelirden aldığı pay gittikçe düşürülmüştür.

Ekonomiden, iç ve dış politikaya, istihdamdan güvenliğe, eğitim ve sağlıktan barınma hakkına kadar akla gelebilecek her alanda adeta çıkmaz bir sokağa sürüklenmiş bulunuyoruz.

 

Ülkedeki işsizler ordusu büyümüş, kronik hale gelen işsizlik çalışanların ücretlerini, çalışma koşullarını, sendikal haklarını baskılamanın aracına dönüştürülmüştür.

Derin bir toplumsal yoksulluk, artan mafyalaşma, yolsuzluk ve buna karşı çıkan herkesin baskı ile sindirmeye dayalı bir yasaklar ülkesi tablosu ile karşı karşıyayız.

KESK olarak yıllardır iktidarda kimin, kimlerin olduğuna aldırmaksızın bu tablonun değişmesi için fiili ve meşru bir mücadele yürütüyoruz. Bu uğurda ihraçlar da dahil olmak üzere birçok bedel ödedik, ödemeye devam ediyoruz. Ancak bedeli ne olursa olsun iktidarların kapı kulu olmayı reddetmeye, iktidarların memuru değil, halkın kamu emekçisi ve mücadele örgütü olarak sadece kendimiz için değil, herkes için HALKTAN, EMEKTEN YANA BİR BÜTÇE istemeye devam edeceğiz.

Emekten Yana Bütçe için birlikte mücadele etmeye çağırıyor 17Aralık 2022 tarihinde Ankara’da ‘GEÇİNEMİYORUZ!  SEÇİM BÜTÇESİ DEĞİL, GEÇİM BÜTÇESİ İSTİYORUZ!’ Şiarıyla yapacağımız mitinge çağırıyoruz” şeklinde konuştu. www.yenicizgihaber.com YENİ ÇİZGİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.