Kamu çalışanlarının özgür sesi KESK: Bu gidişatı ya durduracağız ya durduracağız

Kamu çalışanlarının özgür sesi KESK: Bu gidişatı ya durduracağız ya durduracağız
Kamu çalışanlarının özgür sesi KESK: Bu gidişatı ya durduracağız ya durduracağız

 

GAZİANTEP- MERSİN- YENİ ÇİZGİ: Kamu emekçileri 20 yıl önce emekli maaşıyla bir ev alırken bugün niçin alamıyor diyen KESK yöneticileri, “İktidar, TÜİK ve yandaş konfederasyonun yarattığı girdap ile emekçiler karın tokluğu dahi diyemeyeceğimiz bir sefalet ücreti ile yaşamaya çalışmaktadır. Bu gidişatı ya durduracağız ya durduracağız. Fiili ve meşru mücadelemizi farklı eylem ve etkinliklerle sürdürmeye devam edeceğiz” diye ifade ettiler.

 

Gaziantep’te SGK İl binası önünde toplanan KESK’e bağlı sendikaların yöneticileri ile üye kamu çalışanları burada ortak açıklama yaparak tepkilerini dile getirdiler. Eğitim Sen Şube Başkanı Ömer Parlakçı hükümetinin kamu çalışanlarını adeta yok sayarak açlığa sürüklediğine dikkat çekerek, iktidarın sermayeden yana politikalarının ağır sonuçlarını yaşayan tüm kesimlerle birlikte mücadele ederek insan onuruna yaraşır bir yaşamı inşa edeceklerini açıkladı.

 

KESK’in konuyla ilgili olarak açıklamasını okuyan Büro Emekçileri Sendikası (BES) Şube Yöneticisi Yunus Çiçek, Yandaş Konfederasyon enflasyon altındaki oranların altına imza attığı bunun yıllardır yaptığını ifade ederek, “TÜİK her altı ayda bir iktidarın ekonomi politikalarına uygun oranlar açıklayarak gerçek enflasyonu gizliyor ve iktidar TÜİK verilerine göre enflasyon farkını vererek lütfedercesine artış oranı açıklıyor! Oysa her zaman altını çizdiğimiz üzere enflasyona göre maaş zammı “sıfır” zam demektir. Sahte rakamlardan ibaret TÜİK verilerine göre maaş zammı ise reel gelirimizin erimesi, yoksulluğumuzun artması demektir.

Buna rağmen yandaş Konfederasyonun yetkilileri avuçlarını patlatırcasına iktidarı alkışlıyor, en ufak bir ahlaki duyarlılık göstermeden “başardık başardık” diye ortalıkta geziyor!

Soruyoruz; başardıysanız kamu emekçileri AKP iktidarı döneminde neden sürekli kaybetti, neden alım gücü yıldan yıla biraz daha eridi? Neden kamu emeklileri 20 yıl önce emekli ikramiyesi ile ev alabiliyor iken bugün hayalini bile kuramıyor?” dedi.

 

20 yıl önce asgari ücretin 2 katını geçen en düşük kamu emekçisi maaşı bugün geldiğimiz noktada asgari ücretin altına indiğini hatırlatan BES Şube yöneticisi Çiçek, “Asgari ücretin 3 katını aşan ortalama kamu emekçisi maaşı ise bugün asgari ücretin sadece 500 TL üzerindedir. Sadece bir yıl önce yoksulluk sınırının yaklaşık yarısına denk gelen en düşük kamu emekçisi maaşı bugün yoksulluk sınırının üçte birine kadar inmiştir.

Asgari ücretin 3 katını aşan ortalama kamu emekçisi maaşı ise bugün asgari ücretin sadece 500 TL üzerindedir.

Sadece bir yıl önce yoksulluk sınırının yaklaşık yarısına denk gelen en düşük kamu emekçisi maaşı bugün yoksulluk sınırının üçte birine kadar inmiştir.” Şeklinde konuştu.

 

KESK Mersin Şubeler platformu üyeleri Özgür Çocuk Parkında toplanarak konuyla ilgili açıklama yaparak tepkilerini dile getirdiler. TÜİK verilerine göre emekçilerin ve halkın temel harcama kalemi olan gıdada resmi enflasyon yıllık yüzde 77.87’ye, kira-konut enflasyonu ise yüzde 79.83’e ulaştığını hatırlatılan ortak açıklamada şunlara dikkat çekildi:  www.yenicizgihaber.com

 

“İktidar büyük bir gürültüyle kamu emekçilerinin ve emeklilerin 2023 Ocak maaşlarının yüzde 25 artırılacağını açıkladı. Büyük tepki üzerine daha 24 saat geçmeden artış %30 olarak revize edildi. Sanki %25’i söyleyen muhalefetmiş gibi kendileri çalıp kendileri oynadı.

İbretlik bir iktidar ve yandaş sendikacılık ile karşı karşıyayız. 6,5 milyon kamu emekçisi ve emekli, yandaş konfederasyonların ve iktidarın sahte enflasyon rakamlarını bir kuruş aşmayan TİS mutabakatlarının bedelini yıllardır ödemeye devam etmektedir.

İktidarın açıklamalarının, Cumhurbaşkanı’nın sahte TÜİK rakamlarının üzerine birkaç puan koymaktan ibaret “müjdesinin” yaşadığımız gerçek enflasyon ve alım gücünün korkunç erimesinin karşısında hiçbir karşılığı yoktur!

En küçüğünden en yaşlısına, işsizinden çalışanına, öğrencisinden esnafına kadar tüm halk TÜİK rakamlarının yalan, yoksulluğun gerçek olduğunu bizzat yaşayarak görmektedir. İşte bu yüzdendir ki, her gün şapkadan tavşan çıkarırcasına açıkladıkları “müjdelere” rağmen ücretler, alım gücü eridikçe erimektedir. 

Geldiğimiz noktada nüfusun %1’ini oluşturan tuzu kuru olanların, rantçı çevrelerin, sermayenin dışındaki tüm halkın daha fazla dayanacak gücü kalmadı.

Biz kamu emekçileri ve emeklileri olarak;

Öncelikle yaşanan kayıpların bir nebze de olsa azaltılması için kamu emekçilerinin ve tüm emeklilerin maaşlarına en az asgari ücret artış oranı kadar zam yapılmasını,

İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret için en düşük kamu emekçisinin maaşına eş yardımı, çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım yardımı gibi sosyal ödemelerde yapılacak artışlarla yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasını,

Tüm vergi yükünü ücretlilerin omuzlarına yıkan, her yıl daha da büyüyen gelir vergisi adaletsizliğine derhal son verilmesini, gelir vergisi birinci dilim oranının %15 ten %10’a düşürülerek yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini talep ediyoruz.”  www.yenicizgihaber.com YENİ ÇİZGİ

 

xxxxx

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.